Beyşehir'in uğrak tarihi mekanlarından, 2014'te UNESCO'nun Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi'ne "Hitit Kutsal Su Tapınağı" olarak dahil edilen anıt, bugüne dek fonksiyonunu yitirmeden ayakta kalabilme özelliğiyle Konyalılar tarafından büyük ilgi görüyor.
BOĞAZKÖY SURLARI ARASINDA BİR BAĞLANTI OLABİLİR
MÖ XIII. bin yılın son çeyreğine tarihlenen Eflatunpınar Hitit Kutsal Su Havuzu Anıtı, daha önce Beyşehir İlçesi sınırları içerisinde yer almasından dolayı, henüz kaynaklarda bu ilçenin adı ile anılmakta. Ancak anıtın bulunduğu alan, günümüzdeki idari taksimata göre Beyşehir’den ayrılan Hüyük ilçesi sınırları içinde yer almıştır. Beyşehir-Şarkîkaraağaç yolunun on sekizinci kilometresinde bulunan anıt, Beyşehir ilçe merkezinin de yaklaşık yirmi kilometre kuzeyinde. Bu alan, MÖ ikinci bin yılda bir imparatorluk hâline gelen Hititler Döneminde -büyük bir ihtimalle- Tarhuntašša eyaleti sınırları içinde bulunmaktaydı. Bu sebeple anıt, muhtemelen, bu eyaletin güçlü kralı Kurunta tarafından yaptırılmış olmalı. İlk kez 1837’de W. J. Hamilton tarafından keşfedilen anıt hakkında daha sonraki dönemlerde birçok spekülatif tartışmalar yapılmıştır. Anıta Eflatunpınar adı verilmesiyle ilgili olarak W. M. Ramsay, Selçuklular devrinden kalma olduğu biliniyor E. Meyer ise ismi Yunanlı filozof Eflatun (Platon) ile ilişkilendirmekte. İsmin kökeni ile ilgili daha fazla destek gören başka bir görüş de Eflatunpınar Anıtı’nın granit bloklarına güneş ışığının vurmasıyla ortaya çıkan eflatunumsu renk ile ilgili olanı. Hamilton, buradaki kabartmaları Pers eserlerine benzetirken, C. Texier de Assur ve Med çehrelerinin kazındığını ve bu eser ile Boğazköy surları arasında bir bağlantı olabileceğini söylemiştir. Eflatunpınar Anıtı’nın benzerleri Sipylus Dağı’nda, Karabel, Fraktin ve Sirkeli’de görülmekte. J. Mellaart’ın, Hitit Devleti sınırları dışarısında görülen ve Hititlerin kullandığı teknik ile yapılmış olan bu anıtlar hakkında iki farklı önerisi var. Bunlardan birincisinin Anadolu’da Geç Tunç Çağında “Hitit” ya da “Anadolu” denilebilecek bir stil uygulanmış olabileceği, ikincisi ise bu anıtların Hitit ustaları tarafından ya da onlardan etkilenmiş kişiler tarafından yapılmış olması.
ZAFER ANITI OLARAK YAPILMIŞTIR
Eflatunpınar Anıtı, Hitit ve Arzava devletlerinin sınır bölgesinde bulunabileceğinden, bu bölgeye yapılma amacı hakkında da değişik fikirler var. Bazı araştırmacılar, bu anıtın siyasi bir amacı olduğunu düşünmekte. Onlara göre bu yapı, Hitit Kralı IV. Tuthalya tarafından bir zafer anıtı olarak yapılmıştır. Bir başka araştırmacı grubu ise, Eflatunpınar’ın siyaset ile bağlantılı olmayıp, sadece dinî bir nitelik taşıyor. Eflatunpınar Anıtı, onlara göre su gibi tabiat unsurlarını kutsal gören MÖ ikinci bin yıl uygarlıklarının yaptırdığı bir açık alan kutsal su anıtı. Eserde herhangi bir yazıtın bulunmaması da onlara göre anıtın dinî sebeplerle yapıldığını göstermektedir. 1988 H. Otten tarafından tercümesi yapılan Bronz Tablet’teki bilgilerden ise, Eflatunpınar’ın yer aldığı alanın, o dönemde Kral Kurunta’nın hüküm sürdüğü Tarhuntašša bölgesinin idari sınırları içerisinde bulunduğundan, IV. Tuthalya ile herhangi bir bağlantısı olamayacağı anlaşılmakta. Bu sebeple daha önceki çalışmalarımızda üzerinde durduğumuz gibi bölgedeki Hatıp, Fasıllar ve Köylütolu anıtları gibi bu anıtı da Kurunta yaptırmıştır. Eflatunpınar’ın ismini alan ve güçlü bir kaynağa sahip olan pınarın suları buradan dört-beş kilometre sonra Beyşehir Gölü’ne dökülmekte. Eflatunpınar Anıtı’nın