İçinde bulunduğumuz salgın koşulları inşallah ortadan kalktığında eski güzel günlere döneceğimiz inancını içimde hep canlı tutuyorum. Bu mecburi durağanlık anlarında dahi zihnimi sürekli meşgul eden, salgın sonrası yine eskisi gibi karşı karşıya kalacağımız bir meseleden bahsetmek istiyorum bugün. Düşünmek ve çözüm üretmek için zamanımız var.
Çok eski medeniyetlere beşiklik etmiş Konya’mız buna bağlı olarak büyük bir kültür ve turizm potansiyeline sahip. On üç peygamberin mezarının olduğu şehrimizin ‘peygamberler şehri’ diye bilinen Urfa kadar adı pek zikredilmese de Mevlâna, Çatalhüyük; Şems-i Tebrizi, Aleaddin Cami vd. gibi daha pek çok değere sahip oluşumuz ve başka özelliklerimizi hatırlayınca bu hükme hak vermemek mümkün değil. Bunlara rağmen bu imkânları yeterince değerlendirmediğimiz, pek çok şeyin farkında olmadığımız düşüncesi beni terk etmiyor, hep benimle birlikte, benimle yaşıyor ve üzüyor beni.
Yeterince tanıtamadığımız güzide eserlerimiz yanında yaptığımız çeşitli yanlış ve izlediğimiz politikalarla Konya ve insanı hakkında yanlış düşüncelere sevk ettiğimiz yerli ve yabancı turistler de düşündürücü.
Salgın öncesinde gezilip görülecek bazı yerlerin, meselâ bazı müzelerin sürekli kapalı olduğunu hep birlikte gördük, Bitmek bilmeyen çalışmalar ve çeşitli nedenlerle kapalı olan yerler karşısında eksiklik duygusu yaşayan ziyaretçileri hele bir getiriverelim aklımıza. Şehrimiz müzelerindeki bazı tarihi eserlerin yer darlığı nedeniyle başka şehirlerin müzelerine taşınması da söz konusuydu hatırladığım kadarıyla. Gezdiğim pek çok şehirde meselâ bir Göbeklitepe’de, Zeugma’da, Selimiye’de vd. durum daha farklıydı gördüğüm kadarıyla; daha düzenli, daha etkileyici ve disiplinli. Yetkililerimizin başka şehirlerdeki durumu görmeleri örnek almaları için faydalı olacaktır. Konya kültür sanatını anlatırken ve temsil ederken hep aynı kişilerle ve benzer yaklaşımlarla program hazırlanmaz ki?
STK’lara, bazı vakıf ve derneklere de birkaç hatırlatmada bulunmalıyım şartlardan dolayı azalan etkinlikler fırsatken. Devletin, belediyelerin bir görevi de bu türden kurumlara, STK’lara yardımcı olmaktır, destek vermektir, eyvallah buna hiçbir itirazım olamaz. Büyükşehir ve ilçe belediyelerimiz STK’lara mekân ve diğer noktalarda destek verdi, vermeyi sürdürüyor da. Güzel yerlerde, nezih binalar tahsis edildi ilgili STK’lara. Lâkin birkaçı müstesna adet yerini bulsun babından konuşmacılar çağrıldı, birbirinin tekrarı klişe etkinlikler tertip edildi. Detaylara girmeye gerek duymuyorum bu konuda.
Başta büyükşehir belediyesi başkanımız ve ilçe belediyelerimiz ellerinden gelen desteği veriyorlar, bunu biliyor, her fırsatta zikrediyoruz ve kendilerine şükranlarımızı sunuyoruz. Bu minvalde komşumuz Kayseri şehrini hatırlar ve hatırlatırım hep. Şehrimize,üniversitelerimize, STK’larımıza, oda borsalarımıza ve derneklerimize, aydınımıza yakışır bir dergi, ilham verecek atölyeler ve akademik çalışmalar noktasında pek çok örneklik barındırır Kayseri. Kayseri’den ülkeye yayılan ‘Şehir’ ve ‘Düşünen Şehir’ gibi dergiler, etkin ve yetkin akademik programlar, atölye çalışmaları benzeri faaliyetler neden şehrimizde de olmasın?
Kültür adına, şehir adına, edebiyat adına faaliyet yürütenlerin/katılanların/omuz verenlerin karşısındakini kırmama adına aşırı hassasiyetleri de çeşitli hatalara kapı aralıyor. Yazık ki bu rüzgâra kapılan, yılların birikimine, nitelikli bir yol tutuşa istemeden de olsa halel getirmeye başlayan isimleri ikaz etmek de yetersiz kalıyor çoğu zaman.
Elbette ağzımızdan Allah lafzını düşmemeli; öte yandan bir Müslümana yakışır huy ve tabiata sahip olmak, kul hakkına gereken ehemmiyeti göstermek şart. Belediyelerin/devletin dolayısıyla halkın parasıyla hareket ederken hesap gününde tanıdık/tanımadık pek çok insanla helalleşmek durumunda kalabileceğimizi bir an olsun aklımızdan çıkarmamalıyız.
Birilerinin himayesinde belli bir vizyona sahip olmadan, kısacası liyakat olmadan gelinen makamların halkı mahrum bırakacağı güzelliklerin hesabını ahirette de vermek mümkün değildir. O gün kısa çöp uzun çöpten hakkını alacaktır. Bu hakikat hakkıyla anlaşıldığında her şey kendiliğinden hallolur.
Toparlayacak olursak güzel şehrimiz Konya’mız için en tepedeki yöneticilerimizden, esnaf ve vatandaşlara herkesin elini taşın altına koyması zaruridir. Bu kutlu çabada yapacak çok işimiz var ve bu yolda ihlaslı hiçbir çabayı boşa çıkarmayacağına iman ettiğimiz Yüce Rabbimize inancımız sonsuzdur. Allah yâr ve yardımcımız olsun.
Hayırla kalınız…