KONYA’DA AKAN BU KANIN, VERİLEN CANIN HESABINI VEREMEYECEKSİNİZ!!!

Uğur Özteke

Bu yerel gazetecilikte her geçen gün yeni bir şeyler öğrenirken, son yıllarda kendi adıma bir şeyi daha öğrendim. “Hayatta en zor şeylerden birisi de insanın kendisini anlatabilmesi” imiş

…….

Haaaa anlayan anlıyor da bu arada zaman su gibi akıp geçiyor.

Bugün sizlerle paylaşacağım, ya da yine anlaşılamama korkusu nedeni ile paylaşmaya çalışacağım konuyu birebir yaşayalı henüz 24 saat olmadı. Olsa olsa 15-16 saat ancak olmuştur.

Bir gün önce gece saatlerinde yaşadığım olayın vicdani meselesini daha önceleri 5-6 aydır Büyükşehir cephesine aktarıyordum. Şehrin insanları adına verdiğim mücadelenin hepsinin boş olduğuna kanaat getirince “Size oy verenler daha beter olsun” diyerek o sayfayı gönlümden koparıp atmıştım.

Aynı konu ile ilgili gece çok üzüldüğüm ve etkilendiğim bir olayı yaşadım. 

Ama işin içinde polis olunca yine korkumdan es geçtim. Sadece bu haberi Konya’da fotoğrafları ile ilk biz şehrimize duyurduk. Bir tek eksikle haberi internet sitemize girerken polisi karıştırmadık, polis otosunu koyamadık.

Çünkü olay yerine ilk gelen ve yaralı polisleri araçtan çıkartıp bayılmamaları için ellerinden tutup dakikalarca konuşturan da bendim.

Neyse geçtik bu bölümleri bu olayın yaşanmasının birinci nedeni, birinci ayağı ve ilk müsebbibi neresi biliyor musunuz?

Büyükşehir Belediyesi

Emniyet

................

Amaninnnnn çok büyük hata yaptım değil mi?

Farkındayım.

Beni bu saatten sonra oylarlar mı?

Vallahi bir gün denk getirirler tuvalet kağıdı gibi şuraya da silip atıverirler.

Yapın beyler yapın.

Ama o iki yaralı polisin o anki durumları hâlâ gözümün önümde. Beni patlıcan oyar gibi oyacaksanız oyun. Nasıl olsa o iki aslan polisimiz öbür dünyada benim lehime konuşacaklardır. 

……….

Şimdi önce benim 15-16 saat önce korkumdan yazamadığım, fotoğraflarını koyamadığım konunun sabahleyin Konya’ya ve Türkiye’ye mevcut çıplaklığı ile şöyle servis yapıldığını görünce çıldırdım. Haber şöyle idi;

“Polis aracına otomobil çarptı: 2'si polis, 3 yaralı

Konya'da devriye atan trafik polis ekip aracına, aynı yönde seyir halinde olan otomobilin arkadan çarpması sonrası 2'si polis, 3 kişi yaralandı.

Kaza, saat 20.00 sıralarında merkez Selçuklu ilçesi Sille Ak Mahallesi Yeni Sille Caddesi üzerinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, şehir merkezinden Sille istikametine seyir halinde olan Konya İl Emniyet Trafik Denetleme Şube Müdürlüğünde görevli polis memuru Murat T. idaresindeki 42 A 5533 polis aracına aynı yönde seyir halinde olan Muhammed Yasin B. idaresindeki 06 FZ 7174 plakalı otomobil arkadan çarptı. Çarpmanın etkisiyle savrulan polis aracında bulunan polis memurları Murat T. ile Mehmet C. ve diğer araç sürücüsü Muhammed Yasin B. yaralandı. Kaza ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından yaralı polis memurları Murat T. ile Mehmet C. ambulanslarla Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesine, diğer sürücü ise Konya Numune Hastanesine kaldırıldı. Yaralıların sağlık durumlarının iyi olduğu öğrenilirken, kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.

…………….

Şimdi gelelim işin biraz öncesine.

Bu kazanın olduğu ikisi polis 5 kişinin yaralandığı kazanın mahalli haftada en az üç kazanın meydana geldiği, (şikayetçi olunursa tabi) polis kayıtlarında vardır. Ayrıca bu nokta bir kişinin de aracında ölü olarak bulunduğu kör noktadır. (Bu noktayı da defalarca yazmıştım. Alkolden uyuşturucudan fuhuşa kadar ne isterseniz olabileceği alan diye. En nihayetinde o ceset sonrası Emniyet bölgeye giriş çıkış noktasına kamera koydu. Allah razı olsun)

Burası Sille Yolu Petekte Sokak’ın önüdür. Dahası bu sokakta bir cami kazanın ve cesedin bulunduğu yerde de Belediye otobüs durağı vardır.

Bu yol yaz aylarında sadece baraja iki günde 40 bin kişinin gitmek için gelip gittiği yoldur.

Ama lütfen dikkat…

Dikkat çektiğimiz kör nokta da tam olarak son bu kazanın olduğu ve cesedin bile bulunduğu noktadır.

Burası Sille yolunda Kombasan Evleri ile Büyükşehir Belediyesinin otobüs garajı arasındaki mevkidir.

Buraya yapılması gereken tek şey nedir biliyor musunuz?

Sadece iki tık tık ile hız kesici koymak.

Koyun diyoruz.

Olmazzzzzzzzzzzzz.

Niye? Olmaması için bilmediğimiz bir hadis mi var?

UKOME var.

