KONYA’DA ESEN DEĞİŞİM RÜZGÂRLARI -3

Mustafa Balkan (Tarih Yazıları)

TARİHE YOLCULUK (241)

İstasyon Caddesindeki o güzelim ağaçlar, 1956 yılında caddenin genişletilmesi amacıyla dönemin DSİ Müdürü Osman Bibioğlu tarafından kesilmiş (katledilmiş). Sırçalı Medrese Caddesi’nin sağ ve solunu teşkil eden mahallelerde Rumlar, Kız Öğretmen Okulu’nun da bulunduğu vali İzzet Bey Caddesi’nin sağında ve solundaki mahallerde Ermeniler otururdu.

 

Konya’da esen değişim rüzgârlarını yapı ve binalar ile kılık ve kıyafetlerden başlamak suretiyle ele alınmış olsaydı, tarih sarmalında bir şehirden acaba nasıl bahsedilirdi…

Meselâ 1946’dan itibaren başlayan ilk imarlı faaliyetten 1954, 1966, 1982 yıllarında devam edip günümüze kadar getirilen planlı şehirleşmenin Konya’ya, kimlik olarak neler kazandırdığı veya kaybettirdiği konusu masaya yatırılsa, uzun uzadıya konunun uzmanları tarafından tartışılsa nasıl bir manzara ve netice ortaya çıkardı…

Konya’nın mekânsal gelişiminde İstasyon Caddesi’nin 1946’dan itibaren büyük rol oynadığını ve bunlardan ilkinin, Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarında demiryolunun gelmesi ve Cumhuriyet’in ilânından sonra Ziraat Abidesi olarak yapılan ve sonra Atatürk Anıtına dönüştürülen yıllardan günümüze kadar olan gelişime şöyle bir göz atmıştık. O dönemlerde Atlı Tramvay Türbe Önü ile İstasyon arasında çalışmış, ek olarak istasyondan kalkan ve Eski Buğday Pazarı’na varan bir de yük tramvayı hizmet vermiştir. Atlı tramvayın geçtiği güzergâh ayrı bir canlılık kazanmış, Mimar Muzaffer Caddesi ile İstasyon Caddesi’nin yol boylarına da modern evler ve yeni dükkânlar inşa edilmeye başlanmıştı. Hatırlayanlar o dönemde istasyon caddesini, iki yanında yer alan çınar ağaçları tanımlamakta, şehrin bütünü içerisinde farklı bir peyzaj sergilenmektedir. 1956 yılında caddenin genişletilmesi amacıyla, dönemin Devlet Su işleri Müdürü Osman Bibioğlu tarafından o güzelim ağaçlar kesilmiş, cadde genişletilmiştir.  O yıllarda istasyonun bulunduğu alan şehrin “teferrüş" yâni gezinti yeri olarak çalışmalarda geçmekte, özellikle tatil günlerinde posta treninin geldiği saatlerde, garda, iç bölümü genç kızlar ve erkeklerle yolcu karşılayan ve yolcu uğurlayanlarla dolup taştığı zikredilmektedir. Karma Ortaokulu’nda okurken İstasyon Garına yakın olan Cem 15 Apartmanından gara kadar yürür ve boş saatlerimizde simit ve üzerinde Arap Kız resmi olan şekerli sakızlar satardım. Kara trenin, Meram Ekspresinin ve demiryolunun benim hayatımda ayrı bir yeri vardı. Meselâ Bulgaristan’dan Kırcaali’den gelen göçmenler, trenle Konya’ya ulaşmışlardı. Tren Garı ve İstasyon Caddesi’nin Konya’nın tarihi kimliğini oluşturmada apayrı bir yeri var. Burayı araştırsak ve incelesek o kadar çok acı, tatlı, dramatik, hüzünle sevinç bir arada yaşanmış hikâyeler çıkar ki…

 

20. YÜZYILIN BAŞLARINDA KONYA

Yirminci yüzyıl başlarında Konya 120 mahalle, 8937 hane ve 54.630 nüfustan oluşan kış mevsimlerinde çamur, yaz mevsimlerinde toz deryası kocaman bir köy gibiydi. Rumların mübadeleye tabi tutulmasından sonra bu tarihi şehrin nüfusu 35.000’e kadar düşmüştür.

