Evet, çaktırmadan hava da yavaş yavaş ısınmaya başladı. Sabah ve akşamları hâlâ serin olsa da gündüz saatlerinde ısınmaya başladık. Olacak tabii insanoğlu her ortama ve şarta göre adapte olacak şekilde yaratılmış. Allah’tan ramazan ayının ilk günlerinde hava serindi ve mübarek günlere zorlanmadan çabuk adapte olduk.
Bugün yine şehir ve şehrin güzel insanları ile farklı birkaç konuya değineceğiz.
KADINLARI PAZARINDA
TERAZİNİN OLMADIĞI GÜNLER
Yaşı kemale ermiş tecrübeli ve başarılı bir iş adamı abimiz hafta sonundaki duygu ve düşüncelerini bizimle şöyle paylaşıyordu;
“Hayırlı günler Uğur Bey
Günlerden Cumartesi,
Kadınlar Pazarı’na alışverişe gittim. Mamafih eski halinden eser kalmadığını içeriye girdiğim an anladım. Çok ağır bir koku sarıyor insanı. Meyve, sebze, şarküteri, balık sakatat hepsi birbirine karışmış halde, o koku insanın alışveriş yapma isteğini de kaçırıyordu.
Bir şeyler alıyorsun 3 tanesinden 1'i kesin bozuk çıkıyor. Adetten midir nedir? Bu kültür pazarcılara işlenmiş vazgeçirmek mümkün değil.
Benim çocukluğumdaki Kadınlar Pazarı’nda terazi yasak idi. Ürünler pazara tartılı bir şekilde gelirdi. Satılacak ürünler tezgâh altına konurdu. Bu şekilde satış yapılırdı. Pazar saat 11.00’de kapanırdı. Kadınlar Pazarı eski orijinal haline geri dönmeli diye düşünüyorum.
Uğur Bey sen pazarı sevmezsin. Ben de sevmen ama pazar kültürü gelenek olmuş. Pazarın imajını yenileyip, saygınlıklarını geri kazandırmak lazım. Pazarcılar Derneği ve Zabıta işbirliği ile pazar esnafı çok itinalı bir şekilde denetlenmeli. Tezgah arkasında çürük ve bozuk ürün satan esnaflar ihtar edilmeli, tekrarında kapatma cezası verilmelidir. Aynı şekilde devam ederse pazar ruhsatı iptal edilmelidir. Pazar yerleri saygınlığını ve itibarını geri kazanmalıdır.
Saygılarımla...”
………….
Mustafa abimizin düşüncelerine ve saygın görüşlerine saygı duyuyoruz. Ama bende bu güzel satırları okuduktan sonra şöyle bir iç geçirdim ve mübarek ağzımı bozmama adına sadece “Ahhhhhhh Mustafa abicim ahhhhhhhhhh” deyiverdim.
KONYA’DA TRAFİK !....
Alparslan Bozkurt isimli okurumuz Konya’nın son yıllarda 1 numaralı sorunu trafik konusunda farklı bir noktadan ıstırabını şöyle dile getiriyordu;
“Çok kıymetli dert babası Uğur abiciğim.
Lafı uzatmadan kafanı ağrıtmaya başlıyorum.
İstanbul çevre yolunda Başkent Hastanesine varmadan malum ünlü bir unlu mamuller var, çevre yoluna sıfır. Mübarek ramazan günü iftara iki saat kala başlayan bir sıkıntı var. Çevre yolunun bir şeridi komple oradan ekmek almaya gelen müşteriler park ediyor ve komple kapatıyor, en sağ şeritten gelenler mecbur sola kırıyor bunlara vurmamak için.
Artı park eden müşteriler çıkmak için yine trafiği bölüyor. Kısaca orada tam bir keşmekeş var, Hindistan trafiğinden beter görüntüler var. Kaç defa burada kaza oldu hatırlamıyorum bile.
Oruç ağzımıza bu unlu mamullerden taaa kaç kilometre öteden trafik kilitlenmeye başlıyor ve adeta duruyor.
Ekmek almak için veya ekmek satmak için beni burada her gün sıkıntıya sokanlara hakkımı, hukukumu helal etmiyorum. Siz ekmek alacak veya satacaksınız diye ben her gün orada sıkıntı çekmek zorunda değilim.