Peki o ulaşılamayan UKOME istediği yere istediği hız kesiciyi çakıyor mu? Kusura bakmayın ama biraz sonra aşağıda açacağım çakıyor. Delilli ispatlı beyler.

Neresi mi?

Çok basit canım. Aynı yolda belediyeye ait garajın önüne o hız kesiciler karşılıklı gelişli gidişli çakılır. Onu çakanlar doğru mu yaptılar? Bence de çok doğru yaptılar ve gelişli gidişli hız kesiciyi çaktılar. Dahası hız kesicileri tabelalarla da uyardılar. 

Bu dediğim dedik kimseyi tanımayan kendilerinden başka herkesin dediğine bir mazeret bulan kurumumuz kimlerden oluşuyordur?

Benim bildiğim ağırlıklı olan belediyecilerden ve Emniyet Teşkilatı mensuplarından oluşuyor. 

………..

Burada yine bir ara veriyorum ve bu satırları yazarken üzerinden henüz 24 saat geçmeyen kaza anına dönüyorum.

Tam eve girmiş yemeğimizi yemek için hazırlık yaparken yine o klasik bir küüüüüt sesi geldi. Biz alışığız yine bir kaza olmuştu. Hemen hatunla fırladık yola. Biz bu işe çok alışmıştık. Bu kazanın diğer kazalardan tek farkı kazaya karışan araçlardan birisi polis otosu idi. Ve ne yazık ki yaralılardan durumu daha ağır olan iki kişi de gencecik iki polis memuru idi.

Komşular ve yoldan geçen araçlardan inenlerle önce bir polis memurunu araçtan çıkardık.  Direksiyondaki polisin durumu daha sıkıntılı idi. Sıkışmıştı. Onu çıkartırken dilinin boğazını tıkadığını gördük. Dilini çektik. Bu arada gelenler çoğaldı. Sürekli “ambulans çağırın” derken ben bir polisin elinden tuttum. Yeleğini başın altına koydum. Sürekli konuşturuyordum. Kulağının arkasından kan geliyordu. Hafızası yerinde değildi. Bilinçli dediği tek cümle “Murat nasıl? Beni bırak Murat’a bak abi” diyordu.

Arada bir arkadaşın diğer arkadaşın yanına gidiyor ona da bakıyordum. Sürekli başım dönüyor diyordu. Gözlüğünü bulduk taktık acaba göremediği için mi başı dönüyordu? Tabancasını, telsizini güven altına aldık.

Kısa bir süre sonra ben diyeyim 50 siz deyin 100 sivil resmi polis kaza yerinde idi. Gelen polislerin arkadaşları için çırpınışları bu ülkenin geleceğinin nasıl güvenli olduğunun en güzel işaretiydi.

Neyse yine duygusala bağlayacağım. Nokta…

……………..      

Sayın Valim Cüneyit Orhan Toprak Bey, Sayın Büyükşehir Belediye Başkanım Uğur İbrahim Altay “abicim” diyeceğim, Sayın Baş Müdürüm Mustafa Aydın Bey, bakın iki polisin bu şekilde yaralanması ve kanlarının akmasının tek ve tek nedeni buraya yalandan iki plastik hız kesicinin iki vida ile çakılmamasıdır.

İlkbahardan sonbahardan ve yaz aylarından geçtim, Konya’yı 5 bin yıllık kültür Vadisi Sille’ye bağlayan bu yol karda kışta bile hafta sonları inanılmaz trafik sorunu yaşanılan bir yoldur. Haa burada zaman zaman radar çalışması da yapılmaktadır.

Ne var ki hızın gecesi gündüzü yoktur değil mi? Radar çalışması sorunu çözmeye yetmez. Yetmeyeceği gibi de hız kesici çakmaktan daha zordur doğru mu?

Peki ama Allah aşkına bu kör noktaya bir hız kesicinin konması bu kadar mı zordur?

Yasak ise, neden 400 metre ilerisinde Büyükşehir’in garajının giriş çıkışına niye iki adet hız kesici konmuştur?

Üstelik bu garaja girmeden araçların mecburen hızlarını kestikleri döner kavşak bile olmasına rağmen?

………….

Allah şahit dün de bizim hatun benden önce kapıdan fırlamasaydı belki ben de alışkanlık haline gelen kazalardan dolayı ilk anda dışarıya bile çıkmayacaktım.

O iki polisin yaralı halde birbirlerine olan devriye aşkı beni çıldırttı.

Konuyla ilgili olarak Sabah Büyükşehir ile görüşmüştüm. İyi niyetlilerdi ama ilk söylenen “olmaz. UKOME kararı ile belki”…

Artık bu işlerin vicdani durumu da bizden çıkmıştır.

Yukarıda isimlerini bizzat yazmak zorunda kaldığım büyüklerimden özür dilerim beni af edin, Oyacaksanız oyun, buruşturup atacaksanız da atın. Ne yapayım?

Şehrimizi yöneten büyüklerimizin adına, polis teşkilatı adına içinde bulunduğu durumun haberini bile yapmamıştım.

Haber bizim dışımızda bir başka kanaldan servis yapılınca yaralı polislerin çırpınışları gözümün önüne geldi dayanamadım.

Bugünlük benden bu kadar, kör noktanın vebali sizlerin kucağında hayırlı olsun.

 

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Size bir torba çimento ve bir kova su verildiği zaman bir basamak yapmak veya bir set çekmek sizin tercihinizdir.

 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Genç Osman Caddesinde üç şeritli boş yolda bazı bayan sürücüler yolun en sol şeridinde 20 kilometre hız ile şeridi işgal edip trafik akışına engel olmadığı zaman daha iyi ADAM oluruz.   

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (14)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.