Yeter artık bugün de Covid’le ilgili yazı yazmayacağım diye aldığım karar, Deutsche Welle (DW) Türkçe adlı Alman basın kuruluşunun Konya’ya özel yaptığı haberle değişti. Haberde Konya’da yer aldığı iddia edilen; Nurcan Hemşire, Semra Hemşire, Eğitim Araştırma’nın yoğun bakım doktoru, Covid hastası Faysal T.’nin ifadeleri bırakın şoku infial oluşturacak derecede.
En önemli iddia şu: ‘Bir üniversite hastanesinde çalışan Semra Hemşire, "Hastalar serviste ölmeye başladı. Oksijen seviyesi düşen hastayı yoğun bakımda yer olmadığı için gönderemiyoruz, kaybediyoruz" diyor. Kentteki durumu "pandeminin başlarındaki İtalya" diye tarif eden Semra Hemşire, bütün meslektaşlarının kaygılı olduğunu söylüyor.’
Haberde buraya almak istemediğim daha vahim şeyler var. Lütfen bu iddialar doğru ise gerekeni yapın. Yalan ise açıklama yapın zira bu yayın kuruluşunun Türkiye’yi karıştırmak için daha evvelki sabıkalarını çok iyi biliyoruz. Bu kişiler hakkında soruşturma başlatın. Konya hiç kimsenin oyuncağı değil. Habere göre Konya kapalı kutu ve muhafazakâr olduğu için sesini çıkarmıyormuş.
Kimse kusura bakmasın; yumuşak başlıyız ama asla uysal koyun değiliz!
BOMBAYA GEREK YOK KÜÇÜK BİR İHMAL YETER
Dün öğlen saatleri gazetemizin yakınındaki bir binanın altında şiddetli bir patlama meydana geldi. Muhabirimiz hemen olay yerine gitti ve ilk görüntüleri paylaştı. Küçük bir iş yerinde ilk belirlemelere göre gaz sıkışması nedeniyle oluşan patlamada çevre binalardaki işyerleri de zarar gördü.
Nalçacı daha evvel 90’dan fazla insanımızın can verdiği Zümrüt faciası ile sarsılmıştı. Orada da temelde kolon kesen bir işyerinin ihmali söz konusu idi.
Şiddetli patlamanın meydana geldiği bina altındaki lokantanın doğalgaz aboneliği yok. Sanayi tipi tüp kullanıyor burada bir kaçak oluşuyor. Tüp gazın hortumlarda sıkışması sonucu patlama meydana geliyor. Detaylı inceleme sonucu daha fazla bilgi verebiliriz. Lakin ilk incelemelerde edindiğimiz bilgiler bunlar. İşyerinin ihmali var mı bunu raporlardan öğreneceğiz. Lakin şehrin merkezinde doğalgaz yerine lokantanın tüp gaz kullanması ciddi soru işareti. Zira doğalgazın denetimleri ve güvenirliği tüp gaza göre çok daha fazla.
Binaların sağlamlık durumu, çoğu bina altı dükkânların Pazar olduğundan kapalı olması patlamada kötü bir durumun ortaya çıkmasını engelledi. Ortaya savrulan camların o şiddetlere bir canlıya gelmesi bile çok can yakabilirdi.
İnsan hayatı bu kadar ucuz olmamalı. Binaların altına ticari kaygılarla konumlandırılan işyerleri onlarca yıldır devam eden çok önemli bir sorun.
Patlama ile bir kez daha şahit olduk. Toplu ölümler için artık savaşlara, bombalara, pandemiye fırtınalara gerek yok. Küçük bir ihmal ucunu alamadığımız facialara neden olabiliyor. Daha geçtiğimiz günlerde yaşadığımız Sakarya’daki havai fişek fabrikasında meydana gelen patlama gibi…
Dün tek cümle ile güzel şehrimizi Allah korudu. Bol bol şükredelim.
KONYASPOR KONGRESİNDEN GERİYE KALANLAR
Kongre tamamlandığına göre eteğimizdeki taşları ortaya dökebiliriz.
