Siyaset “ortak söz”le ilgilidir. Siyaset, “ortak söz”ün ne olması gerektiğine ilişkin tartışmaların, o sözü kimin nasıl temellük edeceğine dair yürütülen mücadelelerin cümlesidir. Ortak sözü belirleme hakkına kimin sahip çıkacağı, bu hakka kimin ehliyetinin olduğu konusunda yürütülen mücadelelerin, verilen kavgaların bir neticesidir siyaset.
“Siyasal zamirler” deyişimizi anlamlı kılan da haddi zatında budur. Kendileri doğrudan ortak sözün ne olacağına dair verilen kavgada bir taraf olmasa da, kavgayı kendi dilleriyle vermese de, kavgayı sürdürenler üstündeki etkileriyle, kavgada aktif rol alan öznelerin anlayışlarının oluşumuna yaptıkları katkılarla belirleyici bir güce kavuşmuş öznelere “zamir” diyoruz biz.
“Ortak söz”ün hakikat kavramına değgin bir yanı da var hiç kuşkusuz. “Hakikat”in metafizik çağanozu dahilinde şekillenen bir yan bu. “Ortak söz”, hakikatin toplumsal ve tarihsel cisimlenme şekillerinden biridir bize kalırsa. Bu açıdan “zamir”lerin toplumsal ve tarihsel hakikatlerin taşıyıcısı, onların “kurucu” ve “koruyucu” niteliklerine sahip çıkan kişiler olması kaçınılmaz bir yerde. Eğer öyle değilse ne zamir deyişimizin ne de hakikat ve siyasetin bir önemi ve işlevi kalır.
Konya’nın, bir şehir olarak Konya’nın beşeri ve tarihsel hafızasının capcanlı kalışında Kurucu ailesinin emekleri inkâr edilemez. Şu Konya’da yirminci yüzyılın büyük bir kısmında en etkin sivil inisiyatiflerden birini oluşturan bir ailedir Kurucu ailesi ve tabii bu ailenin efsanevi büyüğü Hacveyiszade.
Yürüttükleri faaliyet doğrudan real-politik bir dile denk gelmese de Konya’nın “ortak sözü”nün oluşumuna katkıları büyüktür bu ailenin ve onun fertlerinin. Konya’da bugün söz söyleme ehliyetine sahip hemen herkesin üzerindeki terbiyevi talimleri hayırla yad edilen Hacıveyiszade Mustafa Kurucu’nun torunu, Kapu Camii’nde zaman zaman gönüllü imamlık yapan Mustafa Koruyucu’yu Konya siyaseti açısından etkin bir role taşıyan elbette ailevi kökleri değil sadece. Bununla birlikte kendine has yetişme tarzı, aldığı eğitim, benimsediği mütevazı hayat da buna bir etken.
İsmail Kaya hocanın en gözde talebelerinden biri aynı zamanda çünkü Mustafa Koruyucu. Aktif politik hayattan uzak duruşunda merhum İsmail Kaya hocanın etkisi ne kadardır, bunu bilemiyoruz, ancak AK Parti’deki son gelişmelerde Mustafa beyin önemli bir rolü olduğu da aşikâr.
Ihlamuraltı Sohbetleri’ne katılan isimlerin her biri bugün Konya’nın ve Türkiye’nin yönetiminde önemli roller üstlenmişse bunun irdelenmesinin gerekli olduğu ortada. Mustafa Koruyucu beyin akil pozisyonunu sürdüreceği ve etkilerinin önümüzdeki dönemlerde daha derinden hissedileceği de hiç kuşkusuz.
Konya, bir şehir olarak Konya, siyasetteki etkinliğini bir bakıma bu akil insanlarına borçlu. Demem o ki bu insanlar, yani Konya’nın ricalleri, kendileri görülmese de, bir nevi “gayb” olsalar da, sözleri ve tavırlarıyla şu şehrin, Sultan Alaeddin Keykubat’ın, Kılıçarslan’ın, Mevlana’nın, Konevi’nin, Nasreddin Hoca’nın, Mahmud Hayrani’nin, Urmevi’nin, Zeyneddin Sadaka’nın şehrinin hem siyasal, hem manevi hem de maddi sözüdür, ortak sözümüzdür onlar…
Allah, bu tür insanların varlığını daim kılsın demek bize ar gelmemelidir.