13 Mart Pazar akşamı patlamanın olduğunda, patlamaya yakın bir yerde bir mağaza girmiştim. Mağaza girmemiz ile patlama oldu. Anında ambulans sirenleri, polis, itfaiye araçları ortalık birden karıştı.
O an arkadaşları ile futbol maçı izlemeye giden oğlumu aradım. Telefonuna kısa bir süre ulaşamadım ama o saniyeler bana saatler gelmişti.
Daha sonra haberlerde olayın aslını öğrendiğimizde benim semtimin otobüsü yanmış ve ölenlerin çoğu durakta ve halk otobüsünde bulunan semt sakinlerimizin olduğunu öğrendim.
Orada ben ya da ailemden biride olabilirdi.
Ailemden biri olması ile olay yerinde hayatını kaybedenlerin hiçbir farkı yok tabi ki… Çünkü 78 milyon olay karşısında kahroldu, tüm Türkiye üzüldü.
Asıl konu terör vs değil, asıl konu terör üzerinden nemalanmaya çalışanlar.
Terör örgütünden biri açıkça patlamaları, Ak Parti hükümetini ve Cumhurbaşkanına zarar vermek amacı olduğunu söylemekte ve yine birileri bunu kullanmakta.
Peki bunu kullanan ve kullanmaya çalışanların terör örgütünden ne farkı var?
Bu arada herkes istihbaratçı oldu. AVM’lere, askeri bölgelere, resmi dairelere, metro istasyonlarına, kalabalığın olduğu yerlere gitmeyin uyarısı yapan yapana. O zaman resmi tatil olsun ya da sokağa çıkma yasağı hepimiz evimizde yatalım, dışarı çıkmayalım…
Çok şey biliyorsanız nerede başımıza ne geleceğini de söyleyin de ona göre yaşayalım değil mi?
Her şeyden önemlisi hükümetin aldığı karar net. Hükümet ne diyor? PKK terörü bitene kadar kazıyacağız, ateşkes anlaşma vs yok. Tek bir terörist kalmayacak, inlerine ulaşılacak tek tek imha edilecek kararlılığı ve bitme noktasına gelinmesi ile terör örgütü son çırpınışlarını yapmakta…
Bu işin içinde maşa olarak kullanılanlar var asıl bu işin planlayıcısı ve baş aktörü tabiî ki ülkemizin büyümesine engel olmaya çalışan dış güçler.
Yıllarca yüzümüze gülüp dost görünüp teröre destek veren iç işimize karışan ve şimdi iç işimize karışılmasına engel koyan hükümete dışarıdan terör ile zarar vermeye çalışan ve onlara içimizde de umut veren hainlere diyorum ki..
Sizler gibi çapulcuları bu ülke yıllarca gördü, onlar gittiler bu devlet, bu millet hala ayakta ve 78 milyon ile dimdik ayakta olmaya da devam edecek…
Çamur atma ile hükümetler devrilse, hükümetler kurulsaydı, sizler 70 senedir hükümete gelmek için beklemezdiniz…
PKK terörü 40 yıldır var. PKK ilk eylemlerine 1976 yıllarında başlamış, 1980 yılların sonlarına doğru adını çokça duyurur olmuş.
40 yıldır teröre karşı ne yapılmış, neden yılanın başı küçükken ezilmemiş. Yılan büyümüş, çoğalmış bu duruma gelmiş. Bu duruma gelen terör örgütü ile de kararlılık ile mücadele eden ve sona ermesine noktayı koyan bir hükümet ve onun kararlılığını uygulayan güçlü ordu, güçlü emniyet güçleri var.
Güçlü ordu, güçlü emniyet güçleri bizim evlatlarımız, bizim ağabeylerimiz, bizim kardeşlerimiz, bizim canlarımız, bizlerin her şeyleri, Allah’ım onlara güç-kuvvet versin. Allah’ım onları her türlü kazadan, beladan, kötülükten korusun. Dualarımız onlarla.
Terörün ve teröristin adı ne olursa olsun, nerede ne kötülük yaparsanız yapın, sona geldiniz, son çırpınışlarınız, sizin derdiniz Kürt halkına hizmet etmek olsaydı bombaladığınız yerlerde ölen Kürt kardeşlerimizi düşünürdünüz. Sizin amacınız sizin hedefiniz hiçbir şeyiniz yok, siz bir maşasınız, siz bir ucu açık yay gibi sağa-sola savrulan bir hiçsiniz eğer yaptıklarınızdan pişmansanız gelin teslim olun, gelin Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinden af dileyin.
Koltuk sahiplerine de diyorum ki, çoğu zaman çok yoğunsunuz, halk ile işlerinizin yoğunluğundan ötürü 1 dakikada olsa görüşemiyorsunuz yaa.
O zaman işinizi de tam yapın, sizi meşgul etmiyoruz, sizden işinizi tam istiyoruz. Halkın içinden çıktıysanız halkada kulak verin halkı dinleyin ya da tarihteki geçmiş siyasete bakın…
Halka randevu vermeyenlere, halkın içine çıkmayanlara, şimdi halkta randevu vermiyor, içlerine almıyor unutmayın…