Türkiye, 2024 yılının Mart ayında yapılacak olan mahalli idareler seçimlerine doğru hızla ilerliyor. Bir aksilik olmazsa ve normal takviminde yapılacak olursa mahalli idareler seçimlerine yaklaşık 6-7 ay gibi bir zaman kaldı.
Yerel seçimleri siyasi partiler o kadar önemsiyor ki siyasete yön veren, siyasetin seyrine etki edebilecek olan şehirler üzerinden üretilen söylemler, o şehirlere yapılan veya yapılacak olan hizmetlerin önüne geçebiliyor.
Şimdilerde siyasette etkisi ve yetkisi geniş olan bazı şehirlere yönelik bir takım söylemler üretiliyor. Şehrimiz, memleketimiz, sevdamız, güzel Konyamız da bu söylemlerin odak noktasında yer alabiliyor.
Her ne kadar yerel seçimlerde İstanbul ve Ankara gibi önemli metropol şehirleri kazansa da girdiği 13 seçimde de AK Parti’ye karşı totalde kazanamayan CHP’nin hedefinde şimdi Konya var.
Geçtiğimiz günlerde CHP’nin parti sözcüsü Faik Öztrak, “Bursa’yı, Balıkesir’i ve hatta Konya’yı bile alacağız” demişti…
Şimdi Konya’yı bile almak deyimi bir Konyalı olarak benim dikkatimi cezbetti.
Konya kimindi?
Konya’yı kim almalıydı?
Konya alınıp verilebilecek bir şehir miydi?
Tüm bunları kendime sorup karşılığında aldığım cevap ise şu oldu; Konya kimseye ait değil, kimsenin mülkü değil, alınamaz, satılamaz… Kimse Konya’yı esir ya da teslim alamaz… Ancak Konyalılar kendilerini idare edecek olan idarecileri kendi hür reyleriyle belirleyebilir.
Bu manada Konya’yı bile alacak olmak iddiası çok büyük bir iddiadır. Faik Bey’in bu söylemindeki kasıt açık ve belli. Öyle bir yere çıta koymuşlar öyle bir şeyi hedeflemişler ki, CHP’nin tarihinde hiç olmayan bir şey olsun istiyorlar. Yani Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığı da merkez ilçe belediye başkanlıkları da CHP’nin koyacağı adaylara devrolsun, bu isimler yarışı kazansın.
Hedef çok büyük, söylemler çok iddialı…
Gelenekçi ve geleneklerinden beslenen, tutarlı, tutucu, kolay kolay vazgeçmeyen bir şehir olan Konya için bu söylemleri üretebiliyor olmak bile çok büyük bir cesaretin ürünüdür.
Yani bunları söyleyebiliyorsa bir partisinin sözcüsü, altı boş değildir. Şayet beyhude bir söylem değil de gerçekçi bir hedef ile bu sözler söylenmişse, Konya’yı kazanacak olan belediye başkan adaylarının yarına kalmadan, bugünden ilan edilmesi ve bu isimlerin şimdiden hareketi başlatması gerekir.
Ha bu durum Konya’yı kazandırmaya yeter mi? Orası için de bir şey diyemem. Çünkü Konya, ne İstanbul’a ne de Ankara’ya benzer…
Kaldı ki, Konya’yı idare eden mevcut belediye başkanlarının Konyalılar nezdinde ciddi bir karşılığı var.
Konya halkı uyur gezer değil. Eğriyi de görür, doğruyu da. Bu şehre yapılan hizmetleri de bilir, yapılacak denilip de yapılmayanları da…
Her şeyden önce Konyalı zihinlerin perde arkasındaki fikirleri okumasını dahi çok iyi bilir. ‘Biz yıllardır vaatte bulunduk ve kazandık. Önemli olan vaat vermek iş yapmak değil. Vaadedin ama yapmayın, her türlü kazanırsınız’ mantığının ve bakış açısının karşılık bulabileceği bir şehir değildir Konya…
Evet, Konya sevdiğini iyi tutar. Tuttuğunun arkasında durur. Ama şu da bir gerçek ki verdiği desteğin hizmet olarak karşılık bulmasını ister. Hakkıdır, hakkını da almasını bilir. Tüm bu nedenlerden ötürü Faik Öztrak’ın Konya’yı alabilmek söyleminin altını doldurabilecek bir altyapıya ne şahsının ne de CHP’nin sahip olduğunu ben düşünmüyorum.
Bu benim şahsi fikrimdir. Yanılır mıyım? Belki de… Ama bunu zaman gösterir.
Sonuçta Konya açısından önemli olan şu ki, Konya’nın herkesin ideali olduğu yeniden tescillenmiş, siyaseten var olan gücü bir kez daha hatırlatılmıştır. Faik Öztırak, ‘Konya’yı bile almak…’ cümlesiyle Konya’nın kendileri için uzak ama bir o kadar da değerli olduğunu ortaya koymuştur. Yani CHP için Konya’yı almak İstanbul’u almaktan çok daha zordur.