TARİHE YOLCULUK (151)
Konya’yı Moğol zulmünden kim kurtardı?
- Konya’yı, Barış döneminde Moğol zulmünden kurtaran sultan kimdi? Barış tavrını gösteren Konya’nın manevi sultanını, “Moğol sempatizanlığı” veya “Moğol ajanlığı” ile suçlamak da neyin nesi oluyor…
İstanbul bir ufuk şehirdir. Bu ufku gösteren ve çizen ise ufuk peygamberi Efendimiz’dir. (Selât ve selâm O’nun üzerine olsun). 16 Kasım’da Dersâadet’i gezerken Topkapı surlarının yanı başındaki İstanbul Panorama 1453 – Tarih Müzesi’nde; panoda yazan o meşhur hadisi okumuştum:
“Kostantiniye, bir gün fetholunacaktır. Onu fetheden asker ne güzel asker, onu fetheden komutan ne güzel komutandır.”
İstanbul, bu hadisten dolayı ufuk şehirdir.
İstanbul bu sebeple kutlu bir şehir, yıldız bir şehirdir.
İstanbul aynı zamanda Efendiler ve Çelebiler şehridir.
Eskiler, “İstanbul Efendisi” veya “İstanbul Çelebisi” diye boşuna söylememişlerdir.
Çelebi ‘Çalab’dan gelir.
Yenikapı Mevlevîhânesi haziresi ile Merkez Efendi Camii ve haziresindeki kabirleri gezerken bir mezar taşında yazılı şu sözler dikkatimi çekmişti: “HU! YOKTUR TAPACAK ÇALAP’TIR ANCAK”.
“Çalab” ve “Çelebilik” Mevlânâ’dan mülhem bir şey olsa gerek.
Yunus Emre’yi de bu konuda yabana atmamak lâzım gelir.
Kutlu Kumandan Fatih, Konstantiniyye surlarının önüne geldiğinde; o kutlu askerlerine “Bugün size, bir zamanlar ihtişam, şan ve şöhretin zirvesine çıkmış Romalıların eski başkentini, bütün dünyanın imrenerek ve kıskanarak baktığı bir şehri bahşediyorum…” diyerek son hitabını yapıyordu.
Kutlu şehir İstanbul’dan aynı gün bir başka ufuk şehir olan Selçuklular’ın Darü’l-mülk’ü Konya’ya döndüğümde; Kubbe-i Hadra’nın altında yatan Konya’nın sultanını hatırladım. İstanbul’un sultanı ise Eyüb Sultan’dır. İstanbul Sultanları’nı Süheyl Ünver’den okursanız, daha güzel bir şekilde o sultanları tanıma ve öğrenme fırsatını yakalarsınız.
Kutlu şehirleri say deseniz; Mekke, Medine, Kudüs ve İstanbul’dan sonra Konya’yı sıraya koyardım.
İstanbul nasıl sohbet merkezli bir şehirse, Konya da öyle bir şehirdir.
Konya’daki değişim…
İnsanlar bilinç ve zihinsel olarak değişmedikçe, fiziksel olarak da hiç değişmez. İnsan kendisini değiştirmek istiyorsa önce dilden başlayacak. Nitekim de öyle oldu: Harf Devrimi.
Bir insanın ve bir milletin dilini bozarsanız, davranışlarını da bozar ve başka kalıplara girmesine yardımcı olursunuz.
Türk (Müslüman) Milleti de, harf devriminden sonra başka kalıplara girmeye başladı. Kendini zorunlu olarak değiştirmeye Türkçe’den başlayan ve bu değişim sürecini iki yüz yıldan beri sürdüren fakat, başka kalıplara sokulmasına rağmen özünü muhafaza eden milletlere dünyada ender rastlanır. Türk milleti de bu milletler arasındadır.
Hem içeriden hem dışarıdan o kadar çok kültürel taarruzlara maruz kalmasına rağmen özünü korumasını bilen Türk milleti, başkalaşıma doğru evrildiği zaman insanı sükût-u hayale uğratmıyor değil.
Şehirler de öyledir.
İbni Haldun, devletin beş tavrından bahseder.
Zafer tavrı, Mutlakiyet tavrı, Refah tavrı, Barış tavrı ve İsraf tavrıdır.
Türkiye Selçuklu Devleti, Refah devirlerini Alâeddin Keykubat’la yaşadı. Tarihçilere göre günümüzde bile Konya’nın öylesine bir refah devri olmadığını ve yaşamadığı dile getiriliyor. Selçuklu Devleti, Barış devrinde, Moğol taarruzu altında şuur kaybına uğruyor. Bu bilinçaltı değişim dönemlerinden İsraf Dönemine geldiğimizde; halimiz ise içler acısıdır.
Konya’yı Moğol zulmünden kurtaran sultan…
Barış döneminde Konya’yı Moğol zulmünden kurtaran sultan kimdi, deseler? Hiç tereddüt etmeden “Mevlânâ Celâleddîn Rûmî’den başkası değil” cevabıyla karşılaşılır.
Bu Barış Döneminde, barış tavrını gösteren bir sultanı, “Moğol sempatizanlığı” veya “Moğol ajanlığı” ile suçlamak da neyin nesi oluyor…
Mevlânâ neyin figürüdür?
Kimler Mevlânâ’yı “kültürel figür” haline getirmek istemektedirler?
Kimler ve hangi küresel güçler (çeteler) ‘Mevlânâ’yı bir figür olarak kullanarak onun üzerinden yeni bir “Sahte Din” oluşturmaya çalışmaktadırlar.
YARIN: Sahte Mevlevî Gruplarına dikkat!..