Kendi söküklerimizi dikebilir miyiz bilmem amma… Şehrin sorunlarını, sıkıntılarını çok daha etkin yoldan çözebilmek için yola çıktık. Bu hafta birçok STK gibi bizler de Konya Gazeteciler Cemiyeti üyeleri olarak genel kurulumuzu gerçekleştirdik. Salgından ötürü 2 kez erteleme olmuştu mart ayındaki kongre haziran ayına kaldı.
2012 yılında yapılan Konya Gazeteciler Cemiyeti (KGC) seçimlerini birçok meslektaşımız hatırlayacaktır. Konya basını, tarihinde ilk defa ayrışmaya gitmiş ve ikinci bir gazeteciler topluluğu olan Konya Basın Konseyi (KBK) kurulmuştu. O gün için sadece 1 oy ile seçimi kazanan Adem Alemdar KGC Başkanı olmuş, 1 oy farkla kaybeden Ömer Kara ise KBK’nın kuruluşuna öncülük etmişti.
Demokratik olgunlukla karşılayabileceğimiz bu süreçte ortaya bir gerçek çıktı: birlik yoksa dirlik de yok…
Çok iyi hatırlıyorum o yıllarda Merhaba Gazetesi’nde yazdığım köşede ‘Konya Basınında Birlik Olsa’ başlığıyla gelinen noktayı eleştirmiştim. Yıllar içerisinde gazeteci büyüklerimizle yaptığımız sohbetlerde durumun yanlışlığıyla ilgili fikir birliği oluşsa da; maalesef konuyu sahiplenen hiç kimse olmadı. Herkes geri durdu.
Bazıları küstü köşesine çekildi. Bazıları taraf oldu. Bazıları ise her iki gruptan ayrı çalıştı.
Netice itibarıyla bu konuyu kafaya takan isimler ile defalarca toplantılar gerçekleştirdik. Tek tek bütün gazete sahiplerini ziyaret ettik. İkna için çaba sarf ettik. Gelinen noktada eksiler ve artılar üzerinden somut örnekler anlattık. Bütün gazete sahiplerinin veya 1. derece yöneticilerinin cemiyet yönetiminde yer alması fikri ile başladığımız yolculuk, kısmen akamete uğrasa da Konya’da faaliyet gösteren medya kuruluşlarının karar verici pozisyonunda temsilcisinin olduğu bir yönetim oluşturduk.
1995 yılından beri KGC’de yönetim kurulu üyeliğinden başkanlığa birçok alanda görev yapan Sefa Özdemir Bey’in Başkanlığında bazı arkadaşlarımın deyimi ile ‘şampiyonlar ligi’ kadrosu tadında isimler yönetimde yer aldı. Eski gazeteciler daha iyi bilir ama benim hatırladığım, en katılımcı ve güçlü bir dönemi birlikte yaşayacağız. Elbette geçtiğimiz dönemlerde emek verenlere de teşekkür borcumuz var.
Gazetecilerin birlik olması sadece kendi sorunlarına odaklanması anlamına gelmiyor. Şehrin huzuru, birlikteliği ve kardeşliği bu gibi STK’ların tıpkı bir nüve gibi ektiği tohumlar ile yeşeriyor.
O yüzden bu hafta gerçekleşen kongreyi alelade bir toplantı sanmayın. Allah nasip ederse zaman içinde bu kurduğum cümleler çok daha iyi anlaşılacak.
Başkan, vekil, yardımcı sıfatlara takılmadan; egolarımızı ayaklar altına alarak, şehrin sorunlarına yoğunlaşıp ortak ses olabildiğimiz vakit 4. kuvvet olan medyayı ‘yok sayacak’ hiçbir güç olmayacağını birlikte göreceğiz. Bu, güzel şehrimiz Konya için yeni bir dönem anlamı taşıyor. Güçlü medya, güçlü şehir anlamına gelir.
Aylarca önce şehir menfaatleri için hangi görüşte olursak olalım, ortak ses ortak soluk olmalıyız demiştik. Bugün çok şükür kıvılcımı çaktık.
Değinmeden geçemem. Başkanlığı elinin tersi ile itebilmek bir fani için ‘zor’ denilecek hareketlerden biridir. Bu süreçte Konya Basın Konseyi Başkanı Yusuf Gürbüz Bey’e fedakârlığı için teşekkür etmemiz gerekiyor. Neticede bütün gazetelerin tek çatı altında toplanması için onun da gayretlerine şahidim.
Birlik ve beraberliğimizin devam ettiği güzel bir dönem geçirilmesi dileğiyle yönetimde yer alan tüm isimleri tebrik ederim…