Doğanlar Eğitim Derneği Başkanı Memo Şengüler, derneklerine kömür yardımı yapılması için belediye ve valiliğe müracaat etmelerine rağmen şimdiye kadar herhangi bir olumlu netice alamadıklarını da belirtti.
Dernek olarak kendilerine yardım edenlerin yok denecek kadar az olduğunu ifade eden Memo dayı, “Gelin bizi araştırın, birileri burada Allah diyor. Sokaktaki eroinciyi, hapçıyı kapıp geliyoruz. Biz bir kişi de olsa insanımızı ve insanlığı kurtarma peşindeyiz. Kışın bu çatı altında ders ve sohbet yapacağız. İstediğimiz ise bir kömür. Biz derneklere kömür yardımı yapamayız diyorlar. Birçok kişi (iş adamları) bu derneğe geliyor, konuşuyorlar ve konuştukları burada kalıyor. Buradaki insan hırçın olur. Tabiki toplum beni içine almazsa buranın insanı hırçın olur.” diyor.
55 M2’LİK YERDE İKİ-ÜÇ AİLE YAŞIYOR
Doğanlar’da yaşayanların sayısının 2-3 bin civarında olduğunu ifade eden Memo dayı, derneğin yerinin 55 metrekare olduğunu ve yanı başlarındaki 55m2’lik evde ise 2-3 ailenin yaşadığını belirterek konuşmasına şöyle devam etti:
“Konya’nın üç kısma ayırmışlar. Muhacir Pazarı’nı Romanlar diye, Mevlana’nın orayı Çingeneler diye, Doğanları da Aptallar diye ayırmışlar. Bir gün beni bir yere davet ettiler, gittim. Köşede bir yere oturdum ve ilahiyatçı hocaları dinliyorum. Oturmuşlar sanki ada parselliyorlar… Sen Lalebehçe’ye, sen Gülbahçe’ye, şu Uluırmak, bu Hocacihan gibi.. Geriye üç yer kaldı.. Doğanlar, Yeni Mahalle ve Muhacir Pazarı… Dedim hocam bu bölgelere neden girmiyorsunuz?.. Oraları şöyle, böyle demeye başladılar. Ben de acizane Doğanlar’danım, adım da Memo dedim. Ben şu yarım aklımla bunu idrak edebiliyorsam siz ilahiyatçısınız, yoksa siz idrak edemiyor musunuz dedim.
Peygamber sallalahu aleyhi vessellem Rahman suresi indiğinde ashabına, “Rahman suresini Kâbe’nin ortasında kim okur?” diye üç defa soruyor. İbni Mesud, “- Ben okurum yâ Allah’ın Resulü” diyor. İbni Mesud cılız bir ashaptı. Cübbeyi giydiği zaman sanki cübbenin kendisi gider zannederdik diyor, resulullah. O kadar ashabın içerisinden çıkan İbni Mesud, ikindi üzeri gitti ve Rahman suresini okumaya başladı. Linç edilene kadar da dövüldü. Allah’ın Resulü öldü zannetti. Ve uyandı ve “Bir daha okurum yâ Allah’ın Resulü” dedi.
Kardeşim oradaki insanlar kâfir mi? Niye girmiyorsunuz?...
Bugün İbni Mesud radiyallahu anh Kâbe’de müşriklere karşı Rahman suresini okuyor da, siz neden o bölgelere girmiyor ve tebliğde bulunmuyorsunuz?..
Siz buralara girmezseniz ne yapacaklar buradaki insanlar...
Sizler, abiler geldiğinizde biz size sövdük mü, dövdük mü, bağırdık mı ne yaptık?!..”
YENİ MAHALLE “YENİ DOĞANLAR” OLMUŞ…
-Mevlana dediğiniz yer Yeni Mahalle değil mi?
Evet. Yeni Mahalle de.. o mahallenin de ismini değiştirmişler..
-Peki, yeni ismi ne olmuş?
Yeni Doğanlar diye değiştirmişler.
-Doğanlar’ın ismini değiştirseler, siz bunu nasıl karşılar sınız?
Sizin bu dediğiniz hayal abi, hayal… Doğanlar Mahallesi’nin ismini değiştirecekler ha…
Kız istemeye gittiğimde bize nerelisiniz dendiği zaman –ben elhamdülüllah hiçbir zaman şey yapmadım ama- emin olun utanıyoruz; Doğanlardanız demeye. Çünkü Doğanlar dediğiniz zaman insanlar gerçekten size kız vermiyorlar. Benim oğlum İmam-Hatip’i yeni bitirdi ve üniversiteye başlayacak. Çok samimi olduğum bir kardeşim var. Kızını istemeye gittik. Bana “Yav arkadaş öyle de elalem ne der” dedi.
