Eylül ayını mükemmele yakın bir performansla geçiren Konyaspor’umuz, rakibi olan 2 takımdan deplasmanda almış olduğu 4 puanı kendi sahasında oynadığı Mersin İ.Y. galibiyetiyle taçlandırarak üst sıralara doğru ivme kazanmaya devam etti.
Neden eleştirdiğini bile bilmeyen bir güruh tarafından eleştirilen Aykut Kocaman, yavaş yavaş kafasındaki ilk 11 oturtmaya başlayınca öncelikle dirençli ve sonrasında da tabelaya yansıyan sonuçlar alan bir Konyaspor oluşmaya başladı. Mersin İ.Y. karşılaşmasında da rakibin eksik olduğu noktalar üzerinde ciddi bir çalışma yaptığı görülen Aykut hoca, bu eksikleri değerlendiren oyuncuları sayesinde mutlu bir Pazar geçirdi diye düşünüyorum. Özellikle hücum hattında hala hazır olmayan oyuncular olmasına rağmen alınan bu sonuç bir nevi sıfır faizli kredi niteliğinde oldu bizim adımıza. Yalnız şu ayrıntıyı da göz ardı etmemek gerekiyor; Mersin takımı tamamen geçen yılki kadrosuyla ve 11’iyle oynuyor olsa da futbolcuların zihninde bazı sorunlar olduğu da net olarak görüldü. Muhtemelen alacaklarını alamadığını tahmin ettiğim Akdeniz ekibinin oyuncuları birkaç hafta daha bu isteksizlikle gidecek gibi. Konyaspor’umuzda transfer sezonu boyunca alınması noktasında adeta dilimizde tüy bitiren Samuel Holmen’in takımı nasıl toparladığını da dün net olarak gördük. Pas trafiğinin neredeyse tamamına yakınında orkestra şefliğini üstlenen Holmen’in maç eksiğini giderdikten sonraki halini daha çok merak etmeye başladım açıkçası. Sezon başından bu yana söylediğim şeyleri tekrar söylüyorum, bu takımın istikbali parlak, küme düşer diyenler bir daha maç izlemesin gitsin langırt maçı izlesin. Allah’ın izniyle sadece takım savunmasının oturmasıyla birlikte bile en az 30 35 puan alacaktır bu takım. Ki bu sene tipik santrafor ve yardımcı santrafor diye nitelendireceğimiz birkaç oyuncusu da mevcut olan bir takım olduk. Gerçek Konyaspor taraftarının sonuna kadar sahip çıkması durumunda bu takımın birkaç sene içinde inanılmaz başarılara ortak olacağını da net olarak görüyorum. Allah’ım beni de mahcup etmesin inşallah.
Bu güzel tarafların yanında başkan Ahmet Şan ile teknik direktörümüz Aykut Kocaman arasındaki söz düellosu da olanca hızıyla devam ediyor. En son hafta sonu oynanan karşılaşma sonrası yöneltilen bir soru akabinde Ahmet Şan ile ilgili cevabın kendisinde saklı olduğunu ve günü gelince bunu kamuoyuyla paylaşacağını belirten Aykut Kocaman, doğal olarak herkese “N’oluyor ya” sorusunu sordurttu. Ahmet Şan başkanın futboldan kısmen bile değil hiç anlamayan çevresi, sanıyorum bazen başkanı yanlış yollarla gaza getiriyor ve ne yazık ki Ahmet Şan’ın talihsiz açıklamalar yapmasına zemin hazırlıyorlar. Sayın başkan Ahmet Şan’ın da bu tip insanların sözlerine gereğinden fazla önem vermesi ve kameralara gereksiz demeçler vermesi durduk yere ortamı geriyor. Konyaspor’un sistemli ve oturmuş bir takım olması noktasında yapılanların büyük bir bölümünün doğru olduğunu etrafımdaki birçok insana dilim döndüğünce anlatmaya çalışıyorum. Sayın başkan sizin de içiniz rahat olsun, bu takım iyi yolda ve sürekli istediğiniz o şampiyonluğun zemini de bu şekilde oluşacak inşallah. Lütfen bu konuda içiniz rahat olsun. Tribünlerde bağırdığımız bir bestenin sözleri ise aslında bu yazdıklarımızı net olarak özetliyor
Konyaspor’um geliyor bak, bir gün elbet şampiyon olacak,
Haydi şimdi hep beraber, bütün eller havaya…