Uzun bir süredir üzerine araştırma yaptığım ve çalıştığım ‘’kripto paralar’’ ile ilgili Konya’da düzenlenen bir çalıştaya katıldım. Necmettin Erbakan Üniversitesi ve Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi ortaklığında Konya Büyükşehir Belediyesi Sponsorluğunda düzenlenen program konu başlığı açısından önemliydi.
‘’Helal Finans Açısından Dijital Kripto Paralar’’ ana başlığında düzenlenen çalıştayda alanda uzman birçok konuşmacı konuktu. Program broşürü elime geldiğinde beklentim ziyadesiyle yükseldi ve kripto paraların İslami Finans ya da Helal Finans açısından değerlendirilecek olmasına çok sevindim.
Üstelik çalıştay, teknoloji ve bu alandaki gelişimler noktasında gündemimize aldığımız kripto paraların, Korona virüsü ile birlikte farklı bir noktadan gündemimizi meşgul etmeye başladığı bir döneme denk gelmişti.
Çalıştay ile ilgili içerik yorumunu sonlara bırakarak Korona virüsü sonrasında ortaya çıkan finansal piyasaların geleceği tartışmalarına ve virüsün bu açıdan etkilerine değinmek istiyorum.
Korona Virüsü ve Kripto Paralar
Çin’den yayılmaya başlayan ve bugün itibariyle Türkiye’de de bir vakanın bulunduğu açıklaması yapılan virüsün bütün dünya piyasalarını alt üst ettiğini görüyoruz. Özellikle daha önce ki yazılarımızda da değindiğimiz yükselen Çin ekonomisi tartışmalarının bütün dünyada bulunduğu bir dönemde, Çin’in adeta bütün kontağı kapattığına şahit olduk. Bütün fabrikaların durduğu, sokakların hayalet şehri andıran bir hal aldığı Çin’de yapılan bir araştırma ile hava kirlilik oranının düştüğü açıklamaları bile üretimin nasıl durduğuna bir işarettir.
Bunun yanında virüs salgınının Avrupa başta olmak üzere bütün dünya piyasalarında dalgalanmalar yaşattığını gördük. Özellikle finansal piyasaların büyük oranda etkilendiği Korona Virüs sonrasında FED’in 2008 krizi sonrası ilk defa erken toplanma kararı alması önemlidir. Erken toplanma kararı ile birlikte faiz düşürmesi piyasalardaki endişeyi giderme girişimi ve piyasaların rahatlaması için atılan bir hamle olarak okunmalıdır.
Böyle bir tablo içerisinde virüsün büyük oranda ‘’para’’ aracılığıyla yayılıyor olduğuna dair veriler bir anda zihnimde ‘’dijital paralar ve kripto paralar çağı mı?’’ sorusunu doğurdu. Özellikle devletlerin paralar ile kurulan temaslarda dikkatli olunması gerektiğine dair uyarıları bir süredir çalıştığım kripto paraların döneminin yaklaştığına işaret ettiğini düşündürdü.
İtiraf etmeliyim ki o ana kadar ben kripto paraların bahsedildiği gibi bir geleceğe sahip olduklarını düşünmüyordum. Süreç içerisinde kullanılacak olmaları ihtimalini yüksek görmekle birlikte bu kullanımın yine devletlerin etkinliği içerisinde gelişeceğine inanıyordum.
Bu alanda yapılan yatırımları ve çalışmaları kıymetli buluyor ve bu alanda önde olmak için bunlara ihtiyaç olduğunu düşünüyordum. Ancak ayakları yere basmayan yorumların da gelecek satmak dışında bir anlam taşımadığına dair bir kanaate sahiptim.
Ancak bahsettiğim gibi piyasalardaki virüs etkisi ve paranın kullanıma dair yapılan uyarılar sonrasında bakış açım değişmeye başlamıştı.
Tabii OPEC anlaşmazlığı ortaya çıkana kadar…
OPEC Anlaşmazlığı ve Piyasalar
Bahsettiğimiz gibi piyasalarda virüs etkisi devam ederken OPEC’te Rusya ile Suudi Arabistan arasında bir gerginlik yaşandı. Bu gerginlik ile birlikte petrol arzı üzerine bir anlaşma sağlanamadı. Suudi Arabistan’ın virüs sonrasında yaşanan ekonomik daralma sebebiyle fiyatlarda indirime gitme talebine kızan Rusya anlaşmaya yanaşmadı.
Suudilerin restine, rest çeken Rusya’nın petrol arzı noktasında serbestlik açıklaması ve petrolde rekabetin devreye girmiş olması fiyatları dibe vurdurdu.
Bu arada finansal piyasalarda bir endişe ve büyük düşüşler görüldü. ABD borsalarında ‘’devre kesici’’ kullanılarak birkaç kez alım-satıma müdahale edildi. Büyük kayıpların ve düşüşlerin olduğu finansal piyasalarda panik havası klasik yorumcuları haklı çıkardı.
Bu tablodan kripto paralarda nasibini aldı ve önemli düşüşler kripto borsalarında da yaşandı.
Bunun karşısında ise altın en güvenilir yatırım aracı olma durumunu korumaya devam etti.
Kripto Para Çalıştayı
Girişte bahsettiğimiz çalıştay dönem itibariyle ne kadar önemli daha net anlatabilmişimdir, umarım. Dünyanın geleceği üzerine bir söz söylemek adına böyle çalıştaylar kıymetli bir yere sahiptir. İçerik olarak ve başlıklar açısından dolu dolu bir program olmuştur.
Ancak şu eleştiriyi de yapmak zorundayım. Özellikle İlahiyat alanında bulunan hocalarımızın bu tarz konulara daha fazla ilgi duyması gerekmektedir. ‘’Caiz/Caiz Değildir.’’ demek bütün bir İslam coğrafyasının geleceğini etkileme ihtimali taşımaktadır.
Temel metinlerden yorum yaparken etrafında dönen dünyanın ve teknolojinin geldiği noktaya biraz daha ilgi duymaları elzemdir.
Çalıştayı düzenleyenlere teşekkür ederim.
Gelecek haftalarda da Korona Virüsü ve Küreselleşme üzerine bir yazı paylaşalım. Çünkü yazı ziyadesiyle uzadı ve çok önemli olan bu konu yarım kaldı.