Konya Şeker ve yönetimi ile ilgili köşe yazarlığına başladığımdan beri ve değişik dergilerde “özelleşme politikaları ve kooperatif fabrikaları” hakkında çok yazı kaleme aldım ve televizyon konuşmaları yaptım. Amacım fabrikaların gerçek sahibi olan çiftçinin geleceğini teminat altına almak, üretim yapılmasını sağlamak, tüm kooperatif fabrikalarının savurganlığını okuyucularla paylaşmak idi.
Bu arada Kayseri Şeker’e kayyum atanıncaya kadar ki dönemde yönetim hataları üzerinde çok durdum ve kayyum atama operasyonunda aktif görev aldım. Ortağı olduğum Kayseri Şeker yönetiminde bölge siyasetçileriyle zaman zaman ters düştüğüm oldu ancak yılmadım ve yeni oluşuma yardımcı oldum.
Kayseri siyasetçileri uyanık adamlar. Yaptığı yanlışlardan erken döndüler ve bir operasyonla seçilmiş ancak yanlış yönetimi yasalar çerçevesinde görevden uzaklaştırarak kayyum atanmasında el birliği yaptılar. Bugünkü haliyle Kayseri Şeker öncesinden daha iyi yönetiliyor diyebilirim.
Konya Şeker ve diğer bağlı kuruluşlarla ilgili durum nedir, neler oluyor, kooperatif seçimi neden ertelendi her şeyin detayına bilinmesi pek mümkün değil ama görünen odur ki önemli şeyler oluyor. Bilmeyenler için kısa bir özetleme yapacak olursak; Konya Şeker başta Konya çiftçisi olmak üzere çoğunlukla Ilgın ve Ereğli pancar çiftçisinin malıdır. 1992’de özelleştirilmesinde yani devletin % 24 hissesinin Konya Pancar Kooperatifi tarafından rahmetli Seyit Koyuncu yönetimince alınmasından sonra tamamen çiftçinin malı oldu. 1999’da Recep Konuk’un yönetimi ele alması ile de yeniden yapılanmaya gidildi, Anadolu Birlik Holding (ABH) kuruldu. O zamanlar da altın hisse tartışmaları yaşandı. Seçimlerin açık oylaması gizli hale çevrildi. Bazı haksızlıkların önüne yasal olarak geçildi.
Recep Başkan hakkında olumlu ve olumsuz şeyler yazıldı. Kimi “bay beyin”, kimi “fırsatçı”, kimisi ise “erişilmez adam” dedi. Hani derler ya “şeyh uçmaz, mürit uçurur”. Başkan’ı da böyle uçurdular.
Recep Başkan’ı hırslı biri olarak bilirim. Karşı karşıya geldiğimizde çok tenkit ettiğim zamanlar olmuştur. Yatırımlarının ekonomik olduğunu asla söyleyemem. Hatta tarım sektörü dışına çıktığı yatırımları da tasvip etmem. Başkan “durması gerektiği yerde durmadı, ABH’e kambur üstüne kambur bindirdi. Hep hedefi büyüktü. Ülkenin tarım bakanı hatta bıraksanız başbakanı olmanın yollarını zorladı. Döneminde yönetici de dayanmadı, tabii olmayan yöneticileri kısa yoldan harcadı, aşırı hırsı onu hata yapmaya zorladı” düşüncesi tüm toplumun dilinde idi. Açıldıkça açıldı vs. vs.
Gelinen noktada bu kadar başarılı denen adamın birden önü kesildi. Kimse bunu beklemiyordu ama oldu. Seçime çok az bir süre kala aday olmayacağını açıkladı. Bu ani dönüş bile bir soru işaretidir. Demek ki birileri ona “yeter artık, olduğun yerde kal” dedi. Pancar Kooperatifleri “1163 sayılı Kooperatifler yasasına” ve ana sözleşmelerine göre idare edilirler. Seçim ve denetlemeler de buna göre yapılır, genel kurul tarihi 15 gün evvelinden mülki amirlere bildirilirdi (Madde 45).
Konunun detayına girmeyeceğim ancak bundan sonra olması gereken, seçimin ertelenmesi sürecinin “kayyum atanması” ile tamamlanmasıdır. Bu atamada Konya ağaları ve hükümet kanadı “bana ne” dememeli, konu uzmanı, işinin ehli, dürüst, ilkeli bir yönetim oluşturulmasına yardımcı olmalıdırlar. Aksi durumda, söylentilere göre 10 milyar TL’lere varan borcun altından kalkılması pek kolay olmaz. Spekülasyonları önlemek ve Torku markasının yıpranmaması için borç miktarının ne kadar olduğu ve yapılanması bu markanın oluşmasında büyük emeği olan Recep Başkan tarafından açıklanmalıdır. Bu açıklama Başkan için ilkeli bir davranış olacak, bu davranış onu daha da büyütecektir. Ne de olsa halen AK Parti milletvekilidir Sayın Recep Konuk. Ona da bu yakışır.