Konya’ya denizi kim, ne zaman getirecek?

Mustafa Balkan (Tarih Yazıları)

TARİHE YOLCULUK (323)

Türk Usta politikacısı Süleyman Demirel, Konya’ya her gelişinde “Konya’ya denizi ben getireceğim” der ve Konyalıların gözünün içine baka baka öyle bir vaatte bulunurdu. Bakalım Konya’ya denizi kim ve ne zaman getirecek?..

 

Konya Eğitim, İzciler, Gençlik ve Spor Kulübü’nün Alanya – İncekum’da düzenlediği Büyük Konya Gençlik Kampı, orta ve lise dengi okullara giden gençler açısından bulunmaz bir fırsat.

Gençler, bir hafta boyunca çadırlarda yatıp-kalkıyor ve çeşitli sosyal – kültürel aktivitelere katılarak oyunlar oynuyor ve serbest zamanda denize girerek yeni arkadaşlıklar kuruyorlar. Sosyalleşme ve yeni dostluk ile arkadaş edinme açısından bu tür kampların faydası sayılamayacak kadar çok.

Konya İzciler, Gençlik ve Spor Kulübü Başkanı Mustafa Parlatan, önümüzdeki sene kampın Marmaris’te yapılacağı müjdesini de verdi. Bu kampa katılmak isteyenler Mustafa Bey’e müracaat ederek 0505 697 4797 nolu telefondan irtibata geçebilirler.

Alanya – İncekum Ormaniçi Tesislerinde gençler, Su Parkı’nda gönüllerince eğlenirken, günde iki sefer iki saat Akdeniz’de yüzerek özgürlüğün tadını çıkarttılar. Ben de ilk defa Su Parkı’nda kayarak gönlümce eğlenerek güzel vakitler geçirdim. Bu güzel kampın en eğlenceli ve heyecanlı sporu ise Rafting idi. Bulunduğumuz kampa 90 km. uzaklıkta bulunan Köprülü Çay’da yapılan rafting (bot veya sallarla yapılan su sporu) gerçekten görülmeye değerdi.

Çok arzu etmeme ve rafting heyecanını yaşamaya heves etmeme rağmen çelik gibi soğuk su ve ameliyatlı olmam dolayısıyla bu eğlenceli sporu gerçekleştiremedim. Dr. Mustafa Güçlü, hazırlanmasına rağmen suyun soğuk olması karşısında rafting yapmaktan vazgeçti.

SU OYUNLARI VE SAVAŞLARI

Konya Gençlik Kampı’nın bana göre en eğlenceli oyunları; Kocaayak Oyunu ile Su Oyunu idi.

Kocaayak ile Su oyunlarının ortak yanları ‘denge’yi sağlayanın ve hızlı davrananın sonunda oyunu kazanmasıydı. Gruplar ve takım halinde oynanan her iki oyunda da kazanan taraf gençler oldu.

Su oyununda bir kovaya su doldurularak sıraya geçen altı kişi, başlarındaki küçük pet bardaklarla o kovadaki suyu alarak sırasıyla en arkada bekleyen arkadaşlarının elindeki poşete bir kova suyu en kısa sürede boşaltmaktan ibaretti. Bu arada gençler sırılsıklam ıslanırken ufak tefek hile yollarına da başvurmuyor değillerdi. Hakem ise buna müsaade etmiyordu.

Bu su oyunları bana dünyada meydana gelen küresel Su Savaşlarını hatırlattı. Özellikle Ortadoğu’da cereyan eden petrol savaşları yerini su savaşlarına bırakıyordu. Aslında Irak ve Suriye’deki savaşlar her ne kadar “petrol” gibi görünse de 21.yüzyılda petrolden daha önemli hale gelen su ve sudan üretilen enerjinin kaynağı barajlarla ilgili olduğu biliniyor.

Dünyada ısınan bir atmosfer ve yaşanması muhtemel su kıtlığına karşı devletler ve milletler şimdiden önlemlerini alıyorlar. Bu da tatlı suyun bol olduğu coğrafya, kıt’a ve bölgelere doğru diğer sömürgeci devlet ve milletlerin akıl almaz hücumlarına sahne oluyor.

Emperyalist devletler su ve petrol kaynaklarının bulunduğu Ortadoğu ülkelerinin başlarına tebelleş olarak İkinci Dünya Savaşı sonrasında Osmanlı’nın parçalanması neticesinde çizdikleri sınırları yeniden belirlemek amacıyla, 11 Eylül’le birlikte 21. Yüzyılda yeni modern ve küresel bir haçlı seferi başlattılar. İslâm’a yönelik planlı bu küresel saldırılar;

Akaid (İslâmiyet’in inanç ve iman esasları),

Tasavvuf,

Sünnet-i Seniyye,

Kur’ân-ı Kerîm’e yönelik olarak özetlenebilir.

Türkiye olarak bu saldırıları önleyebilmek için eğitim sistemimizi Başkanlık Sistemi üzerinden yeniden sistematize ederken kulluğu ön plana çıkarmak zorundayız. Gerçek eğitimin kulluk üzerinden olduğu gerçeğini artık görmemiz ve eğitim sistemini de buna göre yeniden yapılandırmamız gerekiyor.

 

AZİZİM DİYOR Kİ…

Konya’ya her gelişinde Hükümet Meydanı’nda konuşan ünlü Türk politikacısı Süleyman Demirel, “Konya’ya denizi ben getireceğim” der ve Konyalıların gözünün içine baka baka böylesine gerçekleşmesi zor olan bir vaatte bulunurdu. Demirel, Konya’ya her gelişinde deniz gelmezdi ama oyları da alıp götürürdü.

Efsane de olsa eskilerin dediği gibi Konya’nın sonu deniz ve dolayısıyla su’dan olup olmayacağı kesin olmamakla birlikte, böyle bir rivayet de var.

Bakalım Konya’ya denizi kim ve ne zaman getirecek?..

 

YARIN: 15 Temmuz’dan ders çıkarmak…

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.