Köpek sorununu bitirecek öneriler

Rasim Atalay

Köpek meselesi… Açık söylemek gerekirse çok da gündem etmek istemediğim bir konu… Zira artık birilerinin bu gündemden beslendiklerini, köpek konusunun ülkenin gündeminde sürekli var olmasını istediklerini, buradan kendilerine çıkar sağlamaya çalıştıklarını düşünüyorum.

Yine de mevzu köpek olunca ve bu durum Konya kamuoyunda ciddi rahatsızlık verici boyutlara ulaştığında yazmadan, söylemeden, gündeme getirmeden edemiyoruz.

İyi olan, güzel olan, ahlaki olan, müspet olan ne hikmetse bir türlü gündemde hak ettiği yeri almaz, alamaz…

Bir cinayet, trafikte yaşanan bir kavga, bir taşkınlık, yaşanan bir felaket, doğal afetler, yangınlar ve benzeri aklınıza gelebilecek her türlü olumsuzluk bir anda Konya’nın ve dahi ülkenin gündeminde yer alabiliyor.

Sporun başlı başına bir gideri var. Hele konu futbolsa hedefte sağlam bir kitle var demektir. Orayı hiç saymıyorum.

Bir de köpekler söz konusu olduğunda hemen dikkat kesiliyoruz. Ardından ikiye ayrılıyoruz. Temeline indiğimizde bir kısmımız köpeğe karşı insanı, bir kısmımız da insana karşı köpeği savunuyor.

Gün geçmiyor ki yeni bir köpek meselesi ayyuka çıkmış olmasın…

Şehrin merkezinde, taşrasında, merkez dışında kalan ilçelerinde, en ücra köşelerinde her geçen gün başıboş köpeklerin yol açtığı olumsuzluklar yaşanıyor.

Bir ayağı köyde, bir ayağı şehirde olan biri olarak, köpeklerin can ve mal güvenliği açısından ne kadar kıymetli olduğunu bilirim. Tabi kontrol altında tutuldukları sürece…

Koyunculukla meşgul olan çoban ve çiftçiler için köpek, iyi bir dost, iyi bir güvenlik görevlisidir. İçgüdüleri gereği midir bilmem ama yüzlerce koyunun yahut ineğin birarada olduğu sürüleri korumak için canhıraş çalışırlar. Geride kalanları toparlar, sürüyü birarada tutmaya gayret ederler. Bu nedenle ihtiyaçtır, ihtiyaç olduğu için de beslenmesi, sahiplenilmesi sakıncalı değildir. Tabi köy içinde başıboş bırakıp etrafa korku salmamaları kaydıyla…

Bir de şehir yerlerine bakalım…

İnsanların toplu olarak yaşadığı alanlarda bazen gözümüze ilişiyor. Adam, ağzından salyalar akıtarak sağa sola sıçrayan, tasmasını zor tuttuğu köpeği yüzlerce insanın birarada olduğu merkezi yerlerde gezdireceğim diye uğraşıyor.

Şehrin orta yerinde senin köpekle ne işin olur?

Öyle cins köpekler de var ki, sahibinin elinden kurtuluverse, önüne geleni dalayacak, tuttuğu yerden koparacak.

Beslemeyin, beslemek zorunda değilsiniz. Kişisel egolarınızı tatmin etmek için insanların içinde korku ve paniğe neden olmak zorunda değilsiniz. Ki bu durum hak ihlalidir.

Bir de başıboş köpekler var!

En tehlikeli olanlar… Şimdi sözde hayvanseverler, köpek severler linç girişiminde bulunacaktır. Varsın bulunsunlar… Başıboş köpek sürüleri tarafından saldırıya uğramaktansa sözde köpek seviciler tarafından saldırıya uğramayı yeğlerim.

Konya her ne kadar başıboş köpeklerle ilgili Türkiye’ye örnek gösterilecek ölçekte bir altyapıyı sağlamış olsa da şehrin muhtelif yerlerinde türeyen bu büyük tehlikenin önüne henüz geçilebilmiş değil.

Özellikle gece karanlık çöktüğünde ve gecenin güne dönmek üzere olduğu vakit diliminde sokağa çıkmak ürkütücü bir hal aldı. Gün içerisinde yaşanan münferit olayları hiç saymıyorum bile.

Ağızlarından salyalarını akıtarak sürüler halinde gezen sokaktaki bu büyük tehlikeye kim ne derse desin bir son verilmesi gerektiğini düşünenlerdenim.

Bu konudaki tavsiyem ise bireysel olarak sokak köpeklerinin beslenmemesi yönündedir. Köpekleri belli bir süre besleyip sonrasında kendi haline bırakıverdiğimizde fıtratları gereği açlık içgüdüsüyle daha saldırgan oluyorlar. Elinde bir poşet yahut çanta taşıyanlara karşı daha agresif davranıyorlar. Kendilerine yemek verileceğini var sayıyorlar. Dün Seydişehir’de yaşanan örnekte olduğu gibi…

AVRUPA KÖPEK SORUNUNU NASIL ÇÖZDÜ?

Prof. Dr. Murat Aydoğdu ve Arş. Gör. Oğuzhan Meral, Avrupa ülkelerinde sokak köpeği sorununa dair çözümleri, ülkemizde sorunlu alanları ve olası çözüm önerilerini 15 Eylül 2023 tarihinde Anadolu Ajansı aracılığı ile kamuoyuyla paylaşmış.

Avrupa ülkelerinde başıboş köpek sorununun çözümüne ilişkin nasıl politikalar geliştirildiğine dair örnekleri ortaya koyduktan sonra ülkemizdeki bu sorunun çözümü noktasında öneriler de sunmuşlar.

Bu rapora göre Avrupa devletleri hayvan popülasyonunun kontrol altına alınması çalışmalarına günümüzden çok önce başlamış. Tüm Avrupa ülkelerinde sokak köpeği popülasyonunun kontrol altına alınmasında temel bazı kriterler uygulanıyormuş. Bunlar, köpeklerin kimliklendirilmesi, köpeklerin kısırlaştırılması, sokak hayvanları için tam kapasiteli barınaklar inşa edilmesi, işlevsel hayvan koruma yasaları sağlanması ve caydırıcı cezai düzenlemeler olarak sıralanmış. Avrupa’da insanlar barınaklara yardım etmeye teşvik edilirken sokak köpekleri sorunu yalnızca kanunlar yoluyla değil, toplumun tamamının işbirliği sayesinde sona erebildiğine dikkat çekilmiş.

KÖPEK MESELESİNİN ÇÖZÜMÜNE YÖNELİK ÖNERİLER

Türkiye’de bu sorununun akılcı bir şekilde çözümüne yönelik önerilerin olduğu bir rapor paylaşılmış. Bu raporda başta başıboş köpekler olmak üzere sokak hayvanlarına insanlara zarar vermeyecek şekilde hayat hakkı tanınmasına yönelik iki öneri dikkatimi çekti.

Bu kapsamda ilk öneri olarak, şehirlerde özellikle insan nüfusunun kalabalık olduğu yerlerin “köpeksiz alan” ilan edilmesi ve kalabalıklar üzerinde köpeklerin etkisinin azaltılması gerektiği gösterilmiş.

İkinci durum ise, popülasyon içindeki köpeklerin üremelerinin sınırlandırılması veya durdurulması, bunun için kısırlaştırma yoluna gidilmesi, sokaktan toplanan köpeklerin ise insan popülasyonunun olmadığı bir alanda yaşamasının sağlanması önerilmiş.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.