Hafta sonu özellikle de cumartesi günü çarşı, pazar sanayi eş dost ziyareti yaptık. Her dükkanda, her fabrikada her işyerinde tek bir sohbet konusu vardı o da “kriz, açıklanmayan dillendirilemeyen enflasyon….” gibi can sıkıcı insanın içini karartan, yarınını karamsarlığa itecek mevzulardı.
Tamam, Reis “kriz yok” dedi. İnanacağız.
Ama Reis’in dediği gibi eğer kriz yoksa “bu yaşanılanlar ne? Bu insanların anlattıkları ve yaptıkları hesaplar ne?” diye de sormadan edemiyorduk. Bunu eli kolu AK Parti’nin içinde olanlara da söyledik dahası sorduk. Peki, bu yaşanılanların adı nedir?
Anlıyorduk ki yaşadıklarımızın adını koymak için bugün bir parti ile de iktidar muhalefet işi ile de alakası yoktu. Olsa da kimseye bir faydası olmayacaktı. Herkes aynı geminin içinde olduğumuzun bilincindeydi. Bizim başka bir vatanımızın gideceğimiz yerde yoktu. Evet bu ülke son olarak 2001’de olmak üzere çok büyük ekonomik krizleri acısı ile yarası derinde olsa atlatmıştı.
Ne var ki içinde bulunduğumuz durumun adı kriz ya da başka bir şey olarak konsa da yarası sanki bu kez daha derin olacaktı. En korkulan durum da vahamet de buradaydı.
Devlet tasarruf deyip acil olan yatırımlarını bir kez daha masaya yatırma kararı almıştı.
Reis üstüne basa basa yerli malı, yerli teknoloji dese de anlıyorduk ki bunlar hala lafta kalıyordu. Bakın meseleyi bu noktada daha canlı ispatlı sizlere aktarabilmek için durumu yine bir okurumuzun hafta içerisinde verdiği örnek ile sizlerle paylaşayım ki meramımızı daha rahat anlatabilelim.
Erdal Ö…. Bey şöyle diyordu;
“Uğur Bey merhaba;
Dün (Bu not bize hafta içinde geldiği için dün diye başlanılıyor) müşterisi olduğum ………. Nalçacı şubesine gittim. Değişim adını verdikleri bir tadilat bir karmaşadır almış başını gidiyor, her neyse bu onların bileceği iş.
Asıl konu şu; değişim sonrasında müşterilere hizmet verebilmek için her masaya tabletler konmuş ve bunların hepsi Iped yani Iphone marka telefonların tablet modeli.
Hatırlıyorum da Hazine Bakanımızın yaptığı ilk toplantıda G…… S……. Hanım destek ve güven içeren mesajlar ile medyanın karşısındaydı. Doğruluğunu bilemeyiz ama sosyal medyada gördüğümüz kadarıyla çok ciddi rakamlarla ifade ismen bu hanımefendinin vergi borçlarının af edildiği söyleniyor. Hal böyleyken bu şubelerde Amerikan malı olan tabletlerin kullanılması nasıl bir şeydir?
Üstelik Cumhurbaşkanımız açıkça Iphone boykot kararı almışken.
Bu konuda toplumsal tepkiye davet ediyorum herkesi. Medya karşısında başka, iş dünyasında başka davranmak halkı kandırmak kimsenin haddi olmamalı.”
…………………
Yani demek istiyoruz ki devlet aldığı kararlarda inandırıcı olmalı. Bakın bankaya giden müşteri gördüğünü nasıl da samimi olarak dile getirmiş. Şimdi bu da mı yalan? Buyurun bu da yalansa o banka yalanlasın bizde bu sütunlarda Erdal Bey beni de sizi de kandırmış diyelim.
Allah rızası için bugün hangimiz evimizde, iş yerimizde kemerimizi sıkıp, daha dikkatli ve tasarruflu olmaya çalıştığımız gibi devlet kurumunda aynı hassasiyetin gösterildiğine inanıyor?
Siz hangi siyasetçinin hangi yöneticinin böyle bir tasarrufa girdiğini gördünüz?
Girilseydi bunlar boy boy afişe edilmez miydi?
…………….
Tekrar başa dönelim.
Ama iç hainler ama dış düşmanlar gerekçesi ne olursa olsun AK Parti’nin ya da hükümetlerin yanlış politikalarını burada eleştirmek asla bizim haddimize değil. Zaten yapılan yanlışları ve gelinen noktaları hepimizden iyi bir şekilde büyük fotoğrafta Sayın Cumhurbaşkanımız görüyor ve en hızlı şekilde bunların giderilebilmesi için çırpınıyor.
Esnaf da sanayici de, emekli ya da biraz aklı eren insanlardaki tedirginlik “bugün buraya nasıl gelindi?”den ziyade bundan sonra yapılması gerekenlerde alınan kararlara tam olarak uyulması ve örnek olması içinde bunu söyleyenlerin göstermesini bekliyor. Bu millet laf değil, inandırıcı bir ümit ışığı istiyor.
Şu anda aktif olarak AK Parti’nin içinde görev alan vekili, Belediye Başkanı, yöneticisi, Genel Müdürü, işadamı sanayicisi memuru kim olursa olsun herkes içinde bulunduğumuz durumu bizden çok daha iyi biliyor. Ne var ki “oy kaygısı” siyasilerin elini kolunu ve ağzını düğümlüyor.
Cumhurbaşkanın dışında konuşanlar ise kaş yapacağız, kendimizi göstereceğiz, Reis’in önünde takla atacağız derken göz çıkartıp iyice saçmalıyorlar. Onların saçmalıklarını da yani yerelde bizim sokakta caddede ne vekil toparlayabiliyor ne başkan.
AK Parti ve partililer içinde en büyük sıkıntı, herkesin her şeyi görmesi anlaması en kötüsü de milletin durumu en tehlikeli yerde yani cebinde hissetmeye başlamasını görmesi.
Bu millet vatanı bayrağı ezanı için ölüme gülerek gider. Ama böyle bir ortamda cebine azıcık dokunuldu mu viyaklar. Demedi demeyin.
Örnek olması gerekenler artık titremeli ve bir şeyleri samimi olarak göstermeli.
Çünkü evde de sokakta da çarşıda da pazarda da AVM’de de kriz var beyler kriz.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Fısıldanan sözler yüksek sesle söylenenlerden daha uzağa gider.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Yeşil ışık yandığı halde hala elinde telefonla oynayıp gaza basmama gibi bencil lakayt davranma biçiminden kurtulduğumuz zaman daha iyi ADAM oluruz.