Türkiye’de ve tabii olarak şehrimizde yaygın bir zihniyet var.
‘Türkler yapamaz, yaptıysa bile kalitesizdir, çabuk bozulur, yanlış olmuştur vs.’
Maalesef içimizdeki ‘sindirilmişleri’ yenip bazı şeyleri aşamıyoruz. O ‘sindirilmişler’ belki 100 yıl önce içimize özenle yerleştirilmiş ailelerin bugünkü ürentileri…
Onlar özenle bu ülkenin başına tıpçı, siyasetçi, hukukçu, gazeteci, tiyatrocu vb. iş kollarında yer almış. Kısaca kendilerine aydın demişler. Bu ülkede kendilerinden başkasını da ‘aydın kabul etmemişler’ onları sürekli ‘köylü’ olarak aşağılamışlar.
Sömürge zihniyeti nedir biliyor musunuz?
Sömürge zihniyeti, bir başka grup tarafından sömürgeleştirilen toplumun etnik ve kültürel olarak kendisinin aşağı olduğu inancının içselleştirilmiş halidir. Sömürgecinin kültürel değerlerinin doğal olarak kendi kültürel değerlerine göre daha üstün olduğu inancına karşılık gelir.
Bu tanım bana ait değil herhangi bir ansiklopediden derinlemesine bulabilirsiniz.
Sömürge zihniyeti, sömürge aydınlarının sürekli pompaladığı bir algılama yönteminin oluşturduğu sonuç... Takip ettiğim bir yazarın şu cümleleri manidar:
‘Sömürge aydınları insanlarımıza çaresizliği öğretiyor. Etrafınızdaki "biz adam olmayız, bu millet adam olmaz abi" gibi şeyler söyleyenlere bir bakın. Hepsi öğretilmiş çaresizliğin göstergesidir. Sömürge aydını kendi milletine, kendi kültürüne düşman olur.’
Türkiye savunma sanayinde gelişiyor. İşin mim noktası burası. Savunma sanayi geliştikten sonra diğer her şeyin önü açık. Bu süreçte biraz sabır gerekiyor.
Dünyayı etkileyen ekonomik krizin bizleri de vurması kaçınılmaz. Salgının etkileri önümüzdeki günlerde daha da hissedilecek bunu anlamalı ve buna göre konum almalıyız.
Türkiye’nin savunma gücüyle ilgili olarak NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey son yıllarda artan gücün sahaya yansıdığını ifade ettiler. ABD Dışişleri yetkilisi ABD'nin İdlip harekatını film izler gibi izlediğini, Türkiye’nin düşman unsurlarını nasıl hezimete uğrattığını özetledi. Son 300 yıllık devlet sürecimizdeki değişimin sinyalleri!
Biz bunları içimizdeki siniklere anlatamayız. Birçok alanda bu şekilde açıklama ve örnek verebiliriz. Lakin bunlar Suriye’deki, Libya’daki, Karabağ’daki başarıdan memnun olmazlar. Varsa yoksa içten içe kemiren güveler gibi içerden oyma yolunu tercih ederler.
Türkiye’de yüz yıldır devam eden toplum mühendisliğinin sonucu olarak sömürge aydınlarının sözleriyle, çaresizliği öğrenmiş beyinler haliyle başarıları kabul etmek istemiyor.
Öğrenilmiş çaresizlik sendromu…
Sömürge aydınların tezahürü olarak sömürge medyasının propagandasına maruz kalan beyinlere maalesef ‘Türkiye’nin büyüklüğünü, geldiği noktayı’ anlatmamız çok zor…
Bunları neden mi yazdım?
Konya topraklarından bir beyin müthiş bir keşif yapıyor. Dünyanın salgınla boğuştuğu; bunca sermayenin akıtıldığı, ilaç sektörünün delice parsayı topladığı günümüzde belki de tüm bunlara çare olacak bir keşif…
Lakin yukarıda anlattığım gerekçelerle değer görmüyor.
Bir an önce bu zihniyeti terk etmemiz gerekiyor. Bu toprakların insanı Allah’ın izniyle her türlü yeniliği yapar, her şeyi üretir… Yeter ki önü açılsın. İmkân verilsin. Sömürge zihniyetine teslim olmuş beyinler onları hor görmesin!