Korona’ya en fazla meydan okuyan şehirlerin başındayız. İstanbul’un yiğitliği yanında, Konya’nın yiğitliği de ortaya konmalı diye düşünenler var herhalde.
Adam, Konya’ya yasak sökmez abi diyor. Tamam deriz, köşeyi dönünce çıkarır atarız maskeyi.
Çok çok çenemizin altında görürsün. Gel istersen seni şehrin bazı taraflarına bir götüreyim. Buralarda mutlaka takılması lazım dediğin yerlerde dahi takan yok maskeyi.
Koronayı takan yok ki, maske taksın millet abi…
Haziran başından beri herkes böyle…
Mesafeni koru, sosyal mesafeye uy diyorlar. Mesafeli durmak ne demek abi… Küs gibi, hasım gibi, düşman gibi aramıza mesafe koyma meselesini çözemedik. Mikrop bulaşır, virüs bulaşır diye konuşmayan kalmadı ekranlarda. Kabak tadı da verdi, sıktı da…Bize mesafe de sökmedi abi, onca zaman geçti hiçbir şey olmadı.
Ya taşıyıcıysan diyorlar. Biz bu yaşa kadar dünyanın kahrını, eziyetini, yükünü taşımışız, Korona bize bulaşamaz, kendini taşıtamaz, bulaşırsa zararlı çıkar abi, buyursun gelsin kendi bilir…
Şimdi abi maske dediler yüz tane aldık. Biri çenemin altında, biri cebimde, biri arabanın torpido gözünde, biri iş yerinde ki masamın çekmecesinde, evde dersen hanım almış 50 tane..
Tedbirse tedbir…
Kolonyamız, sabunumuz hem iş yerinde, hem arabada, hem evde fazlasıyla var.
Daha da ne yasağı abi?
Gördüğün gibi, ailecek yasakların tamamına uymuşuz.
Bak ne güzel oldu. Her taraf serbest. Bir aydır ülkede hayatını kaybedenlere bir bak abi. En düşük 14, en yüksek 19. Yirmiyi bile geçmedi.
Bu Koronayla yapılan mücadelenin ciddiyetini gösteriyor. Allah var, rahatlıyoruz abi, daha rahat hareket ediyoruz bu haberlerle…
Abi senin yaş kaçtı? 65 yaş ve üstü değil mi?
Siz yine sabah on, akşam sekiz değil mi?
Yeminle söylüyorum, sizin yaş grubuna da bu saat yasağı sökmedi abi…
Herkes dışarıda. Sabah saatlerinde yürüyüş yapan emmiler, dayılar, teyzeler var. Gece adam takmış maskeyi 75-80 yaşında olduğunu kim bilecek kaç yaşında olduğunu.
Yeminle biz gençlerden daha cesursunuz!
SEFERBERLİK RUHU!
Korona ile mücadele konusunda başlatılan seferberlik ve seferberlik ruhu çerçevesinde yapılanlar oldukça yerinde. 31 kamu kuruluşundan 130 araç İl sağlık Müdürlüğü emrine verilmiş durumda.
Bu olumlu adım Korona ile yapılacak etkin mücadeleye hız katacak.
Ancak, bizim esas derdimiz kendi insanımızla…
İnsanımızı ne ev de tutabiliyoruz, nede dur diyebiliyoruz. Karantina ihlali vakalarını takip etmek mümkün değil.
İnsan karantinayı neden ihlal eder? Kendine ve çevresindekilere hiç mi acımaz?
Konya en riskli illerden biri. Konya, üzerinde en çok şayianın dolaştığı şehir.
11 Mart 2020 tarihinden bu yana canla başla mücadele eden sağlık personelimiz inanın çok yoruldu. İnsanüstü bir çabayla savaşmaya devam ediyorlar.
Onlara yardımcı olacak, en azından kendi tedbirimizi kendimiz alarak, onların elini rahatlatmaya çalışmamız bir türlü mümkün olmadı.
Sen ısrarlara ve ikazlara rağmen maske takma…
Sosyal mesafeyi hiçe say!
