Kriz iletişimi kriz öncesi, kriz dönemi ve kriz sonrası iletişim çabalarını kapsayan uzun süreli bir iştir. Kriz öncesi çabalar kriz unsurlarını fark edilmesini ve alınması gereken önlemler için yol gösterici olmayı amaçlar. Kriz sonrası iletişim çabaları ise algıları etkilemek, pozitif imajı devam ettirmek ve imaj ı yeniden oluşturmaktır. Krizler yönetilebilir olgulardır. Zamanında teşhis, doğru tedavi ve hepsinden önemlisi güvenilirlik boyutları ile üstesinden gelinebilir.
İletişim duayenlerinden saygıdeğer Salim Kadıbeşigil ‘in gündeme tekrar getirdiği bu bir kriz değil kaos ’turu dikkate almak gerekmektedir. Hatta güzel bir isim buldu koronakaos. Bu noktada tabii kaos kavramı; dünyanın düzene girmeden önceki biçimden yoksun, uyumsuz ve karışık durumu olarak açıklayabiliriz. Kaos; kısacası kargaşa ve karışıklıktır.
Krizler bittiği zaman hayat bittiği yerden devam eder. Bazı hayatınızda değişiklikler olabilir ama telafi etmesi kolaydır. Kaoslar bittiği zaman hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Kaos iletişimin de an yönetilir. Doğru bilgiye erişim zaten zordur. Yalan haberler havada uçuşur. Hâlbuki insanlar hayatta kalma duygusunun tavan yaptığı bu dönemde korku ve paniği önlemek için her küçük ayrıntıyı bilmek ister. Kaos iletişimi hayatı teslim alır.
Kaos iletişiminin temelini ne olacağını bilinmez mesajları ve belirsizlik sürecinin haber yapılması oluşturur. Onun için daha önceki birkaç yazımda da vurguladığım ‘Algı Yönetimi Merkezi’ mutlaka kurmamız gerekiyor ne kadar önemli hale geldiği artık ortadadır. Maalesef Konya’mızın yerel yönetiminde birçok konuda öncü çalışmalar yapan güzel insanlarla bu konuda bir çalışma oluşmadı. Dün Sağlık Bakanımızın Sağlık Kurulunun yanında en kısa zamanda Sosyal Kurulu gibi bir kurul kurulacağının haberini almış olduk. Bu gerçekten çok sevindirici bir gelişme odu. Her ilin de bu doğrultuda aynı kendi sağlık kurulunu oluşturdukları gibi sosyal kurullarını oluşturması adımı atılacaktır. Umarım Konya bu konuda öncülük eder.
Çünkü gerçekten bir şekilde bu virüs eninde sonunda bitecek. Veba, kolera, ebola gibi salgınların bu virüsten daha büyüklerini tarihte bittiğini gördük. Fakat virüs biter de virüs sonrası sosyal tedavi ne olacak?
Virüs kontrolü sağlanır ama psikolojik, sosyolojik, iletişim açmazlığımız ve buna benzer sosyal sorunlar parayla halledilemez.
Aileler yemeklerde masalarda bile tedirgin. Öksüren her insana saldırır hale geldik. Yaşlı insanları yalnızlaştırdık. Sıra sana geliyooooor sana mesajları. Bencillik tavan yaptı. Sosyal mesafeleri cetvelle ölçer hale geldik. Sevgi ve dostluğun simgesi dokunmayı yapamaz hale geldik. Tıp doktorları dönmüş deprem doktorlarına. Sesin yerini sessizlik, kişilerarası iletişimin yerini sanal iletişim aldı. Maalesef dijitalizim hüküm sürecek. Bu durumun asıl kötü tarafı herkesin bu duruma razı olması ve kabullenmesi daha büyük yaralara sebep olacaktır.
İnsanoğlu üç sabırdan sorumludur. Birincisi ibadet etmek ve kulluk görevini yerine getirmede sabır, ikincisi günahlardan kaçarak sabır göstermesi ve üçüncü ise; musibetlere ve belalara karşı sabırdır. Bu çizgide düşünerek dua ve sabır ile bakış açımızı oluşturmalı ve kaos iletişimini iyi yönetmeliyiz.
Yetkili kurum ve kuruluşların kaos dönemlerinde söylediklerini harfiyen uygulayarak bu toz duman bulutunu kaldırmalıyız.
Koronavirüs terapisi çerçevesinde KAOS İLETİŞİM kitap çalışmamı en kısa zamanda İNŞALLAH tamamlayarak kıymetli okuyuculara ulaştırmayı düşünmekteyim.