Maçtan önce gazeteme yaptığım yorumda ibre bizden yana başlığıyla Çaykur Rizespor deplasmanından aldığı bir puanla lige moralli başlayan Konyaspor’un lig şampiyonu Beşiktaş karşısında mağlup olacağını düşünmediğimi belirtmiştim. Ancak ligin en hızlı atağa çıkan, saha içerisindeki yardımlaşmayı çok iyi yapan, çabuk pas trafiğiyle rakip kaleye çabuk gidebilen oyun mantalitesindeki rakip karşısında Konyaspor kendi oyununu kabul ettirmek zorunda. Kadrosundan Gomez, Sosa, Gökhan gibi üç as oyuncusunu kaybeden Beşiktaş’ın defansındaki sıkıntılarını da düşünecek olursak ibre Konyaspor’un lehine dönüyor diye düşünüyorum demiştim. Gerçekten doksan dakika boyunca maç öncesi düşündüğümüz senaryolar gerçekleşti. Konyaspor’un ilk golü erken bulması skoru koruma adına verilen mücadelede kendi oyun sisteminde sıkıntı yaratabiliyor. Ancak ilk yarıda topu rakibe verip oynamasına izin vererek rakibi yorup ikinci yarı fiziksel düşüş yaşamasını sağlamakta taktiksel bir başarıdır.
İkinci yarı 53. dakikada Konyaspor, Cenk’in attığı golle 2-1 mağlup duruma düşmesine rağmen Bajic'in golü beraberliği getirdi. İkinci yarı oyuna giren Hora yüzde yüz bir golü atamasa da oynadığı sürede olumlu sinyaller verdi. Hora hazır olduğu zaman bundan sonraki maçlarda daha uzun süre alacak gibi görünüyor. Konyaspor’un bu maçta rakibinden daha fazla koşması, fiziki güç olarak oyuncuların oyundan düşmemeleri ve en önemlisi kendi sahasındaki yenilmezlik ünvanını 16 maça çıkarmaları en büyük artıları. Böylece Konya deplasmanı süper lig takımları için korkarak gelinecek bir deplasman oldu. İlerde oynanacak maçlarda yeni transferlerinde takıma uyum sağlamasıyla daha hazır daha güzel futbol oynayıp netice alan bir Konyaspor ortaya çıkacaktır. Maçın hakemi Cüneyt Çakır hocadan da söz etmemek yanlış olur. Dünyanın en iyi beş hakeminden biri olarak lanse ediliyorsun. Ancak yurt dışındaki maçlardaki yönetiminle Türkiye’deki maçlardaki yönetim tarzın birbirini tutmuyor. Kararlarında adil olacaksın. Formaya ve renge göre karar vermeyeceksin.
Son söz Şenol Hoca’ya; sevgili hocam artık saçma sapan mazeret üretmeye bırak. Fizik olarak sorunumuz yok diyorsun. İkinci yarı üç oyuncu değiştiriyorsun. Ali Çamdalı’nın üç sefer atılması lazım diyorsun. Ali Çamdalı hakemden sadece itirazdan sarı kart görüyor. Hakeme mi inanalım sana mı hocam? Necip'in pozisyonunda faul verilebilirdi, sarı kart fazlaydı diyorsun. Ama delikanlıca necip 48+3’de çift sarı karttan atılması lazım diyomiyorsun. Sevgili Şenol Hocam senin takımının dörtte bir değerindeki Konyaspor takımı son beş maçta senin takımını üç sefer yendi. Yenildiğin o üç maçta da Konyaspor’un galibiyetlerin küçümseyen mazeretler ürettin. Senin gibi kariyeri başarılarla dolu Türkiye’nin en iyi hocalarından biri olarak gönüllerimizdeki yerini kaybediyorsun. Sana kaybettiğin maçlardan sonra mazeret üretmek değil rakibi tebrik etmek yakışır.