Şehrimizde özellikle son iki yıldır, kamu kurum ya da sivil toplum kuruluşlarınca düzenlenen kültürel faaliyetler artmış durumda. Özellikle hafta sonu birçok kültürel faaliyet, yıllardır bu tür kültürel zenginliğe aç kültür dostu hemşerilerimiz yapılan faaliyetleri ilgiyle takip etmekte.
Büyükşehir ve Selçuklu belediyelerimiz bu bereketlilikte ön plana çıkıyor. Karatay ve Meram Belediyeleri için aynı övgüyü ne yazık ki yapamayacağız. Bu konuda her iki belediyedeki sıkıntı, geçen hafta sonu İbrahim Dıvarcı Bey tarafından da dile getirildi, umalım ki Karatay ve Meram belediyeleri de üzerlerine düşen sorumluluğu ifa etsinler.
Uğur İbrahim Altay Bey’in ön ayak olmasıyla Değerler Eğitimi, İkindi Sohbetleri, belediye yayınları, Selçuklu Kongre Merkezi, TYB ve diğer sivil toplum kuruluşlarına mekan ve diğer konularda sağlanan kolaylıklar, kültürel etkinlikler konusunda Konya’mızı ülkemiz gündeminde tuttu.
Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi, Aydınlar Ocağı, TEYAD, Fikir ve Sanat Adamları Derneği vs. kurum bazında; Mustafa Güçlü, Ömer Lütfi Ersöz, Hayri Erten, Zeki Oğuz, Muhammet Acıyan, Atilla Yaramış ve daha pek çok değerimiz şehrimizin kültür harcına tuğla koyan, borçlu olduğumuz isimlerin başında geliyor. Hepsine saygılarımı sunuyorum, teşekkür ediyorum, İYİ Kİ VARSINIZ…
Elbette insanoğlu, iyinin de iyisini istemeye başlıyor bu güzellikleri art arda yaşayınca. Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin usta yazar Dursun Çiçek kaptanlığında çıkardığı Şehir ve Düşünen Şehir isimli nitelikli kültür sanat dergileri kalibresinde yayınlar çıkararak çıtayı bir üste çıkarabilir. Her ikisi de düzenli olarak tarafıma ulaştırılan Şehir ve Düşünen Şehir dergileri, Kayseri şehrinin zenginliklerini yansıtma babında da titizlikle hazırlanan içeriği ve baskısıyla da göz dolduruyor. Kayseri Büyükşehir Belediyesinin düzenlediği kitap fuarı da, düzenlenmesinin üzerinden uzun süre geçmesine rağmen, ülkemizin hatırı sayılan kıymetli edebiyatçılarımızın dilinde hala. İstanbul Tüyap Kitap Fuarından daha başarılı bulanlar hayli fazla. Bizdeki kitap fuarına baktığımız zaman, kadim şehrimize yakışan bir kitap fuarı, istenildiği takdirde şehrimizde de başarılı bir şekilde organize edilebilir. Bahsettiğim dergileri çıkaracak kadronun da Konya’mızda bulunduğuna, çok daha başarılı bir derginin çıkarılabileceğine tüm kalbimle inanıyorum. Yeter ki belediyelerimizin kültür işlerine bu işlerden gerçekten anlayan donanımlı kişiler baksın. Sadece Uğur İbrahim Altay Bey’in gayretleri ve istemesiyle başa çıkılacak bir iş değil bu.
Akademisyenlerimiz ve Konya’mızın medar-ı iftarı edebiyatçılarımızın katkılarıyla şehrimize yakışan belediye destekli bir kültür sanat dergisi çıkarıldığında ve yine şehrimize layık çok daha organize olmuş, üzerinde titizlikle durulacak bir kitap fuarıyla şehrimiz, bazılarının hala iddia ettiği gibi Anadolu ya da yerelde kalmış bir kültür şehri değil, edebi iktidarı elinde bulunduran İstanbul gibi zirvelerde olacaktır.
Önerilerime, değerlendirmelerime madde madde devam etmek istiyorum müsaadenizle:
Şehrimizdeki faaliyetlere bereket gelince bunları takip etmek de güçleşiyor doğal olarak. Etkinlikleri ifa edecek olanlar duyuru ve bilgileri merkezde oluşturulacak bir havuza, bu e-devlet üzerinden olabilir mesela, gönderilebilir. İlgili vatandaşlar da tüm etkinlikleri toplu şekilde takip edebilecekler böylece. Ne güzel olur değil mi? ( Burada bir parantez açarak fikri ortaya atan ve benimle paylaşan yazarımız Mustafa Atikebaş Bey’e teşekkür etmem gerekiyor.)
Söyleşi, panel ya da konferanslara çağrılacak uzmanlar titizlikle seçilmelidir. Uzayan konuşma süreleri dinleyicileri sıkacağından içeriği aktaran uzman kişi, konunun özünü vermeli, dinleyenleri n konuyla daha sonra da ilgilenmelerini veya araştırmalarını teşvik etmeli, sunumunda bahsettiği kaynakları okuma noktasında istek uyandırmalıdır. Yoksa hazırladığı metni projeksiyona da yansıtarak, her yerden bulunabilecek teorik detayları ayıklamadan harfi harfine okuyan uzmanlarla yola çıkmak hedeflenen amaca sekte vurdurur.
Çağrılan konuşmacılar aykırı olmak adına, gerçeklerle ve değerlerimizle bağdaşmayan abuk sabuk fikirler ileri süren, reklam düşkünü kimseler olmamalı. Mesela, şehrimiz üniversitelerinin birinde ikame eden bir hocanın, belediyemizin de iyi niyetle desteklediği bir kurumun düzenlediği etkinlikte; ‘ Batı, İstanbul’un fethini değil, coğrafi keşifleri çağ açıp kapayan olay olarak görürler. Ben de aynı görüşteyim. İstanbul’un fethi o kadar etkili bir olay değildir, hatta Konya’yı bile etkilememiştir’ deme gafletinde bulunmasının izahı yoktur kanaatimce. Konuşmacının popularitesine değil, konu hakkındaki uzmanlığına bakmak gerektiğine söylemeye lüzum bile yok sanırım.
Etkinlikte; edebiyatımızın, dilimizin sorunlarından biri gündeme getiriliyor ve orada bu işlerin çözümü noktasında çok şey yapabilecek siyasi(ler) de varsa; çözüm odaklı kararlı bir tutum takınılması samimiyet göstergesidir. Siyasetçinin, konuyu güzel sözler ve kelime oyunlarıyla savuşturmasına, muallakta kalan çözüm yolları geliştirmesine fırsat tanınmamalıdır. Niyet hayırsa akıbet de hayır olacaktır Allah’ın izniyle, hayırlı bir iş yapılacaksa çekingenlik, tereddüt olmamalı.
Konu çetrefilli, epey de önemli. Değerlendirme ve önerilerime devam edeceğim inşallah.