benzer anıtlardan farkı, tabii bir kayanın üzerinde yer almayıp, iri trakhit bloklar üzerinde bulunmasıdır. Anıtın, Hitit yontma taş tekniğinin güzel bir örneği olduğu da görülmekte. Anıtın eni 7, boyu 3,6 metredir. Kuzeye bakan tarafında on dört trakhit bloğu kullanılmıştır. Yapının merkezinde fırtına tanrısı ile güneş tanrıçası Arinna’nın tasviri olduğu tahmin edilen bir çift heykel var. Çiftin sağında, ortasında ve sol tarafında ise şeritler hâlinde on adet kollarını yukarı kaldırmış kanatlı demonlar ve boğa adamlar gibi karma yaratıklar görülmekte. Bunlardan anıtın sağında ve solunda bulunanlar anıtın en üstünde yer alan bir güneş kursunu taşımakta. Tanrı çiftinin arasında ve yanlarında görülen yaratıklar ise, bu çiftin üzerinde bulunan iki güneş kursunu taşımaktadırlar. Eflatunpınar Anıtı’nın suyla temas eden bölümünde ise elleri göğüslerine kavuşturulmuş beş tanrı figürü görülmekte. Sağ ve sol kenardakilerin dağ tanrıları, kalan diğer üçün ise yeraltı kaynak (muhtemelen pınar) tanrıları oldukları düşünülmekte. Bunların karın ve etek bölgelerinde ise fıskiye görevi yapan delikler bulunmakta.
ARZAWA’YA KARŞI MADDİ-MANEVİ BİR SAVUNMA HATTI
1996-1997 yıllarında A. S. Özenir başkanlığında anıt ve çevresinde yapılan temizlik ve kurtarma kazı çalışmalarında ise 4,80 metre uzunluğunda ve tek parça olan, büyük bir trakit blok açığa çıkartılmıştır. Bloğun ön yüzünde üç tane dinamik, genç ve boynuzsuz boğanın işlendiği görülmekte. Yine bu çalışmalar esnasında anıtın iki yanında uzanan havuz duvarlarının ortasında, simetrik olarak yüksek kabartma şeklinde işlenmiş, tahta oturur vaziyette iki tanrıça ortaya çıkartılmıştır. Anıtın güney duvarına bitişik, havuzun içine doğru uzanan bir platformun kuzey duvarında ise bir tanrı-tanrıça çifti olduğu düşünülen, yıpranmış bir kabartma bulunmakta. Tanrıça kabartması, tahta oturmuş, kısa kollarını da dizlerinin üzerine koymuş bir şekilde tasvir edilmiştir. Bitişiğindeki tanrı da tıpkı tanrıça gibi tahtında oturur vaziyette. Kurtarma kazılarında açığa çıkarılan bir önemli buluntu ise anıtın doğu duvarındaki kabartmalardır. Burada profilden alçak kabartma olarak işlenmiş uzun etekli bir kişi ve hemen arkasında elinden tuttuğu daha kısa etekli bir kişi görülmekte. Eflatunpınar Hitit Kutsal Su Anıtı, tek bir yapı değildir. Yapılan kazılar sonucunda hemen önünde 34x30 metre boyutlarında düzgün kesme taşlardan yapılmış olan havuzun, anıt ile bağlantılı olduğu ortaya çıkmıştır. Eflatunpınar Kutsal Su Anıtı ile ilgili olan görüşlerden biri ise bu anıtın yapım aşamasında yarım kaldığı ve tamamlanmadığı şeklinde. Özellikle anıtın üst kısmının eksik kaldığı ve Fasıllar’da bulunan tek parça bazalt bloktan oluşan tanrı kabartmasının aslında Eflatunpınar Anıtı’nın bu kısmı için yapılmış olduğu görüşü oldukça benimsenmekte. Burada belirtilmesi gereken bir husus da anıt çevresinde Hitit yerleşmesinin olmaması. Araştırmaların gösterdiğine göre Hititler anıt yakınlarına yerleşmiyorlar. Eflatunpınar Anıtı’nın en yakın yerleşmesi olan Eflatun Höyük, anıttan 300 m batıda, Bayat Höyük de 3 km kuzeyde yer alır. Muhtemelen Eflatun Höyük’te anıt hizmetkârı rahip ve bekçiler, daha yoğun bir Hitit yerleşmesi görülen Bayat Höyük’te ise halk oturmaktaydı.
Eflatunpınar Anıtı’nı çapı 100 km’lik bir daire içinde bulunan Hatıp-Kurunta, Fasıllar, Köylütolu ve Yalburt anıtları ile birlikte düşünmek gerekir. Hititler Döneminde bu anıtların Batı Anadolu’ya uzanan yollar üzerinde olması, ezeli düşman Arzawa’ya karşı maddi-manevi bir savunma hattı gibi.