Karla karışık yağmurlu bol rahmetli günün ardından da bol çamurlu ve su birikintisi ile dolu bir haftaya başlarken hem öfkeli, hem kızgın, ham kafamız karışık üstüne üstelik de enerjimizi yine boşlara harcamanın üzüntüsündeyiz.
Biliyorsunuz biz yerel bir gazeteciyiz. Ülke politikaları hele hele Avrupa, Asya, Orta Doğu biraz daha gidersek Uzak Doğu politikaları bizim boyumuzu aşar.
Ancak bu güzel şehrin insanları ile bizlerde, ister istemez bize yani ülkemize, ülkemizin siyasilerine yapılan alçak, şerefsiz, kahpe, son hainlikte Hollanda’da yapıldığına göre bunların meşhur i…. ğe ancak kusuyoruz.
Mübarek şehrimize döndüğümüz zaman elbette bizim buradan oturup Rotterdam’ı görme ve gözlem yapma şansımız yok.
Biz sadece kendi çapımızla çevremize, eşimize dostumuza bakıp durum analizi yapıyoruz.
Hollanda krizi ile sosyal medyada tanıdık isimlerin birden Büyükşehir’in Hollanda’dan getirdiği özel atları gönderdiğini görünce sosyal medyaya biraz daha ilgi gösterdim.
Mesela can dostum hukukçu siyasetçi Latif Cem Baran şöyle diyordu; “BDDK, ING Bank'ın bankacılık faaliyetlerine son vermeli, EPDK'da Petrol Ofisi(PO) ile Shell'in petrol ürünleri satışını durdurmalıdır... Hollanda'ya gösterilecek, "can acıtacak" ve de "anlam ifade edecek" -gerçek tepki- budur... Gerisi "boş laftan" ibarettir.”
Hakan Yüksel Bey ise olaya biraz muziplik katıp “Şimdi Hollanda dese ki İP…LİK olsun diye yaptık… Kim ne diyecek? Adamlar zaten İ.. E.” derken, … Yasin Özaras Bey’in bu zihniyetin sadece iki günlük mesele değil yıllar öncesine dayandığını yaşadığı acıları şöyle belirtiyordu;
“Hollanda'nın ve batının ikiyüzlülüğünü yeni mi fark ettiniz?
1970’lerin son yılları. Babam Ahmet Altıntepe ve birkaç kişi Rotterdam'da okul açmak istemiş ancak her şey yapılmasına rağmen açtırılmamıştı; gerekçeler ne miydi?
Duvar boya rengi, kapı sayısı vb… Üç ayda bir gelirler listeyi verirler düzeltirsin yeni eksik listesini verirlerdi. Amaç kendi görüşlerine uymayanları barındırmazlar, onların özgürlük anlayışı farklıdır. PKK okul açabilir, FETÖ okul açabilir ama İslami bir eğitim verecek olanlara izin vermezler.
Ey batı yerim sizin ikiyüzlülüğünüzü” diye haykırıyordu.
Abdullah Filiz Bey “Demek ki neymiş? TÜRK'ÜN, TÜRK'TEN başka dostu yokmuş. Kenetlenme zamanı, birlik zamanı. NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE...” yazarken dostumuz Şeref Değirmenönü Seydişehir’den şöyle bir hatırlatma yapıyordu, “Türkiye'nin en büyük yakıt deposuna sahip Petrol Ofisi kime ve ne zaman satıldı? Hey yalan dünya hey, her şeyin sanal, gerçek olan ebediyet.”
Genç Halit Koca dostumuz haklı öfkesini satırlara dökerken, “Bir gecede 300 şehit vermiş F16’ya kafa tutmuş tankın altına yatmış bir milleti 5 köpek 3 atla korkutacağını sanıyorsan eğer sen dünyanın en geri zekalı ülkesisin Hollanda. Seninki aptal cesareti farkında değilsin ama vardığın zaman her şey için geç olacak Hollanda” diyordu.
Gönlü zengin Hüseyin Baykara’da yine zekice “MEHMET AGA ABİSİ AHMET AGAYI Bİ DÖNÜM TARLA İÇİN VURUYOR HOLLANDA ANLADIN SEN” diyordu…
Ramazan Erten Bey tarihi bir gönderme yapıyor “Dünyada bugün Hollanda isminde bir devlet varsa bu Türklerin sayesindedir. Dedem Kanuni olmasaydı Hollanda'da olmazdı. Yapılan saygısızlık karşılıksız kalmamalıdır” yazarken Osman Ceylan Bey, “Hollanda ürünlerini protesto kararı işte liste…” yazıyordu.
Yine dikkat çeken bir paylaşım bizim Ahmet Şükrü Kılıç kardeşimizden geliyordu. Sayın Kılıç “Hollanda’nın Türkiye’de iki önemli markası var. Beyaz eşya markası Philips ve petrol istasyonu olan Shall. Bireysel ambargomuz başlamıştır.”… ifadelerini kullanıyordu…
Ve Abdulkadir Ertürk Bey’de “Petrol Ofisinin bir hafta önce 1,3 milyar euroya Hollandalı şirket Vitola satıldığını biliyor muydunuz?” diye soruyordu…
……………
7’den 77’ye bu şerefsiz demokratik(!) uygulamaya ne yazılsa, ne söylense, ne kadar sövülse azdır.
Amenna ve saddakna.
Neye üzülüyorum biliyor musunuz?
Bilmem kaç ay önce Rusya’ya sövüyorduk, şimdi methiyeler düzüyoruz. (Ben şahsen hep sövdüm hâlâ sövüyorum)
Kaç ay önce Amerika’ya küfredip, protestolar yapıyorduk, şimdi masaya oturuyoruz ve oturduğumuz içinde övünüyoruz (Ben bu Amerika’ya ve sistemine hep karşı çıktım hâlâ da karşıyım)
Dün İsrail’e lanetler yağdırıp her türlü ticari askeri ambargolar uyguluyorduk. Lütfen resmi kurumlarımızdan Belediyelerimize kadar şöyle bir göz atar mısınız? Bu protesto ettiğimiz ürünler hâlâ satılıyor mu satılmıyor mu? ( Ben beni bildim bileli İsrail’i hep lanetliyorum ve çok şükür hep düşmanım, düşmanda olacağım.)
……………
O zaman…
Ne olur gelin biz sade vatandaşlar olarak yani memur, işçi, emekli, öğrenci, öğretmen, esnaf, iş adamı, bürokrat, işsiz… Adımız, yaşımız, mesleğimiz ne olursa olsun bu işi büyüklerimiz yapsın. Biz sadece ve sadece kendi işimizi yapalım ve yaptığımız işimizin de en iyisini yapalım.
Dün sabah YGS’ye giren biricik kardeşlerim çıkacak matematik, Türkçe sorularına cevap verme konsantresini kaybedip Hollanda’ya küfrediyor, salsan Hollanda’ya gidip oradakilere saldırmaktan söz ediyordu.
- bizim gençlerimiz bilim yapmalı. O Haçlı zihniyetinin tuzağına düşmemeli diye düşünüyorum.
Bilmem derdimi üzüntümü anlatabildim mi?
Kendimi iyi ifade edemedim ise özür dilerim.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
DüşmanIarın en büyüğü, düşmanIığını gizIeyendir.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Bazı bayanlar kendilerine kırmızı ışık yanarken yaya geçidinde karşıdan karşıya geçerken kafalarını da araçların geldiği yöne değil boş yöne ısrarla çevirmekten vazgeçtikleri zaman daha iyi ADAM oluruz.