Türkiye’deki futbol kulüplerimizde yönetim şekli genellikle tek adam yani dikta rejimidir. Parası çok olanlar başkan olur, başkanın yanında da 3-5 yönetici yer alır. Genellikle işleri de bu kadro yapar. Eskilerde futbol özerk olmadığı için başkana dayalı yönetimler oluşturulurdu. Sonraları futbol dev bir endüstriyel sektör haline gelince, havuzlar, iddialar derken, alınan sonuçlara göre de kulüplerin ciddi gelirleri olmaya başladı. Yani doğru bir planlamayla çok fazla dışarıya muhtaç olmadan kulüplerimiz kendi kendine yetmeye başlar oldu. Ancak 4 büyükler dediğimiz takımlar bir türlü bütçelerini tutturamazlar. Çünkü onlarda hedef hep şampiyonluktur.
Bu kulüplerde kulüplerden fazla başkanlar konuşulur. Özellikle 2 tanesi çok eleştirilir. Aziz Yıldırım ve İlhan Cavcav. Nerdeyse kulübün sahibi gibi davranırlar yani bunların bu faşistçe davranışı taraftarlarının arasında da destek bulur. Yani bu iki başkanın ortaya koydukları çoğu zaman eleştirilse de kimse gıkını çıkaramaz.
Konyaspor yönetimi bu benzetmelere uyuyor mu? Bence hayır. Çünkü Konyaspor bu güne kadar asla büyük bir hedef ortaya koymadı. Bu hedefi de koyacak insan teknik direktör değil başkan ve yönetimidir. Zor bir dönemimizde Aykut Kocaman’la anlaşılmış ve takım ona emanet edilmiştir. Ben o dönemde hiçbir yöneticimizin ağzından bu sene yukarıları zorlayacağız hedefimiz ilk 5’tir filan diyenine hiç rastlamadım. Şimdi yerel basında bazı yazılar çıkıyor. Tarihinde ilk defa çok iyi bir ilk yarı geçirmiş Konyaspor’un teknik direktörüne ağır hakaretler var. Yediğine, içtiğine, siyasetine varana kadar laflar edilmiş. Şimdi bu yazıları yazan arkadaşımızın yönetim ile arası çok iyi. Bu yazıyı mutlaka onların bilgisi dahilinde yazdığını sanıyorum. Eğer Aykut Kocaman’dan dolayı bir rahatsızlık varsa bunu yöneticilerin dile getirmesi lazım. Yani erkekçe çıkıp biz senden memnun değiliz demeleri gerekiyor. Yok böyle bir şey diyorlarsa o zaman hocalarıyla ilgili ağır hakaretlerle dolu yazıya karşı çıkmaları gerekiyor. Aykut Kocaman gibi son derece düzgün bir insana “Aykut Efendi” gibi laflarla hitap etmek kimseye bir yarar sağlamaz. Ben daha önceden yazmıştım, Aykut Kocaman’ı Ligtv’de izledikten sonra kendisiyle gurur duyduğumu ve omurgalı bir hocaya sahip olduğumuzu söylemiştim.
Amaç Aykut Kocaman’ı göndermekse, birilerini devreye sokmaya gerek yok. Ama eskilerin tabiriyle “attan inip eşeğe bineceksek” bunun ileride verilecek hesabı çok zor olur. Konyaspor gerçekten bütçesine göre son derece başarılı bir grafik çizmektedir. Hep söylüyoruz, Türkiye’nin en iyi taraftar gruplarına sahibiz. Futbolcularımız son derece profesyonel ve doğru sporcular, teknik heyetimiz aynı şekilde. Yönetim de elinden geleni yapmaya çalışıyor. Ancak teknik direktörlerinin böyle haksız eleştirilmelerine de karşı çıkmaları gerekiyor. Şimdi Başkanımız Ahmet Şan da birçok taraftar grubu tarafından ıslıklanıyor. Eskişehir devre arasında eski futbolcularımıza şimdileri verilirken bu olayı hep beraber gördük. Ve bunun son derece yanlış olduğunu o günlerde söyledik.
Aykut Hocamızla ilgili yazı yazan arkadaşlarımızın bu yazdıklarını ben bir anlık heyecanlarına veriyorum. Yapılan ve yapılamayan transferle ilgili bir dolu bilgiyi ben bir yöneticiden aldığı kanaatindeyim. Konyaspor yönetimi dışarıya bilgi sızdıran yöneticisi kimse onu bulup kulağını çekmelidir. Devam ederse de yönetimden atmalıdır. Yok Aykut Kocaman’ı da istemiyorlarsa araya ulak koymalarına gerek yoktur. Konya spor camiasında hoca kalsın mı, gitsin mi diye bir anket yaptırsak o “sosyal demokrat, ateist vs”… gibi yakıştırmalarla suçladığınız Aykut Kocaman ezici bir çoğunlukla tercih edilir ve böyle yazıları yazan kardeşlerimiz de mahcup olurlar.
Benim buradaki amacım, son derece rahatsız olduğum düzgün bir insanın haksız yere eleştirilmesi. Haa bana göre haksızdır da, yazının sahibine göre de haklıdır. Ama ben hocanın yaptıklarına ve aldığı derecelere bakarım ve ona göre karar veririm. Her zaman deriz ya, aman zarar vermeyelim, her şey düzgün gidiyor diye. Dilek ve temennim hocamıza ve yönetimimize sahip çıkıp doğru giden bu istikrarlı yapımızı bozmamaktır. Haydi hayırlısı.