Birkaç günlük aranın ardından yeniden beraberiz. Bu süreçte ‘çabuk dön, haydi neredesin’ gibi mesajlar atarak bizleri sürekli taciz eden dostlara ayrıca teşekkür ederim.
Sizlerle paylaşamadığım birkaç önemli mevzu var. Bu yüzden hepsine kısa kısa değinmek istiyorum.
6 aydır gündemimizin ortasında korona illeti var. İlk aylardaki sıkı politikalar hastalığın ülkemizde yayılımını yavaşlatmış olsa da; Haziran ayı itibariyle bambaşka bir furyaya şahitlik ediyoruz. Özellikle Kurban Bayramı’ndan sonra acı meyveler topladığımız günler geçiriyoruz.
Konya’da vaka ve ölüm sayılarının çokluğundan şikâyet edip duruyoruz. Hangi sosyal medya organını açsak ya bir kan isteği, ya bir ölüm haberi ya da şifa için dua isteği… Devam ediyor.
Maalesef bazılarımızın anayasaya girme halini alan ‘maske, mesafe ve hijyen’ üçlemesini halen vurdumduymazlık ile karşılaması çok ama çok üzücü.
Başa geldiği anda maddi manevi tüm imkânlarımızı kullanarak savuşturmaya çalıştığımız hastalığı, sanki hiç yanımızda yakınımızda değil gibi algılıyoruz.
Veryansın ediyoruz devlete! Yanlış yapıyoruz. Hangi devlet sistemi, sağlığını pandemiler üzerine inşa etmiştir ki Türkiye etsin? Tüm Dünyada etkin olan bir hastalık için devlete küfretmek; ayağa kurşun sıkmaktan, bindiği dalı kesmekten farksız bir şey. Birçok ülkeye göre iyi durumdayız çok şükür.
İşleyiş sıkıntılarına, bazı kamu yetkililerin koordinasyon ve takdir hakkı kullanmama anlayışlarına bizler de kızıyor ve tepkimizi buradan dile getiriyoruz. Lakin hiçbir zaman, vatan millet düşmanları gibi; en ufak bir şeyde ‘hükümeti devirelim’ naraları atan çapulcular gibi tepkiler vermemeliyiz. Bunun ince çizgisini ve sınırını çok iyi ayarlamalıyız. Bizler gayret etmezsek komünist rejimler dâhil hiçbir devlet erki tek başına bu pandemi ile mücadele edemez.
Avrupa’nın bazı şehirlerinde ikinci dalga haberleri almaya başladık. Konya’da bu evrede hastalığın pik yaptığı günleri yaşıyoruz. İnşallah artık grafik aşağı inecek. Çok şükür insanların ‘yer yok hastamız dışarıda kaldı’ gibi feryatlarının azaldığını görüyoruz. Alınan bazı tedbirler ve sahada aktif olma gayreti var. Vali Bey nezdinde İl Sağlık Müdürlüğü’nün yaptığı önemli hamleler geçtiğimiz haftalarda yaşadığımız ‘uç sıkıntıları’ azalttı.
Elbirliğiyle bugünleri aşacağız inşallah…
ÖĞRETMENLERİN DURUMU NASREDDİN HOCA FIKRASINA DÖNDÜ
Hoca Nasreddin’in meşhur fıkrasını bilirsiniz. Hani Nasreddin Hoca ile oğlu kasabaya gidecek. Hoca eşeğe biniyor, oğlu da yürüyor. Yolda bir adama rastlıyorlar, adam “Utanmıyor musun, Hoca,” diyor, “kendin eşeğe binmişsin, küçücük çocuğu yürütüyorsun.” Hoca, “Doğru yahu” diyor ve kendisi eşekten inerek oğlunu eşeğe bindiriyor. Bir süre sonra yine bir adama rastlıyorlar, o adam da oğlanı azarlıyor, “Yaşlı başlı baban yürürken sen eşeğe binmeye utanmıyor musun?” diye. Bu kez ikisi birlikte eşeğe biniyorlar ve yine bir adama rastlıyorlar. Adam, “Sizde hiç insaf yok mu yahu, ikinizi birden zavallı hayvancık nasıl taşısın?” diyor. Bunun üzerine ikisi de eşekten iniyor ve yürümeye başlıyorlar ve yine bir adama rastlıyorlar, adam, “Sizde hiç akıl yok mu, eşeğe binsenize,” deyince, Hoca oğluna, “Gel,” diyor, “tut şu eşeği”. İkisi birlikte eşeği sırtlarına alıp kasabanın yolunu tutuyorlar.
