Konya ile ilgili ilkokul yıllarında ders kitaplarında da öğretildiği için birçoğumuzun hafızalarına kazınan bir konu var: Türkiye’nin tahıl ambarı Konya!
Başta hububat ürünleri olmak üzere mısır, şeker pancarı ve ayçiçeği üretiminde Türkiye’nin önde gelen şehirlerinden biri olan Konya, tarımsal üretimdeki kapasitesiyle bu unvanı almaya hak kazanmış bir şehir.
Yıllar Konya’da birçok şeyi müspet anlamda değiştirdi…
Dün tahıl ambarı olarak nitelendirilen Konya için bugün eklenebilecek bir çok sıfat var.
Bunların içerisine iddialı bir şekilde sanayinin ve ticaretin de başşehri olmaya aday şehir Konya olduğunu ekleyebiliriz. Konya’nın sahip olduğu potansiyeli harekete geçirmesi ile birlikte bugün her alanda üreten, ürettiğini dünya pazarına sunan, büyüme ivmesini kazandıkça vites artırarak hızlandıran bir Konya görüyoruz.
***
Geçtiğimiz akşam, Konya sanayisi için çok önemli bir buluşma, adeta bir sanayi şöleni vardı… 1974 yılında zor şartlarda kurulmuş olan Konya Sanayi Odası’nın yarım asırlık serüveninin anlatıldığı, geleceğe bakış açısının ortaya konulduğu bir program düzenlendi.
Ticaret Bakanı Ömer Bolat ile Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ın da katıldığı bu programda Konya’nın sanayi devrimi, dünden bugüne nasıl gelindiği, Konya’nın potansiyeli ve geleceği üzerine birçok şey konuşuldu.
Bu organizasyon aslında 50. yılda yeni ufuklara açılırken ortaya konulmuş bir mihenk taşıydı. Başarılarla övünmenin yanında yeni başarılara yönelik de bir öykünmeydi bana göre programın özü…
***
Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğu hepimizin malumu… Allah korusun, milletimiz deprem gibi büyük felaketleri inşallah yaşamasın. Ama bir gerçeklik var ki, o da Türkiye’nin özellikle belli bölgelerinin her alan beşik gibi sallanabileceği ihtimaliyle birlikte yaşıyor olması.
Bu bölgelerin başında da bugün Türkiye’de sanayi üretiminin yarısından fazlasının gerçekleştirildiği Marmara Bölgesi yer alıyor. Her ne kadar somut bir çalışma gerçekleştirilmiş olmasa da güvenlik açısından Marmara’daki sanayinin Orta Anadolu’ya taşınması gerektiğiyle ilgili de bir kanaat bulunuyor.
Orta Anadolu’ya bakıldığında ise deprem riskinin en az, sanayi altyapısının en iyi olduğu şehir olarak Konya kıymetli bir hazine gibi ışıl ışıl parlıyor. Konya’nın yıllar içerisindeki sanayi devrimi niteliğindeki başarısı bu ışıltının her geçen gün daha çok parlamasını sağlıyor.
Türkiye’nin coğrafi anlamda en sağlam şehirlerinden biri olan Konya hem sanayi altyapısı, hem insan gücü, hem de üretimdeki halihazırda var olan potansiyeli ile aslında daha çok büyümek için hazır olduğunu haykırıyor.
Diğer yandan organize bir çalışmayla olmasa da birçok sanayicinin Marmara’daki üretim merkezini Orta Anadolu’ya taşıdığını, etkin tercihlerin de çoğunlukla Konya olduğunu biliyoruz. Ki, Konya’ya da yakışan budur.
Konya, Türkiye’nin en büyük sanayi tesislerini kucaklayabilecek altyapısı ile aslında büyük fırsatlar sunan bir merkez olduğunu da gösteriyor.
Yarım asırlık bir çınar olan Konya Sanayi Odası’nın 50. yıl kutlamaları da siyasete, bürokrasiye, yatırımcılara, sanayicilere, ve yerel dinamiklere Konya ile ilgili kısaca bahsettiğim bu gerçekleri yeniden hatırlatmış oldu.
Konya’nın üretim potansiyelinin artırılmasına, her alanda büyüyüp gelişmesine, daha çok istihdam sağlamasına katkı sunan herkesten Allah razı olsun.
Diğer yandan tüm sanayicilerimizin ve üreticilerimizin buluştuğu çatı olan Konya Sanayi Odası’nı da Konya’nın var olan potansiyelini hatırlatan bu özel organizasyonu için kutluyor, emeği geçenlere teşekkür ediyorum.