Küfürbazın Hikayesi

Erol Sunat

Uzun uzun zaman önce memleketin birinin körfezde yani içerilerde kalmış, yol üstü olmayan bir şehrinde küfürbaz bir adam yaşarmış. Adam küfürbazmış amma hak etmeyene küfretmezmiş. Onun bu hali birçok kimsenin ağırına gidermiş. İşte ben böylelerine küfrederim diye ne yapacaksa ahalinin içinde yapması, düşmanlarını artırmış. Komşuları yapma demişler, etme demişler, onun tavrından gocunanlar üzerine yürümüşler, defalarca dövmüşler olmamış. Karısı almış çocuklarını, yakın bir şehirdeki baba evine kaçmış. Küfürbaz bildiğinden geri durmamış. Birgün Vali Paşa meydana toplamış ahaliyi, başlamış şöyle olun, şöyle yapın demeye. Küfürbaz kalabalığı yarmış. Hele dur Vali Paşa demiş. Derdiniz ne diye sormazsın. Kapına geleni içeri almazsın, açım açıktayım diyeni dinlemezsin. Ondan sonra da şöyle olun, şöyle yapın, senin gibi…demiş, hemen ahaliden biri kapatmış ağzını. Vali Paşa, seni bildim küfürbaz demiş, atın bunu zindana, elli değnek vurun. Ağzından bir daha küfür çıkarsa bir elli değnek daha. Daha da uslanmazsa atın şehrin dışına. Kurda kuşa yem olsun. Bulsun belasını.

Küfürbazı atmışlar zindana. Zindancılardan biri, varmış Zindancı başının yanına, ağam demiş küfürbaza elli değnek vurulacak ne yapacağız? Zindancı başı o iş benim demiş, bana çok küfrettiydi. Ellinin üzerine bir elli de ben koyayım. Bayılıncaya kadar döveyim de hizaya girsin. Alın getirin şu küfürbazı benim odama. Küfürbazı getirip Zindancı başının odasına bağlamışlar, odaya en kalınından sağlam bir değnek bırakmışlar. Ağam demişler, küfürbaz sende. Vali Paşa dövün amma öldürmeyin demiş. Zindancı başı, herkes çıksın demiş. Almış eline değneği. Zindanı küfürbazın çığlıkları, bağırtıları, ağlamaları doldurmuş. Zindancılardan biri koşmuş Vali Paşa’nın yanına. Vali Paşam demiş, önce bir iki ağamıza küfretti, ardından ağamız başladı değnekle vurmaya, kırktan sonrasını sayamadık. Vali Paşa, varın ağanıza selamımı söyleyin, ellerine sağlık demiş. Aman ha ölmesin. Şehirde hak etmeyene sövmez diye anılıyor. Sevenleri de çok. Zindancı, zindanda attık bir köşeye inleyip duruyor demiş.

Üç gün sonra küfürbazı çıkarmışlar, zindandan. Küfürbaz, hiç kimseye görünmeden hemen evine varmış, açmış kapıyı, bir de ne görsün karısı ve çocukları geri gelmişler. Karısı ağlayarak boynuna sarılmış ne yaptılar sana demiş. Zindancı başı yüz değnek vurdu, ölümden döndü dediler. Çocukları aldığım gibi düştüm yollara, yol boyunca ağladım demiş. Gel küfretme artık. Beni buraya arabayla babam getirdi, içerde seninle bir şeyler konuşacak.

Küfürbaz, girmiş odaya, kayınpederinin elini öpmüş. Kayınpederi geçmiş olsun damat demiş. Zindancı başı seni bayağı bir hizaya getirmiş. Küfretme oğlum. Sana ne Vali Paşa’dan, sana ne mahallede olan bitenden. Dur artık. Bak üç çocuğun var. Kızım seni seviyor. O kadar talibi vardı, gitti senin gibi küfürbazı buldu. Halk arasında ne dedikleri önemli değil. Bir daha Vali Paşa’ya küfretmeye kalkarsan seni şehrin surlarına asarlarsa ne olur çoluğunun çocuğunun hali. Akıllı ol Damat. Bir daha zindana girersen maazallah ölün çıkar. Bize bunu yaşatma. Küfürbaz düşünmüş kalmış.

Birkaç gün sonra, kayınpederiyle Beyin konağına gitmişler. Kayınpederi, sizin Beyi demiş bir kervan baskınında haramilerden kurtarmıştım. Esaslı adamdır. Kardeşlerimden daha ileridir diye bir başlamış konağa kadar Beyi övmüş. Konak kapısında Bey karşılamış onları. Küfürbazın kayınpederini yanına oturtan Bey, küfürbaz demiş, öyle bir adamın damadısın ki, bu adamın kıymetini iyi bil. Hiç küfretmedin değil mi benim dostuma? Küfürbaz, haşa Beyim demiş, benim babam yok, ben onu babam bildim. Dövse sesimi çıkarmam. Bey aslında demiş ben senin öz babanı bilirim.