Tabi fıkranın birkaç varyasyonu var. Biz buraya en bilindik olanı aldık.
Öğretmenlerin durumu gariban hoca ile oğlundan farksız durumda. Pandemi süresince bazı kesimlerde ‘bu öğretmenler neden yatıyor arkadaş’ lafları yükseldi. Şimdi seminerler başladı Öğretmen covid19 vakaları artış gösterdi ‘öğretmenler online seminer yapmak varken neden okula gidiyor’ denildi. Bakan Selçuk da iki arada bir derede ‘tüm memurlar görevde ise Öğretmenler de olmalı diyor’ Eee… O da haklı.
Şimdi 21 Eylül’de okulların bir kısmı açılacak gibi dursa da hangi öğretmenlerin nasıl davranacağı muamma halini koruyor.
Öğretmenler zaman zaman okuldan zaman zaman evlerinden canlı dersler yapacak. Bazen yüz yüze eğitimler ve sınavlar çerçevesinde okula gidecek. Pandemi (Allah Korusun) artarsa ikinci dalga gündeme gelirse tekrar okullar kapatılıp uzaktan eğitime yoğunlaşılacak. Öğretmenlerin filyasyon ekiplerindeki görevleri artırılacak. Ayrıca canlı derse girmeyen öğrencileri gerekirse evlerine gitmek suretiyle ikna etmek zorunda olacaklar.
Toplumsal söylenti kaygısı öğretmenlerin hayat yönünü tayin eder durumda. Her kafadan bir ses çıkıyor. Aşağı tükürseler sakal, yukarı tükürseler bıyık.
Bu dönemde öğretmen olmak da zor maalesef. Allah sabır versin…
MISIR EKİMİ KONYA OVASI’NI TEHDİT ETMİYOR MU?
Kısa ayrılık sürecimizde Konya’mızın birkaç güzel ilçesini gezme fırsatımız oldu. Her gittiğimiz yörede dönümlerce ekili mısır tarlalarına şahit olduk. Teşvik verildiği için ovada çok ciddi oranda mısır ekimi yapılıyor. Mısır iyi hoş ama aşırı derecede su ihtiyacı olduğu için yeraltı sularını sömürür durumda. Bu konuda bir şeyler yazmayı kafama koymuşken dün ajanslardan mısır rekoltesi ile ilgili bir haber düştü.
Konya Ticaret Borsası (KTB) Başkanı Hüseyin Çevik, geçen yıl 2,5 milyon ton olan mısır üretiminin, bu yıl yüzde 15 ile 18 civarında artacağını öngördüklerini; Konya Kapalı Havzası dediğimiz Konya, Karaman ve Aksaray'da ekilen mısır hasadından 3 milyon ton civarında üretim beklediklerini söyledi. Özellikle kırsaldaki çiftçiye verilen devlet desteğinin önemli bir katma değer sağladığını da eklemiş.
Sayın Çevik’in buradaki iyi niyetinden şüphemiz yok. Tarım devlet politikası ile yönlendiriliyor ve birçok yabancı ellerin bakanlık üzerinde nasıl etkinlik kurduğunu biliyoruz. Geleceğimizi tehdit eden su problemi, mısır ekimiyle daha da hızlandırılmıyor mu?
Daha dün Karapınar’da kapatılan yolda yeni obruk oluştu haberi düştü önümüze. Ateşle oynuyoruz vesselam!
PANDEMİ ANKETİNDE HASAN KILCA SÜRPRİZİ
Genelde hükümet muhalifi anketleri ile bilinen SONAR Araştırma Şirketi, pandemi döneminde belediye başkanlarının yaptığı çalışmalardaki başarısını halka sormuş. AK Partili ilçe belediyeler içinde Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca %70,4 oranla birinci çıkmış. Hasan Kılca Karatay’da derin ve emin adımlarla ilerliyor. Başarıya aç bir ekip kurdu ve geçmiş tecrübelerini burada kullanıyor. Bizler de yakından takip ediyoruz. Bakalım daha neler göreceğiz…
ŞERİFE ANNEMİZİ TOPRAĞA VERDİK
26 Ağustos günü Covid tedavisi bittikten sonra normal servise alınan; Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Harun Akgül ve Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi Rektörü Mehmet Akgül Hoca’mızın annesi kıymetli Şerife Akgül annemiz vefat etti. Her ölüm acı ve zor. Yaşın hiçbir önemi yok. Her ölen birimizin annesi, babası, kardeşi veya başka yakını.
Cenazeye katılan, bizzat arayan, başsağlığı mesajları gönderen başta devlet büyüklerimiz olmak üzere tüm dostlara gazete olarak teşekkür ederiz.