Türkiye’nin ilk şehir hastanesi Ocak 2017’de Yozgat’ta açıldı. Sağlık Bakanlığının şehir hastaneleri projeleri kapsamında kamu özel işbirliği ile yapılan hastane açılışında; Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘14 yıllık hayalim’ demişti. Yani 2003’de iktidara geldiği yıllarda kafasına bu projeyi koymuş Cumhurbaşkanı. Müneccim olmadığını sanırım hepimiz biliyoruz.
Konya Karatay Şehir Hastanesi’nin de yer teslimi 2016’da temel atması 2017 yılında yapıldı. 2 yıl gibi kısa bir sürede bitirilmesi planlanıyordu ki, biraz sarkma ile önümüzdeki birkaç ay içinde hizmete alınacak. Zaten Konya Karatay Şehir Hastanesi personel alımlarının da buna bağlı olarak devam ettiğini biliyoruz.
Konya’daki önemli tarımsal araştırma merkezlerinden Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü (Konyalının bildiği isimle HARA) arazisi, şehir hastanesi için uygun mu değil mi diye çok tartışıldı. Birçok ilde şehir hastanelerinin şehir dışına yapıldığını düşünecek olursak, bugün ne kadar doğru bir karar verildiği anlaşılıyor. Zira Konya ovası geniş topraklara sahip. Mevcut alan da toprak verimi açısından bulunmaz bir yer değil. Kışın biraz sis fazlalığı olabilir lakin bunun da metro ve tramvay ulaşımının gelişeceği bölgede, çok sorun olacağını sanmıyorum.
Evet, Konya Karatay Şehir Hastanesi açılışı için artık geri sayım başladı… Bölgeyi yakından takip ettiğimiz için gün gün artık sona gelindiğini gözlemliyoruz. Burası dev bir sağlık kampüsü. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın da dediği gibi: ‘Şehir hastaneleri sadece bir hastane değil, alanında özelleşmiş çok sayıda hastanenin bir arada olduğu hastane şehirleridir.’
Projelendirme aşamasında; Konya’da tamamlanan veya yapımı devam eden, Yazır’dan Selçuklu Tıp’a, Merkez Numune’den, Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi’ne, Meram Tıp’a gözümüzün gördüğü yer hastane oldu (hatta muhalif medyadan da etkilenerek) ‘ne gerek var bu kadar beton yığınına’ cümleleri havada uçuşmuştu.
O günlerde ‘devlet şehir hastaneleri aracılığıyla batırılıyor’ haberleri yapan BBC, CNN gibi yabancı medya kuruluşları bugün ‘Türkiye salgın sürecinde örnek oldu’ diye yayın yapıyor.
O gün hükümete ve Cumhurbaşkanına kızanlar bugün kuyrukları kıstırmış vaziyetteler. Korona tehlikesi hala bitmedi. Kaldı ki önümüzdeki yıllarda korona ve benzeri salgınların olma ihtimali yüksek. Öyleyse son teknoloji olan bu hastanelere ihtiyaç giderek artacak.
Sağlık Turizmi açısından önemini daha iyi anlayacağız. Zira proje aşamalarında muhalefet en çok ‘turizm için hastane yapıyorlar yazık’ eleştirileri yapıyordu.
Türkiye petrol gaz zengini değil. Ekonomiyi ayakta tutan ana mekanizmalardan biri turizm. Deniz yoluyla değilse sağlık yoluyla… Tabi ki devam edecek.
Türkiye’yi gelişmiş ülkelerin kişi başına düşen gelirleriyle kıyaslayan zihniyet, o ülkelerdeki sağlık giderlerini neden bizimkiyle kıyaslamaz? Oradan ekmek çıkaramazlar da ondan. Biz bunları yazınca zannediyorlar ki kayıtsız şartsız hükümeti övüyoruz. Değil kardeşim. Doğruya doğru deyin. Yanlışa yanlış. Bizim yaptığımız bu…
ALİ BABACAN’IN KONYA’DAKİ ESAMESİ
Dün Ahmet Hakan’ın köşesinde okumasam aklımın ucunda yoktu. Sahi, Ali Babacan’ın henüz milletin adını dahi hatırlayamadığı partisinde son durum ne?
Gençlere diye yaptıkları videoların çuvallama mesajlarıyla meşgul olabilirler mi? Tabansız bir şeyler başarabilmenin imkânı yok. Daha evvel Gelecek Partisi ile ilgili ne yazdıysam aynı şeyler Deva için de geçerli. Bugünkü konjonktürde Türkiye’de yeni bir partiye ihtiyaç yok. Ahmet Hakan, ‘Ali Babacan’ın Konya’da esamisi okunmuyor’ diye yazmış yanına birkaç şehir daha katarak.
Ee, yalan da söylememiş. Ne Sayın Babacan’ın ne de partisinin adı geçiyor şehirde. Konyalı gözüyle, yok gibiler. Konu açılmışken bir iki bilgi kırıntısı vereyim. Kurucu il başkanı bulma çalışmaları devam ediyor. Adı geçen birkaç isim benim de kulağıma geldi. Hele hele o isimlerle Konya’da yola çıkarlarsa... Doğmadan mezar kazmaya başlasalar iyi ederler! Benimkisi dostça tavsiye tabi.