Hijyen ve temizlik konusunda elimize her gün kolonya dökmekten bıktık usandık diye her şeyden vazgeç!
Sonra, Korona belirtileri gibi bir şeyler olunca, hastane kapılarına yığıl!
Ne yapsın sağlıkçılar?
Hangi birinize yetişsin!
“BEN DE Bİ ŞİYCİK ÇIKMADI!”
Temsilde hata olmasın pozitif vaka üç kişide görüldüyse, evham olan, evhama kapılan en az 33 kişi…
Bu işe derman mı yeter!
Hangi birine koşsun sağlıkçılar?
Acillere mi?
Bana da bir şey olur mu ki diye evhama kapılanlara mı?
Adama yahut kadına durumun şu, evinden 14 gün dışarı çıkma diyorlar.
Kadın, “Ben de bi şiycik çıkmadı!” diye sokakta diğer kadınlarla kapı önünde yarenlikte… Ne maske var, ne sosyal mesafe..
Adam, evde yat dediler amma, “sıkıldım ay arkadaş, daral geldi” diye eşinin dostunun yanında…Pazarda, markette, etli ekmek fırınında, kafede fır dönüyor!
Maske çenenin altında, sigara ağzında, mesafe bildiğiniz gibi sıfır…
ALIN SİZE BİR ÇUVAL KORONA TEVATÜRÜ!
Bizlerin saç-baş yolduran vurdumduymazlığımız, maske, sosyal mesafe ve temizlik konularını ciddiye almama ısrarımız azalacak yerde giderek artıyor.
Dedikoduları, hele ki Korona hakkında olanları anlatmalara doyamadık.
Belge yok!
Şahit yok!
İspatı mümkün değil!
Tevatürlere bakarsanız Korona şehrin her yerinde pusuya yatmış, tuzağını kurmuş bekliyor!
Rivayetlerin alıcısı çok mu çok.
Sokak aralarında dolaşan dedikodulara derman yetecek gibi değil!
Sonunda deniyor ki, ateş olmayan yerden duman tütmez!
Alın size bir çuval Korona tevatürü!
Yanlarına eklemeler de yapıldı mı, şehir karantinaya alınmış gibi bir manzara ortaya çıkıyor.
Filandan duydum, falancanın anlattığına göre..
Benim hanım duymuş…
Anama komşuları telefon etmişler.
İşin kötüsü gerçekmiş gibi anlatılması, dinleyicinin ve inanmak isteyenlerin çok olması!
Alın size birkaç örnek;
Falancanın akrabası ölmüş sessiz sedasız gömmüşler!
Bizim eski komşular ailece pozitif çıkmış. Adamın durumu ağırmış.
Filan pazardan kapmış kaç gündür ortada yok,
Filanca marketten kaptık herhalde dedi, perdeleri kapalı evde oturuyor, kapıyı çalana da açmıyor, öldü mü kaldı mı bilen yok!..,
Bu ve benzer anlatımları şehrin her tarafında duymanız mümkün.
YASAKLAR GÜNDEME GELMELİ!
Seferberlik ruhuyla birlikte, para cezaları gündeme gelmedikçe ve uygulanmadıkça insanımız yine maske de takmayacak, yine karantina ihlallerine devam edecek, sosyal mesafeyi yine sıfırlayacak.
11 Mart 2020’ den bu yana yaklaşık altı aydır, Koronalı bir hayat sürdürüyoruz.
Bu süreçte en yakınlarımızı kaybettik, ekonomimiz alt-üst oldu. Üç aylık direnç sonrasında bir anda Korona bitmiş gibi davranmanın sıkıntısını dilerim oldukça sıkıntılı bir şekilde yaşamayız.
İlk üç ay içerisinde göstermiş olduğumuz direnç ve anlayış bugüne dek sürdürebilseydi, Koronayı en hafif geçiren ülkelerin başında olacak, belki de bir Türkiye modeli geliştirmiş olacaktık
Yasakların devreye girmesi gündemde deniyor…
Sanki geç kalıyoruz gibi…
Çok geç olmadan, çok geç kalınmadan, bir an önce yasaklar, cezalarla birlikte gündeme gelmeli…