“Bir deli bir kuyuya bir taş atar, kırk akıllı çıkaramaz” dedikleri ne kadar da doğruymuş.
Geçen zaman içinde vuku bulan ve büyük infiale neden olan çocuk tacizleri henüz hafızalarımızdan silinmedi. Uzun bir süre de tazeliğini koruyacağı sanılmaktadır. Bu olayların anneleri ve babaları ne kadar tedirgin ettiği sosyal medyadaki paylaşımlardan da anlaşılıyor. “Çocuğuma Dokunma” başlığı ile paylaşılanlar endişe verici boyutta.
“Dokunma, şeker verme, öpme. Ve sen sevgili anne; Çocuğuna dokunulmasına izin verme. Başkalarının sevgi göstermesine izin verme, sen dokun, sen sev çocuğunu. Asla sokakta yalnız bırakma! Pedofiliye izin verme! Bilinçlen, bilinçlendir!”
Çocuklarımızı kendi gözümüzden bile sakınmakta haklıyız. Onlara bir zarar gelmemesi için elimizden geleni de yapmalıyız. Ama bu konuda biraz abartı yok mu sizce de?
Meseleyi o hale getirdik ki; Herkes sapık, herkes sübyancı. Hiç kimseye güvenmemeliyiz.
Çocuk psikologları ebeveynlerin çocukları ile ilgili hangi tedbirleri almaları gerektiği hususunda uyarıyorlar:
–Çocuklarınızın kimlerle vakit geçirdiğini takip edin. Çevrenize yeni taşınan bir komşu varsa ve çocuğunuzla çok ilgiliyse o komşu hakkında bilgi edinin. Çocuğunuzun internete ulaşımını kontrol edin. Ev dışında internete ulaşımı var mı kontrol edin ve bilgi edinin. Çocuğunuzun arkadaşlarıyla iletişim içinde olun ve son zamanlarda garip davranışları var mı arkadaşlarından öğrenin. Çocuğunuzun yakınındaki kişilere karşı dikkatli olun. Çocuğunuzla iletişim içinde olun. Çocuğunuzla iletişiminiz bozuksa profesyonel destekle iletişiminizi geliştirin. Çocuklarınızın davranışlarını gözlemleyin. Bir şeyden şüphe ederseniz doğru şekilde konuşmaya çalışın.
–Uzmanların uyarılarını dikkate almakta yarar var. Uzmanlar, “Çocukları fanus içine koyun” demiyor. Onları diğer insanların tamamının “Kötü, sapık” olarak bilmelerini istemiyor. Masum ve meşru bir sevgi gösterisini bile yanlış değerlendirmek çocukların ruh dünyalarında nasıl bir etki yapacağını da iyi hesap etmek gerekmez mi? Bu anlayışla çocukların yirmi yıl sonralarını görür gibi oluyorum. Bana göre yirmi yıl sonra paranoyak bir toplum oluşmaktadır. Bunu da korumacılık adına yapmış olacağız.
Ben kendi adıma tanımadığım sevimli çocukların başını okşamak bir yana tebessüm bile etmeyeceğim artık.
Delinin kuyuya attığı taşı ben tek başıma nasıl çıkarayım.