TARİHE YOLCULUK (112)
- İtilaf Devletleri’nin öncelikle işgal etmeyi düşündükleri yerlerden biri Konya idi. Anadolu’da hâkimiyet kurmak isteyen İngilizler, casus raporlarına dayanarak propagandanın yanı sıra dağıttığı silah ve paralarla halkı isyana teşvik etti.
Demiryolunun Konya’ya ulaşması, Konya’nın ekonomik, sosyal ve kültürel hayatında önemli bir dönüm noktasıdır. Demiryolu ile Konya’nın önemli şehir ve limanlara ulaşımını da kolaylaşmıştır. Bu arada haberleşme sisteminin gelişmesine de büyük katkı sağladı. Bu cümleden olarak Konya, merkez kaza ve nahiyeleri arasında telgraf hattına sahip olan nadir vilayetlerden biri haline gelmesi, bu sebepledir.
İşte bundan dolayıdır ki Millî Mücadele’nin ilk günlerinden itibaren hem işgal kuvvetleri ve İstanbul Hükümeti hem de Ankara Hükûmeti, Konya’da ciddi bir hâkimiyet kurma mücadelesi verdi. Mondros Mütarekesi’nden sonra, Konya önce 22 Ocak’ta İngilizler ardından da 24 Nisan’da İtalyanlar tarafından işgal edildi. İtalyanlara lojistik destekle yolu açan da Tren Gar İstasyonunu işgal eden İngilizler oldu. İşgalin azınlıkların desteği ve İstanbul Hükümet’inin basiretsizliği yüzünden genişlediği dönemde dengeler işgalciler ve İstanbul Hükûmeti lehineydi. Konya’nın önemi ise, yukarıda da ifade edildiği üzere Selçuklu’ya başkentlik yapması ve Osmanlı döneminde de güç mücadelesine sahne olmasıyla tarihi açıdan da önem arzetmesindendir. Konya’nın bir ziraat şehri olmasının da bunda payı büyüktür.
KONYA GÜÇ MÜCADELESİNİN MERKEZİYDİ
20. yüzyılın başlarında Konya, İstanbul’a ve İzmir’e demiryolu bağlantısı olan bir konuma sahiptir. Milli Mücadele yıllarında Batı Cephesinin ikmal merkezidir. Aynı zamanda ürettiği tarım ürünleri açısından ülke ekonomisinde önemli bir yere sahiptir. Bu itibarla Konya’da hem Milli Mücadele verenler hem de Anadolu’yu işgal etmeye çalışanlar Konya’yı ellerinde tutabilmek için mücadele etmektedir.
Ülkeler ve devletler arasındaki güç mücadelesi Türkiye’nin, üç kıt’ayı birleştiren ve kesişen yol üzerinde olmasından kaynaklı stratejik bir konumda olmasındandır. Osmanlı’nın bakiyesi olan Anadolu’da, hilafet mücadelesi ise İngilizlerin istekleri ve diretmelerine rağmen fetva savaşlarıyla da devam ediyordu. Konya İsyanı ve Delibaş hadisesindeki “fetva savaşları” benim alanıma girmediği için işi erbabına bırakmakta fayda var.
KONYA’YI ÖNCE İNGİLİZLER İŞGAL ETTİ
Mondros Mütarekesinden sonra Anadolu’yu kendi aralarında paylaşmaya karar veren İtilaf Devletleri’nin öncelikle işgal etmeyi düşündükleri yerlerden biri Konya’dır. Çünkü Konya Anadolu’nun güneyindeki vilayetleri İstanbul’a bağlayan ayrıca batıya da açılabilen önemli bir kavşak noktasıdır. Bu itibarla eğer Anadolu’da hâkimiyet kurulmak isteniyorsa Konya’nın mutlaka elde tutulması gerektiğine inanan İngilizler, mütarekenin hemen ardından Konya’ya 19 Ocak 1919’da tren yolu ve telgraf hattını kontrol etmek için subaylarını gönderdiler. İngilizler, işgal ettikleri Gar İstasyonunda fazla kalmadılar. Ancak Konya’yı Batı ve Güneye asker ve mühimmat sevkiyatı için bir üs olarak kullandılar. İzmir’in işgalinden sonra ise buradaki kuvvetlerinin bir kısmını Afyon üzerinden İzmir’e; bir kısmını da Antalya’ya sevk ettiler ve mütarekeden önce İtalyan imtiyaz sahası olarak belirlenen Konya’dan ayrıldılar. Bununla birlikte kendileri ile işbirliği yapan bazı partiler, İngiliz Muhipleri gibi cemiyetler aracılığıyla Konya halkı üzerinde etkisini sürdürdü. Propagandanın yanı sıra dağıttığı silah ve paralarla zaman zaman halkı isyana teşvik etti. Bu yüzden Konya’da çıkan isyanlarda İngiliz silah ve parasının yanı sıra kandırdıkları bazı din adamlarının etkisinin hayli fazla olduğu da bilinmektedir. İngilizler, Anadolu’da zaman zaman çıkardıkları isyanlarla acaba ne elde etmek istiyordu?
YARIN: Konya eşrafı ve Fahrettin Altay Paşa…