Konya’nın Su Sorunu Nasıl Çözülecek?

Emrullah Nergiz

Dün şehir adına çok önemli bir toplantıya katıldık. Belki de son 15 yılda sadece ‘SU’ teması ile şehrin geleceğine direkt etki edecek konuların paylaşıldığı basına açık en ciddi programdı.

Sahada sürekli suyun önemine vurgu yapan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Leyla Şahin Usta riyasetinde Konya Milletvekili Halil Etyemez, SU Yönetimi Genel Müdürü Konyalı hemşerimiz Bilal Dikmen, Konya DSİ 4. Bölge Müdürü Mehmet Ekinci ve Konya İl Tarım ve Orman Müdürü Ali Ergin çok önemli tespitler ve sunumlar yaptılar.

Kapalı havzadan su gelecek mi, bitki desenine göre tarım ne zaman başlayacak, Konya’ya yapılan barajlar, göletler, sulama projeleri, hangi bitki türünden ne kadar ekiyoruz ne kadar kazanç sağlanıyor, Konya iklim değişikliğinden etkilenecek mi… Daha onlarca konuda uzman isimlerden detaylı ve doyurucu bilgiler aldık. Kafamıza takılan soruları program sonunda muhataplarına ilettik. İyi niyetle cevaplama gayretinde oldular. 3 saatlik yoğun programdan dikkatle dinlediklerimden bazılarını size aktarayım.

Gözümüzün önünde olmadığı için çok fark edemiyoruz ama DSİ Konya’nın dağlarında devasa çalışmalar yapmış. Resmen Ferhat olmuş! Tek tek yapılanları sayamam. Hepsi haberlerde mevcut. Rehavet oluşmasın ama içme suyunda uzun vadede çok sorun yaşamayacak gibi duruyoruz.

Yazın ovada yaşanan kıtlık halen devam ediyor. Çiftçi birçok yerde halen ürününü toprakla buluşturamadı. Sulama suyunda Konya için en hızlı gerçekleşecek proje Apa Hotamış hattının tamamlanması. Proje alanlarını görseller eşliğinde izledik. Kademe kademe çiftçilere su verilecek kartlı bir sisteme geçiliyor. Böylelikle kim ne kadar su kullandı ne kadar hakkı kaldı anında görülecek. Burada çiftçilere büyük iş düşüyor.

Devlet bütün imkânları ile Konya kapalı havzasındaki su sorunun çözmek için seferber olmuş durumda. Farklı havzalardan su getirmek için planlama çalışmaları var. Özellikle Ermenek’te sona doğru geliniyor.

Tabi ovayı yalnızca su taşıyarak kurtarmak mümkün değil. Evvela çiftçimizin bilinçli olması gerekiyor. Su var diye senede 3-4 ayrı ürün kaldırmak adaletli değil. Böyle yaparsak gelecek senelerde hiç su bulamayacağız.

Son 10 yılda ekili alanı %568 artan bir ürün var tahmin edeceğiniz gibi mısır. Bu konuda defalarca yazdım. Maalesef ekim hızı neyse yavaşlama hızı da ancak öyle olacak. Ovada buğdaya ve arpaya olan teşvik arttıkça mısır azalacak. Bu da ekonomik anlamda bir süreç yani. Leyla Hanım iktidarlarının hiçbir zaman zorla bir şey yaptırma yoluna gitmediğini, bir taraftan gıda krizi varken belirli bir denge yürütülmeye çalışıldığını belirtti. Bu konuda haklı. Yani bir şeyi ekmeyin demekle sonuçlarına katlanmak farklı şeyler.

DSİ 4. Bölge Müdürü bildiğiniz gibi yakın zamanda atandı. Tanışma fırsatını dün bulduk. Ülkedeki büyük ovaların çoğunun tozunu yutmuş bir isim. Çukurova’da, Amik’te, Harran’da ve Afrin’de önemli görevler yapmış. Heyecanlı ve pozitif biri olarak gördük. Şehir ve ova için güzel çalışmalara vesile olur inşallah.