Strateji ve açıklama savaşlarının yaşandığı Konyaspor Kongresi, Hilmi Kulluk’un yeniden Başkan seçilmesiyle sona erdi. Ortaya çıkan ikinci liste mevcut delegasyon yapısını gerekçe göstererek adaylıklarını geri çekti.
Kim yapıyor niye yapıyor kamuoyunda bilinmeyen bir şeyler oluyor. Aday olduk olmadık, ötekiler geç çıktı erken çıktı söylemlerinin arasında yeni yönetim seçildi. Önceki yönetimin güçlü ve tecrübeli isimleri Mehmet Günbaş, Fuat Kunduracı, Mustafa Genç, Selçuk Aksoy, Mustafa Aydınalp, Ahmet Büyükateşli, Celalettin Yılmaz, Osman Koçak listede yer almadı.
Bazılarının kendi isteğiyle yönetimde yer almadığını biliyorum. Başkan bu isimlerin yerine taze kanlar yerleştirdi. Elbirliği ile yönetelim ve yardımlaşalım cümleleri önemliydi. Başkanın kongre boyunca gözlemlediğim vakur ve yatıştırıcı üslubu da sempatik geldi. Anladığımız kadarıyla takım Bülent Korkmaz’a emanet edilecek. Delegasyonun verdiği yetki ve Başkanın şimdiden öngörmesiyle önümüzdeki yıl Konyaspor’un borcu 300 milyon lira civarında olacak. Bunda kur oynaklığı etkin sorun olarak duruyor.
Kim yönetir, nasıl yönetir taraftar bundan ziyade başarıya bakar. Rıza’nın suçu, Aykut’un suçu, Basketin başına getirdiğimiz hocanın, genel menajerin suçu denilerek başarısızlığa kılıf bulunamaz, bu bir iletişim hatasıdır. Bu kişiler kadar yönetim de başarısızlıkta pay sahibidir. Bakın 1922’yi özellikle yazmadım. Zira oraya münferit bir yönetim tahsisi yapılarak bir deneme yapıldı. Daha sonra da yanlıştan dönüldü.
Dışarıdan sessiz sakin Konyaspor yönetimini izleyen biri olarak söylüyorum yapılan veya yapılmaya çalışılan şeylerde kötü niyet yok. Konyaspor üzerinden prim yapalım derdi yok. Altını çizerek ifade etmeliyim ki ana sorun iletişim dili sıkıntısı.
Konyaspor’un çok uzun süredir medya iletişim diliyle ilgili sorunu var. Küçük dokunuşlarla halledilecek problemler beceriksizlikler neticesinde dönüp dolaşıp Başkan Kulluk’un şahsına kadar ulaşıyor. Tabi alttakileri konuşan yok yıpranan yine Başkan oluyor.
Bakın aylar önce, önceki Konya Valisi Cüneyit Orhan Toprak Bey’e ‘VALİYİ YAKAN YAKIN EKİBİ’ başlıklı bir yazıyla seslenmiştim. Medya iletişim hataları yüzünden Konya teamüllerinde çok rastlamadığımız süre içinde Vali Bey ilk kararnamede görevinden alındı.
Aynı çağrıyı Cuma günü seçtiğimiz Başkan Hilmi Kulluk için de yapıyorum. Kurumsal İletişim biriminiz medya ilişkilerini yönetemiyor. Spor camiasından birçok kardeşimizin ortak sıkıntısı bu. Kimseyi işinden edin falan demiyorum. Lakin sadece basınla ilgilenecek bir birim oluşturmanız birçok olumsuz durumun önüne geçecektir.
Son günlerde ulusal medyada da olumsuzluklarla anılan yönetiminiz için bu karar yeni bir zeytindalı olarak algılanacaktır. Bizimki tıpkı Sayın Toprak’a yaptığımız gibi dostça bir tavsiye… Elbette irade gösterecek olan Başkan Hilmi Kulluk’tur…