Allah ne der demiyoruz da.. Elalem ne der diyoruz…
Allah’ın ne der dediği kalkmış artık “elalem ne der” olmuş…”
***
Konya’nın “ötekileştirilen” yüzü ve kanayan yarası işte bu üç bölge ve bu bölgede yaşayan insanlarımız.
Doğanlara, Yeni Mahalle’deki insanlara ve Romanlar dediğimiz çingenelere Konyalıların ve insanımızın bakış açısı ne yazık ki böyle…
Yıllar geçse de değişmiyor ve değiştirmek için hiç gayret sarfedilmiyor, demiyeceğim. Yeterli değil. Seyyar satıcılara ve dolayısıyla Doğanlar’a yönelik olarak 1990’larda sosyal bir proje başlatılmıştı. Bu proje, Konya’daki seyyar satıcıları ortadan kaldırmak için Kemerli, Nüve ve Demirci iş merkezlerinde iş yeri temin edilerek yerleşik esnaf olmaları yönünde başlatılan güzel bir projeydi. Tuttu ve bu proje başarılı oldu da. Halen azalsa da devam ediyor.
Konya’nın kanayan yarası olan bu üç bölgeye yönelik sosyal ve kültürel bir değişim projesinin başlatılması lazım?
İnşaat sektörüne rant açılması ve elde edilmesi yönünde değil..
Çok büyük ve sonuç alınabilecek sosyal ve kültürel bir projeden söz ediyorum.
İlk işe, pekâlâ mahalle isimleri değiştirilerek başlanılabilir.
Bana göre, bu, “kültürel bir devrim” niteliğinde bir değişime doğru atılan ilk adım olabilir.
Bu bölgedeki insanları ötekileştirdiğiniz vakit, “iş, aş ve eş” vermediğiniz zaman bu bölgelerde yaşayan doğru dürüst insanların hayallerini de yıkmış, yok etmiş oluyorsunuz. Bizim Kemerli, Nüve ve Demirci iş merkezlerinde nitelikli esnaf olan bu insanların dünyalarını yıkmaya ve hayallerini karartmaya hiç hakkımız yok.
Kaldı ki yabancı ülkelerin ajanları vasıtasıyla bu bölgeleri kaşımak adına kim bilir kaç proje hazırlanıp raflarda tutuluyordur…
***
Doğanlar Mahallesi, Selçuklu’dan beri Kalenderî meşrepli Türkmen Abdallarının yaşadığı bir bölgedir. Yeni Mahalle (Yeni Doğanlar) ise, eskiden Türkmen Alevilerinin yaşadığı bölgedir. Bu mahallenin muhtarı da Hz. Ali’yi sevenlerdendir. Muhacir Pazarı’ndaki Romanlar ise, mübadelede Hristiyan Türkler’le değiştirilen Yunanistan’dan gelen göçmenlerdir.
Herşeyden önce bu üç bölgenin sosyolojik ve psikolojik bir topoğrafını çekmek ve çıkarmak gerekir. Bu bölgeler, Konya’nın gayrimeşru (fuhuş, eroin, hap, uyuşturucu, hırsızlık v.b.)işlerini yapan insanların konuşlandığı mahallelerdir.
Aç kalan insanların, ötekileştirilen insanların yapamayacağı şey yoktur.
İnsanları aç bıraktığınız zaman ilk önce dinini ve sonra ne kadar kutsal değeri varsa hepsini tüketmeye başlar.
Doğanlar’a 12-13 yaşlarındaki kızlar uyuşturucu almaya geliyorlar ve fuhuş sektöründe kullanılıyorlarsa, bu durumdan ilk utanması gerekenler Konya’yı yönetenler olmalıdır.
Doğanlar’daki Asayiş Şube Merkezi bu uyuşturucu trafiğini durduramıyorsa, yeni Emniyet Müdürü’nün bu işe bir el atması, bunu yaparken de olaya sadece emniyet ve asayiş yönüyle değil de sosyal ve kültürel projeler yönüyle de bakmasında fayda var.
AZİZİM DİYOR Kİ…
Merkeze alınan valimiz Muammer Erol döneminde Doğanlar’da ve özellikle kadınlara yönelik bir proje başlatılmıştı. Bu bölgeden iki kafile insanımız Umre’ye gönderilmişlerdi. Bunun arkası gelmeli ve yeni Emniyet Müdürü Şükrü Yaman ile Vali Yakup Canbolat, Konya’nın ötekileştirilen bu yüzünü hiç ihmal etmemelidirler.