Geçen hafta Recep Konuk Başkanın Konya Pancar Ekicileri Kooperatifi bu dönem yapılacak genel kurulda aday olmayacağı üzerine bir yazı kaleme almıştım. Yazımın muhtevası ile epeyce ilgilenen olmuş. Konuk Başkan bildirisinde özetle "22 yıllık nöbeti devrederek emanetin sahiplerinden yürekten bir hayır duası alabildiysem en büyük mutluluğum bu olacak, ben ve ekibim görevimizi yapmanın iç huzuruyla nöbet görevimizi tamamlayıp, emaneti taşımaya talip olan ve ortaklarımızın teveccüh göstereceği arkadaşlarımıza nöbeti devredeceğiz” demiş.
Bildirinin devamı daha da önemli. "Emaneti taşımaya talipli ya da kendini hazır hisseden arkadaşlar ortakların huzuruna çıkması ve projelerini anlatması için yeterli zamanları vardır. Her ortak gibi ben de oyumu kullanırken adayların projelerine, kooperatifimiz ve Konya Şeker için çizdikleri yol haritasına, ortaya koydukları vizyona bakacağım” diyor. Bu duruş ve görüş kaydadeğer dir.
Recep Başkan 22 yılın sonunda ayrılış bildirgesinde geleceğe yönelik kaygılarını ve temennisini samimi şekilde açıklarken, keşke ayrılış sebeplerini de ortaya koysa idi. ABH ve Konya Şeker üzerinde farklı yer ve yayınlarda konuşulan “battı, bitti, gitti” iddialarına cevap vererek, “Şüyuu, vukuundan beter” yani bir işin dedikodusu, olmasından daha kötü diyerek dedikoduları bitirmesi gerekir sanırım.
Recep Başkan çok sevdiği ve de büyük ideallerle devraldığı Konya Pancar Kooperatifi Başkanlığından, 22 yıllık döneminde Konya Şeker-ABH-Torku efsanesini çıkardı. Bu efsaneyi detaylı ele alarak bilanço değerleriyle mutlu bir sonla taçlandırsa ne olur. Umarım genel kurulda ayrılma sebebini ve devredilenlerin değerini ortaya koyarak Konya Şeker ve de Konya Çiftçisini rahatlatması gerekir.
Konya geçmişinde batırılan holdinglerle çok da haklı sayılmayacak şekilde zaten damgalandı. Konya Şekerin de böyle bir suçlama veya çıkmaz ile karşı karşıya bırakılması doğru olmaz. Şimdiden kendini şeker uzmanı ve özelleştirme düşmanı sayan bazıları sosyal medyada tezvirata başladı bile. Doğrusu-yanlışıyla Konya Şeker bu genel kurulda ortakların karşısına açık bir bilanço ile çıkarılmalı, yeni yönetime de borçların çevrilebilirliği konusunda destek verilmelidir. Bir müessese borçlu olabilir ancak şeffaf ve net bilgilerle ortaklara gidilirse, yeni yönetim de rahatlatılmış olur. İşin özü Recep Bey ayrılsa bile Konya Şekerden kopmamalı, ödemeler dengeli olana kadar da sorumlu olmalıdır.
İşin diğer tarafında da gerek yazılarıma gerekse de farklı boyuttaki yorumlarıma karşı Recep Başkan aleyhine oldukça fazla görüşler bildirildi. İşte buna şaşıyorum. Şahsım geçmişte, Başkanın yanlışlarını ortaya koyarken o kadar çok tenkit yedim, o kadar çok hakaretlere maruz kaldım. O zaman beni tenkit edenler, Başkanı alkışlıyor, bugün beni haklı görüyor. İşte buna dayanılmaz. Bendeniz dün Recep Konuk düşmanı değil, yapılan yanlışların tenkitçisi idim, bugün de öyle.
Bu da tamam da dün Recep Başkanı övenin bugün yermesinin altında yatan tam manasıyla “yağcılık ve çıkarcılıktır” diyebilirim. Aslında Recep Başkan bu durumu hissetmiş olacak ki, ayrılış bildirgesinde "emaneti taşımaya talipli ya da kendini hazır hisseden arkadaşlarımızın ortaklarımızın huzuruna çıkması ve projelerini anlatması için yeterli zaman vardır. Her ortağımız gibi ben de sandıkta oyumu kullanırken adayların projelerine, kooperatifimiz ve Konya Şeker için çizdikleri yol haritasına, ortaya koydukları vizyona bakacağım” diyor. Böylece Şirketin geleceği için yönetim temelli kaygılarını da ortaya koyarak haklı bir çıkış yapıyorken, dünkü yanlışını tenkit eder, bu çıkışını da alkışlarım. Aslolan Konya Şekerin, bir şekilde sağlıkla yoluna devam ettirilmesi olmalıdır.
Cumhurbaşkanımız tarafından 2021 kampanyası için şeker pancarına yapılan zammı oldukça iyi. 2020 de tonu 336 TL olan şeker pancarının %25 artışla 420 TL ye yükseltilmesi zammı yeterli bulunmalıdır.
Buna göre, 1 kg şekerde pancarın maliyeti 3 TL olacak, 1 TL de diğer giderlere ayrılırsa, şekerin 1 kg maliyeti 4 TL yi geçmeyecektir. Konya Şeker 450 bin ton kotası ile yılda en az 450-500 milyon TL kadar kâr edecektir. Durum hiçte kötü değil ancak ehil kişilerle yol alınır. Geçen yazımda da ifade ettiğim gibi Devlet otoritesi de bu işe sessiz kalmamalı; oluşacak yönetimde de yetkisini kullanmalıdır.
Daha neler olacağını önümüzde ki günlerde iyi niyetle görmek dileğiyle, KALIN SAĞLICAKLA.