İstanbul medyasında sıkça rastladığımız bir üslup kullanan TRT spikeri istemeden de olsa böyle bir konuşma yaptı. Aslında beklemediğimiz hareket nefret söylemlerinin zapt ettiği İstanbul medyasının içerisinde özür dileme erdeminde bulundu. Zira maç yazısı yazan sözde eşitlikten adaletten bahsedenler Galatasaray golü bulduğunda "nihayet Galatasaray golü buldu" diye çoktan yazmıştı. Bir de biz değerlendirelim mücadelede neler oldu kendimizce...
Malum sosyal medyanın olumlu olumsuz birçok yanı var fakat biz pastanın büyük tarafını oluşturup payın küçük tarafını alan Anadolu takımları camialarının dili olmuştur sosyal medya. Bilerek ya da bilmeyerek polemik oluşturan Galatasaray sosyal medya ekibi Konyaspor'un eski logosunu kullanmış buna karşılık Konyaspor'da Galatasaray'ın eski logosunu kullanmıştı. 6222 nolu kanun gereği sosyal medyada da diline ve eline hakim olmak zorunda olan taraftarlar tartışmayı bir çıta daha yükselttiler, sonuçta maç öncesi gergin bir atmosfer vardı. İstanbul medyasına göre Galatasaray evinde o bilindik baskılı futbolu oynarsa çok farklı bir maç izleyeceği yönünde görüş birliğine rağmen, Aykut Kocaman ekibi baskıyla başlayan taraf oldu. 3. dakikada VAR sistemine rağmen görülmeyen penaltı pozisyonundan sonra Galatasaray üzerindeki baskıdan kurtulup oyunu eline almaya başladı. Aslında bu bilerek ve isteyerek Aykut Kocaman tarafından uygulanan taktikten başka bir şey değildi. Galatasaray yüklenmeye başladığında daha önce çok görülmeyen 2-3 pasla etkili olma isteği topa sahip olsalar da temkinli yaklaşmaya itti. Maçın 5. ve 61. dakikaları arasında Galatasaray topa yüzde 75 sahip olsa da ne akılda kalan bir atağı nede tehlike arz edebilecek pozisyon bulabiliyorlardı. Galatasaray'ın golü gelene kadar oyunu tutup oynayan Kocaman'ın ekibi artık ikinci ve üçüncü bölgede topu tutarak etkili olmaya kalktı. Galatasaray golünden kırmızı karta kadar oynanan bölümde ise yüzde 64 Konyaspor topla oynadığı gibi ilk bir saatlik bölümden 15 dakikada fazla pas yapması geriye düşse bile etkili bir hücum oyunu oynayarak maçı çevirebilmeleri açısından önemliydi. Oyunu çoktan kaybeden Galatasaray kırmızı kart ile rehavete girdi. Konyaspor'un yüzde 70'lere varan topa sahip olmanın karşılığını belki de bir şans golü ile de olsa 95. dakika bir santrafor sakinliği ve temiz tek vuruşu ile oyuna eşitliği getirmesi çalışmanın ve gayretin ödülü oldu diyebiliriz. Çağ içi oyun oynadığını iddia edenler, sistemin ve futbolun nereye gittiğini çok fark etmeyen ve takip etmeyen insanların boş iddialarından ibaret.
Isı haritası okumayı bilenler Konyaspor maçlarını takip Edip sahaya nasıl yayıldılar, yayılıyorlar görebilir. Futbol artık rakibin sistemini çökertilmesi ve kendi anlayışınızı ona kabul ettirme üzerine devam eden bir oyun, nefretinizi bir kenara bırakarak bu anlayışın neresi çağ dışı sormak isterim, ya da siz çağın neresinden bakıyorsunuz ?
Sonuç olarak; İstanbul'dan alınan her puan İstanbul'da kilerden çok şehrinizde o takımları tutan kişilerin boynunun bükülmesine neden olur ki buda yeğenlerini, çocuklarını ve yakınlarını o takımların izleyicisi olmakta işlerini zora sokar. Galatasaray bu oyun anlayışı ile defansif olarak şampiyonlar Ligi'nde ciddi sorunlar yaşayabilir. Maçın hakemi ile ilgili daha önce çok daha kötü yönetimlerini görmüştüm, her ne kadar sarı kartlarda adilane yaklaşmamış olsa da, Seri'ye ilk yarı kart göstermemiş olsa da Konyaspor penaltısını atlayıp, çıkarttığı kırmızı kartı sarı ile geçiştirse de penaltıyı fark edemeyen VAR ile kırmızıya baş vursa da önceki maçlardan temiz maç yönetti. Konyaspor golü ile ilgili olarak, İstanbul'un sık kullandığı tabirden alıntı yaparak , önemli olan doğru zamanda doğru yerde olmaktır diyelim.
Maçın sözü; Sosyal medyada şekil yapmak maç kazanmaya yetmiyor, son sözü çoğu kez sahadakiler söylüyor.