İşte Şems-i Tebrizi ve Mevlana Celaleddin Rumi’nin insanların kalplerine dokunan aşk hikayesi…
Mevlana'nın fikirleri ve öğretileri, yüzyıllar boyunca farklı kültürlerden insanları etkilemeye devam etti. Özellikle hoşgörü, sevgi ve birlik gibi evrensel değerlere verdiği önem, günümüz dünyasında da büyük bir öneme sahip. Konya, Mevlana'nın mirasını yaşatan önemli bir merkez olarak kabul edilir ve her yıl dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçilere kapılarını açar.
ŞEMS VE MEVLANA'NIN DOSTLUĞU
Şems'in Konya'ya gelişi, Mevlana'nın hayatında bir dönüm noktası oldu. İki büyük zatın karşılaşması, bir anda alevlenen bir aşk ateşine dönüştü. Şems'in etkisiyle Mevlana, daha önce hiç olmadığı kadar içsel bir yolculuğa çıkmış ve bu yolculuğun meyveleri olarak ölümsüz eserler ortaya çıkardı.
Şems'in gelişiyle Mevlana'nın şiirlerinde yeni bir dönem başladı. Mesnevi adlı eseri, bu dönemin en önemli ürünü oldu. Mesnevi, Şems'in etkisi altında yazılmış ve ilahi aşkın, insanın iç dünyasının ve evrenin sırlarının derinlemesine incelendiği bir eser.
ŞEMS'İN KAYBOLMASI VE MEVLANA'NIN ACISI
Mevlana'nın semazenleri, Şems'in etkisiyle daha da coşkulu bir hale geldi. Sema, Mevlana'nın tasavvuf anlayışının en güzel ifadesi olarak kabul edilir ve Şems'in bu anlayışın oluşmasındaki payı oldukça büyük.
Şems-i Tebrizi bir süre sonra aniden ortadan kayboldu. Bu kayıp, Mevlana'yı derin bir üzüntüye boğdu. Şems'in yokluğu, Mevlana'nın şiirlerinde hüzünlü bir tonun hâkim olmasına neden oldu. Ancak Mevlana, Şems'in öğretilerine hayatı boyunca bağlı kaldı ve onun anısını yaşattı.
ŞEMS VE MEVLANA'NIN MİRASI
Şems-i Tebrizi ve Mevlana'nın dostluğu, tarihin en büyük aşk hikâyelerinden biri olarak kabul edilir. İki büyük zâtın bir araya gelmesi, insanlık için büyük bir değer oldu. Onların fikirleri ve öğretileri, günümüzde bile insanların hayatlarına yön vermeye devam ediyor.