Hiçbir fani sonsuz değildir. Önemli olan devlettir. Hele de dünyada tek misyonu olan Türkiye gibi bir ülke daha da önemlidir; yaşatılmalıdır. Bu anlayış mümkün olduğu kadar ister ferdi (veya aile) ister kollektif (kooperatif veya çok ortaklı) şirketler için de geçerlidir. Ama olmuyor, hele de ülkemde.
Konumuz Konya Şeker. Recep Konuk’un aday olmayacağını açıklamasından sonra 2 yazı kaleme aldım. Ne hikmetse konu ile ilgili yazdıklarımla beni destekleyen; ancak Recep Konuk’u da yeren birçok görüş ortaya kondu. Az da olsa beni, hem de ağır bir şekilde tenkit edenler de oldu. Olsun, önemli değil.
Sevgili okurlar, şunu iyi biliniz ki toplumu ilgilendiren (siyasi, sosyal ve ticari) konularda, şahsımın herhangi birini tercih veya tenkit söz konusu olamaz. Önemli olan yukarıda da yazdığım gibi Devletim veya ilgili ise şirket ve kollektif yapıların sağlıkla işine devam ettirilmesidir. Konya şeker veya Şeker sanayi ile ilgili konusu bilgim dâhilinde ise doğru yapılanı destekler, yanlış yapılanı da tenkit ederim.
Konya Şeker veya şeker sanayi ve şeker pancarı ile ilgili yazı kaleme almamın sebebi (bilmeyenler için) benim üniversiteye geçmeden önce 12 yıl Türkşeker’e bağlı Şeker Enstitüsünde çalışmam, doktora tezimin şeker pancarı üzerine yapmış olmamdan kaynaklanır. Türkşeker ve şeker pancarı konusunda Ülkede derinlemesine bilgi sahibi olan birkaç akademisyenden biriyim diyebilirim. Bu konuda merak edenler bilimsel araştırmalarıma ve Pusula köşemde yazdığım onlarca yazıma bakabilir. Bunların çoğu özelleşme, şeker pancarı üretim tekniği ve ekonomisi ile Konya Şeker hakkındadır.
Konya Şeker ile ilgili son duruma bakacak olursak, birkaç gün önce Kooperatif seçiminin ilan edilen günde yapılmayacağı ve ertelendiğinin bildirilmesinden sonra bundan sonra ki nasıl bir sürecin nasıl işletileceği konuşuluyor. Yapılan ya da yapılacak tartışmalar seçim zamanının belirsizliğini işaret etse de aslında öyle değil. Neden denecek olursa daha önce ki kooperatif fabrika seçimleri ile ilgili süreç te bu şekilde yürütülmüştü.
Önce iptal, sonra KAYYUM ATAMASI, devamında yeni ekiple yönetim kurulu belirlenmesi.
Açıkça görülüyor ki, Konya Şeker de Recep Konuk dönemi sona ermiş veya erdirilmiştir. Her ne şekilde olursa olsun Konya Şeker de Konuk Başkan sürecinin tamamlamış olması gerçeğidir.
Tüm bunlar tamam da Konuk da kendini sorgulamalı, en büyük yanlışının (niyeti doğru olsa da) fabrikadan ötede kendini öne çıkarması, bunun için de kendini ortaya koyması olmuştur. Başkan olduğu ilk yıllarda (2000 den sonra) şekere öyle bir zam yapıldı ki, neredeyse maliyetin iki katına yani tonu 1200-1300 dolara satıldı. Burada ton başına 500 dolar kâr ettiği yıllar oldu. O zamanda 450 bin ton kotası olan Konya Şeker yıllık 250 milyon dolar kadar kar yapabiliyordu. Bu süre 10 yıl kadar devam etti ve Konya Şeker 2002-12 arasında hiç yatırım yapmasa idi kasasında en az 2 milyar dolar para olacaktı. Diyelim ki 1 milyar dolar yatırım yapıldı, yine de kasada 1 milyar dolar olması gerekirdi.
Bununla ilgili defalarca yazdım: Bu iş böyle gitmez, yatırımlar akıllıca ve ihtiyaca göre yapılmalı diye. Bu olmadığı gibi gelinen nokta ortada. İsteyen Torku Bir Dünya Markasıdır (pusulahaber de) 1 Aralık-2018; 16 Mart-2018, 23 Şubat-2018, 9 ve 16 Ocak-2018, özellikle de 2 Ağustos 2017 Konya Şeker de Neler Oluyor ve 8 Eylül-2017 yazdığım Konya Şekerde Konuk Faktörü başlıklı yazılarıma bakmalarını tavsiye ederim. Yazılarımda hep yapılan yanlışları ve Konuk’un hatalarını açıkça ortaya koydum.
Geçmiş geçti, geleceğe ve Konya Şeker ile çiftçinin durumuna bakalım. Görülen odur ki, önce kayyum ardından belli bir süre sonra seçim yapılacak. Burada dikkatli olunması gereken kayyumun itina ile seçilmesi. Açıkça söylüyorum ki, Kayseri Şeker deki gibi atama olursa yanlış olur.
Atanacak kayyum ülke ve dünya ve geleceği iyi okumalı. Daha da ötesi önceden de belirttiğim gibi Kooperatif fabrikaları da özelleştirme kapsamında özel şirketlere devredilmelidir. Bu iş birçok çıkarcı kesimin hoşuna gitmez ancak bu haliyle de kooperatif fabrikaları özel fabrikalarla bu ve hiçbir şekilde rekabet edemez, eninde sonunda pes edebilir diyorum. Geleceği okuyucu değiliz ancak “görünen köy de kılavuz istemez”. Daha önceden yazdığım kaygılarımın da neredeyse tamamı gerçekleşti.
Herşeyin Konya Şeker ve çiftçimiz için iyi olması dileklerimle saygı ve muhabbetlerimi sunarım.