ENERYA’NIN DERDİ HİZMET Mİ HALKA ZULÜM MÜ?

Bir değil iki değil. Bu gaz hizmetinden gelen şikâyetler artık haddi aştı.

Tekelci zihniyetin verdiği keyfiyet ile halka zulmetmekten zevk alıyor sanırım birileri. İşin garibi buna bir kişi de dur demiyor.

Öncelikle belirteyim yönetmeliklere, standartlara, güvenliğe sonuna kadar eyvallah. Sözüm bunlara değil. Elbette belli yasal çerçevede işlemler yapılacak ama benim eleştirim başka konuda…

Enerya gaz dağıtım kurumunu biliyorsunuz. Şu soğuk günlerde insanların gazlarını açıp kombilerini çalıştırmak için güya bir ‘standart’ uygulanıyor. Güya diyorum çünkü ortaya konulan standartları ve yönetmelikleri uygulamak kişiye göre değişkenlik gösterebiliyor.

Katılım bedeli, güvence bedeli altında zaten yüklü bir parayı aboneden alıyorlar. Hadi buna razı olduk diyelim.

Projenizi çizdirdiniz. Bir yetkili gaz açımı için kontrole gelecek, bu kişiler öyle yoğun çalışıyor ki bu kontroller randevu ile oluyor. Ha randevular da 3-4 günden önce gelmiyor.

Beklediniz sabrettiniz. Randevu için zaman verildi. Filan gün 15.00 ile 18.00 arası gelinecek. Bekle Allah bekle boş dairede. Kapı çalacak da beyefendiler teşrif edecek. Saat 20.30 gaz açmak için geliyorlar. Sabrı zorlanan abone aşağı markete inmiş. 1 dakika bile beklemeden gidiyorlar. Neden peki? Vakitleri çok kıymetli!

Hasbelkader evde olduğunuz zamana denk geldiniz kapıyı açtınız. Farklı bir uygulama tam o an başlıyor. Kişiye göre farklı seçeneklere geçiliyor.

Evin birinde menfez olmayan şekilde onay veriliyor, diğer birine menfezin yok gazını açamam deniliyor. Başka bir yerde kendi verdikleri sayacın kenarındaki vida duvara tam tutmamış diye gaz açılmıyor. Yahu o sayacı da siz vermiyor musunuz millete?

Hadi bunu da geçelim. Kombiye gelen borunun kelepçesinin vidası az sıkılmış diye gaz açmama bahanesi olur mu Allah aşkına?

Bakın havadan sudan konuşmuyorum! Bunların hepsi şahitli ispatlı şeyler. Gelen kişiye durun sıkayım vidayı diyecek olun, ‘siz yapamazsınız usta lazım hem vida sıkmak kadar dahi beklemem’ yanıtı alıyorsunuz! Üstelik kaba bir üslupla!

Böyle eften püften meseleler ile gaz açmamalarının bir sebebi varmış tabii. Ben de araştırınca öğrendim. Her kusurda bu arkadaşlar yeniden para alıyormuş. Yani ne kadar çok kusur bulurlarsa o kadar cep dolacak!

Gerçekten tebrik ediyorum! Milletle dalga geçiyorsunuz? Bu yapılan reva mı?

Yukarıdakilere benzer farklı uygulamaların yapıldığı onlarca örnek sayarım size. İsim de yer de veririm. Hangi ilçede bazı küçük şeylerin görmezden gelinip hangisinde daha çok görüldüğünü de yazarım. Ama burada kalıyorum.

Şu soğuk günlerde vatandaşın gazını basit nedenler ile açmayarak keyfi zulüm yapanlar! Milleti çoluğu çocuğu ile evlerinde üşütüp hasta edenler ve saatlerce vakitlerini çalanlar! En çok kime zarar veriyor hadi birlikte düşünelim?

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.