Koronavirüs riskine karşı sağlık açısından alınan önlemlerin yanında birde bu asırda özellikle zihin ve beden işgalinin yaşatıldığından bununla ilgili 14 tane kural da bende hatırlatmak istedim.
1. Kaos dönemlerinde manevi bir buhran geçirilir. Bu kaostan kurtulmanın tek çaresi güçlü iman vurgusudur. Akıl ve bilimle barışık, dengeli, adalet, hürriyet, barış ve insani değerler çerçevesinde, müspet hareketi esas alan bir doğru yaşayışı sağlamalıyız.
2. Yaradan’ın “size ruhumdan üfledim” dediği ruhumuzun, beden makinesi denkleminde ne kadar önemli olduğunu unutmamak, fiziksel ve zihinsel sağlığımızı geliştirmek isteğimizde bu denklemin içine ruhumuzu yerleştirmeliyiz.
3. Suyun üstündeki bölüm bilinç, alttaki gözükmeyen fakat etkili olan bilinçaltıdır. Bizi biz yapan bilinçaltı yazılımları, bu dönemlerde yüklenecek olanlar daha sonra silmesi zor olacaktır. Bu kaos dönemi sona erdiği zaman güçlü çıkmak için bilinçaltı yazılımlarda dikkatli olmalıyız.
4. Koronavirüs belasında belki de daha iyi düşünme fırsatı yakalamış olduk. Kıyıya vuran bebek, ben sizi Allah’a şikâyet edeceğim diyen çocuk, çöpten bir şey arayıp evine ekmek götüren anne gibi olan sosyal gerçekleri bizlere hatırlattı. Mal sahibi mülk sahibi hani bunun ilk sahibi ve mal da yalan mülk de yalan gel biraz da sen oyalan’ı bizlere hatırlatsın.
5. Aile bütünlüğünü, yakın akrabaları hatırlatma kısacası bizlere safları sıkıştırın, birlikteliğinizi artırın mesajı ulaştırdı.
6. Mevlana müzesi kapalı, kapı camii kapalı, ibadethaneler kapalı ve o övündüğümüz en fazla camii sayısında İstanbul’la yarışıyoruz dediğimiz mahalle camilerimiz kapalı. Cuma namazlarında onlara hüzünle bakarak dışarıda kalıyoruz. Acaba neden? Cevabı çok basit değil mi? Mahcubuz değil mi bunun cevabını düşünmek bile istemiyoruz.
7. Konya’da anlatılan eski dostluk anılarını hatırlayalım. Kaldı mı anlatılacak o güzel dostluklar. Dostluklar ile arkadaşlıkları karıştırdık. Etrafımızda hep arkadaşlıklar edinirken dost meclislerinden uzaklaştık. Dost meclislerindeki muhabbet ve kardeşliklerle ortak dualarımızın gücünü tekrar kazanmalıyız.
8. Sosyal medya üzerinden yürütülen virüs terörü ve algı yönetimi karşısında Konya’yı yönetenlerin çalışma grubunu oluşturması ve etkili bir süreç sağlaması gerekmektedir. Algı yönetimi merkezi kurulmalıdır.
9. Dijital dünya düzeni sonrasında oluşan teknolojik gelişimler sonucunda iletişim, sosyoloji ve psikoloji gibi sosyal alan konuları değişime uğramıştır. Sosyal bilimler memleketimizde daha çok önemsenmeli ve çalışılmalıdır.
10. Panik oluşturmak, stres yapmak ve en önemlisi hayatta kalmanın unsurları olan güven ve beslenme üzerinde kontrollü kaos oluşturulmaktadırlar. Sabır ile bu konuları halletmemiz gerekiyor.
11. Kendine yeniden format atmak gerekiyor. Kaos dönemleri bunun için inanılmaz fırsatlardır.
12. Ölüm terapisi yapmak insani gelişimde ve insanın üstün bir varlık olmasının hatırlanmasında önemli bir yaşam koçluğudur. Ölümü hatırlamak ve geçmişin öfkesinden kurtulmak, geleceğin kaygısından kurtulmak önemli hamleler olacaktır.
13. Hiçbir insan başkalarının acısına duyarlı bir kalpten mahrum değildir. Bu durumda insanları mutlaka merhamet duygusu harekete geçer. Merhametten uzak olan bir kalp, aslında insanlıktan uzak olur. Merhamet dolu bir kalp ise iyilikseverliğin çekirdeğidir. Acaba merhameti meşhur Konya’mızda iyilik yapmayı mı unuttuk?
14. Takva; kendini kontrol etmek anlamına da gelmektedir. Duygularımızı ve düşüncelerimizi kontrol altına aldığımız zaman yani önce kendimizden başladığımızda kâinata hükmederiz.
Tamamen samimi duygu ve düşüncelerimle Mevlana diyarı ve huzurun başkentine memleketimize bir hatırlatmada bulunmak istedim. Kaoslar biter ama imtihan sürecimiz devam eder. Güzel görelim güzel düşünelim belki de daha fazla hayattan lezzet alırız.