Ayrıca; çevre yolunda ekmek almak için çevre yolunun kapatılması konusunu çok ironik buluyorum. Tam Konya belediyeciliğinin özeti.
Para bolken paralar çiçeğe böceğe yatırıldı şimdi gelinen nokta; çevre yolunda ekmek almak için yol kapanıyor.
Bakın altını çiziyorum çevre yolunda. Hem de şehrin en işlek yolu.
Başka şehirden birilerine bunu anlatsak bize gülerler. Ama ağızlarıyla değil, anlayana...
…………
HAVZAN’DA POLİS KONTROLÜ DE VARDI AMA
Pek çok okurumuzun, mahalle sakinlerinin, bölge insanlarının ve bu güzergâhı kullanan sürücülerin İllallah dedikleri şahsen benim de o göbeğe ve yola girmemek için kırk takla attığım Havzan’da tankın bulunduğu bölge olarak tarif edilen ve bilinen bölgedeki trafik keşmekeşi malum. Özellikle sizlerden şikayetlere hep yer vermeye çalıştım.
Pazar günü iftar sonrası herkesin ağzı açıldıktan sonra teravi öncesi yine atladım(!) bu buradan geçmek zorunda kaldım.
Ama doğruyu söylemek gerekirse şahit oldum ki burada özellikle motorize polislerimiz yasak ve uygunsuz park yapmak isteyenlere nefes aldırmıyorlardı. Hatta öyle ki polis denetimi Meram Yeni Yol’da Lastik Durağı kavşağında dahi sürüyordu.
Amma velakin trafik, onca motorlu ve araçlı polise rağmen bir yerde yine size fren yaptırıyordu. Yani bu at bu arabayı çekmiyordu.
Bunun da gerçek ve acı da olsa kaçınılmaz gerçeği yöneticilerimizin gariplerin, torpilsizlerin mekanları için gösterdikleri hassasiyetleri ve kanunları böylesine yerler için görmezden gelmelerinden kaynaklanıyordu.
İçerisi 100 kişilik mekan. 10 araçlık otoparkı yok. Araçlar arka sokaklara götürülüyor denilecek. O arka sokaklarda oturan insanlar ne yapacak peki? Zaten oluk oluk akan trafikte müşterilerin indisi bindisi size polislerin gözü önünde o freni yaptırıp trafik akışını engelliyor ki zaten.
RAMAZANDA UÇMUYORMUŞUZ BİLE
Belli bir kesim ama inandığı için ama öyle olmasını istediği için gönlünden geçtiği şekilde mübarek günlerin Konya’da çok daha anlamlı olduğunu iddia eder. Ben de buna inanmak isterim.
Niye istemeyelim ki?
Ya da siz inanmak istemez misiniz?
Veya Konya’da yaşayıp da buna inanmak istemeyenimiz olur mu?
Yok, yok bence hepimiz Konya’da böyle bir farklılığı gönülden ister.
Peki, ama bu iş gerçeğinde nasıl?
…………..
Ben bu konuda geçen hafta sonu bir şey daha öğrendim.
Turizmci ama başarılı genç bir turizmci dostumuz ile sohbet ediyoruz. Genç turizmcinin ağzı kulaklarında “Uçak biletleri 100 küsur liraya düştü abi biliyor musun?”
Allah, Allah ben öyle her hafta uçağa binen biri değilim ki. Nereden bileceğim. Sandım ki uçak bilet fiyatları ucuzladı. Haber yaparız diye hemen atladım “Aman iyi olmuş, niye düşürmüşler abi?”
“Uçağa binen yokmuş”
-“Bu ne demek niye insanlar uçağa binmesinler ki?”
-“Uğur abi, Uğur abi galiba anlamadın. Konyalı Ramazan’da ne otobüse ne trene biner. Hatta Ramazan’da uçağa bile binmez olmuş. Bak 300 küsur liralık uçak biletleri 100 küsur lira…”
…………..
Vay anam vayyy. Bir yaşıma daha girdim. Desenize biz oruçluyuz diye uçmak da istemiyormuşuz ya.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Marifet, yukarıya doğru kalınlaşıp aşağıya doğru incelebilmektir.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Sola ya da sağa dönmek için sinyal verdikten sonra sol ya da sağ şeride geçmek gerektiğini bilip ona göre araç kullandığımız zaman daha iyi ADAM oluruz.