YOLLAR

Ulu Irmak’tan başlayan şose eski Saman Pazarı’na kadar gelir, buradan başlayan Arnavut kaldırımı Kayıklı Kahve, İstanbul Caddesi’ni izleyerek Numune Fırını önünde biterdi. Buradan tekrar başlayan şose Hacı Hasan başından kıvrılarak Musalla Bağları’nda tamamlanır ve şehri ortadan ikiye bölerdi. Hükümet Meydanı’ndan başlayan dar bir sokak eski Belediye Sarayı’nın önünden Arapoğlu Makası’na kıvrılır, şimdiki Zafer Alanı’ndan geçerek Atatürk Müzesi ve Atatürk Anıtı’ndan İstasyona kıvrılır, iki tarafı ulu çınar ağaçlarıyla süslü düzgün bir şoseden İstasyona ulaşırdı. Köprübaşı’ndan Sedirler’e ve Sokak Başı’na giden cadde ile yine aynı başlangıçtan Şeyhaleman Yöresi’ne, Mevlana Müzesi’nden başlayan Selimiye, Lârende Caddeleri İstasyona oradan da Meram’a uzanan cadde ve yollar bakımsız, tozlu, şoselerden oluşurdu. Türbe önü ve Kadılar Sokağı ve Meram aristokrat ailelerin topluca bulundukları semtlerdi. Bir adam övüneceği zaman “Türbe önünde evi, Meram’da bağı var” diye övünürdü. Sırçalı Medrese Caddesi’nin sağ ve solunu teşkil eden mahallelerde Rumlar, Kız Öğretmen Okulu’nun da bulunduğu vali İzzet Bey Caddesi’nin sağında ve solundaki mahallerde Ermeniler otururdu.

MAHALLELER

O sıralarda Konya‘da 120 mahalle vardır. Bunlardan bazılarının isimleri şöyledir; Şerafettin, Gökbaş, Aymanas, Şemsi Tebrizi, Kubbeli Mescid, Yermeni, Hacı Eymur, Kösekadı, İçkale, Kalaicelp, Zeyle, Aksinne, Esenli, Lorgoğlu, Abdülaziz, Altınçeşme, Yeni Kapı, Koca, Karayük, İbni Şahin, Akıncık, Asapsinan, Cirkapire, Muhtar, Seyhamet, Henigah, Kemalgarip, Cılakestan, Kocahasan, İhtiyerrettin, Kerpbaşı, Dikendik, Sırçalı, Şeyhsadrettin, Öyle benladı, Tolcu katip, Debbağhane, Ferkuniye, Hacı emir, İç Kale, Şeker Furuş, Şükran, Kürkçü, Hocabey, Topraklık, Hocacihan, Yeni mahalle, Sakahane, Sakip, Sedirler, Kapı Çeşmeci, Persunpaşa, Hanferruhaksinne, Denkes, Heryele, Kamlı, Abdülvehap, Koyunpazarı, Anberreis, Güreşçiler Tekkesi, Medrese, Larende Kapıiçi Aksaray, Ahmet Falik, Mahmutdede, Yediler, Tekkeci Emir, Karagül, Dursunoğlu, Çifte Merdiven, Haydari Hamza, Turşucu, Hoca Habib, Durak Fakih, Atarlar, Affenbeyi, Muhtar, Çeşme Kapısı, Karabaş, Mallamup, Pürçüklü, Şehaleman, Molla Arap, Kalucik, Aymuncuoğlu, Karaaslan, Şemsettin, Sarıyakup, Bezihan, Pir Ahmetoğlu, ibnrişah, Türbe, Alemdar. Bugün bu mahallelerin büyük bir bölümü eski adlarını korumakta bazıları da değişmiş bulunmaktadır.”

 

YARIN: Konya’da değişim rüzgârları - 4

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.