O da çok küfrederdi. Benim Bey babam onu sürdü bu şehirden, anan akrabamız olduğu için, sen ve kardeşlerin burada kaldınız. Sonra bir gece anan sen hariç kardeşlerini alıp çekti gitti bu şehirden. Seni de yoksul ve yaşlı bir karı kocanın yanına bıraktı. O yaşlı adam önüne gelene küfreden edepsiz bir adamdı. Seni de o yetiştirdi. Sende gittin, benim can dostumun kızının gönlünü çaldın. Küfürbaz, kalkmış ayağa, Beyim demiş, ahaliyi çalıştırır hak ettiği akçeyi vermezsin. Ürünlerine el koyar, aç bırakırsın. Açım diyene meydan dayağı çektirirsin. Kayınpederimin yanında sana küfretmeyeceğim. Lakin sen alçağın, vicdansızın, merhametsizin birisin. Olmaz olsun senin Beyliğin. Senin Vali Paşa’dan ne farkın var? O yabancı, sen güya bizi bilensin. Bu beylik doğrudur sana babandan kaldı. Baban mı daha kötüydü, sen mi?

Ahali daha iyi biliyor. Hiç bilmediğim babam senin Bey babana hem iyi bir sövmüş hem de evire çevire dövmüş, defalarca meydanın taş zeminine çarpmış, kırılmadık yeri kalmadı diye anlatanları dinledim. Bey olduğu için sürmüş babamı. Bir daha ne anamdan ne babamdan ne de kardeşlerimden bir haber alamadım. Bana gelince hak etmeyen kimseye laf da söylemem, küfretmemde. Lafın sınırındasın Beyim. Kayınpederime dua edesin.

Bey senin de sınırın kayınpederin küfürbaz demiş. Kayınpederi, Beyim demiş, senden bir dileğim vardı. Ancak, damat bildiğin gibi delisi dışında. Bey, ona demiş patavatsız derler ya, ne istersen iste başım üstüne. Kayınpeder senden damadıma iş isterim demiş. Kefili benim. Bey, dönmüş küfürbaza. Duydun mu küfürbaz demiş, yarından tezi yok, benim kervanın muhafızı olacaksın. En azından gözden ırak olduğun günlerde şehir senden kurtulsun.

Ertesi gün, küfürbaz, beline takmış kılıcını, yay ve ok sadağını da almış binmiş atına, kervancı başının yanında çıkmış yola. İki gün sonra bir geçitte haramiler sarmış kervanı. Kervancı başı kaçmış, adamlarının her biri bir yere saklanmış. Küfürbaz ve yanında muhafız olarak kalan on kadar adamla başlamışlar haramilerle çarpışmaya. Küfürbaz hiç kimse bilmese de oldukça iyi kılıç kullanan biriymiş. Harami başının kellesini çok geçmeden almış. Muhafızlar, tek kişilik ordu gibiydi diye anlatmışlar, hem haramileri dağıttı. Hem de kervan malını son akçesine kadar kurtardı. Küfürbaz, bir hana saklanan kervancı başını yakalamış, bir araba dolusu küfretmiş. Felekte beğensin diye iyide bir dövmüş. Onu tuzağa çeken ne varsa kervancı başı hem ağlamış hem anlatmış.

Küfürbaz, handan ayrıldıktan sonra, birçok kervanda muhafızlık yapmış. Sonunda Sultanın Muhafız başı olan yiğitle tanışmış. Sultanı birkaç kez ölümden kurtarmış. Sultan sana demiş neden küfürbaz derler diye sorduğunda bütün olan biteni anlatmış.

Bu arada aradan üç sene kadar zaman geçmiş. Sultan küfürbaz demiş, şu andan itibaren kendi şehrinin Beyi sensin. Ancak, bu durumdan ne Bey, ne Vali Paşa nede ahali haberdar olmayacak, hatta eşin bile. Senin yanına bir Muhafız başı vereceğim. Olaylar sona erdiğinde duruma birlikte hâkim olacaksınız. Sen evinde kalacaksın, yol arkadaşın handa. O şehirde ortalığı birbirine kat. Vali Paşa ve Bey el ele verip aleyhimde işler çevirir. Onlara vereceğin ceza senin takdirinde. Hadi göreyim seni.

Küfürbaz öpmüş Sultanın elini Muhafız başıyla çıkmışlar yola. Yirmi gün kadar sonra şehre giriş yapmışlar. Muhafız başı, Beyim demiş vardığım hanın sahibi öz dayım olur. Sultanımızın has adamlarından biridir. Buluşuncaya kadar eyvallah demiş. Ayrılmışlar. Küfürbaz çalmış evinin kapısını, karısı ağlayarak sarılmış boynuna. Çocukları koşup gelmişler. Küfürbaz, bundan gayrı demiş hiçbir yere gitmiyorum. Hep buradayım artık. Karısı, babam da demiş buraya taşındı. Bey’le ortak oldular. Seni kayboldu dediler. Bir daha gelmez dediler. Kervancı başı aylarca kendine gelemedi. Adamı fena dövmüşsün. Kervancılığı bıraktı. Aşhane açtı şehre. Vali Paşa’da Bey’le ortak bu arada. Küfürbaz, o zaman demiş bir ortak da ben olayım. Son üç yıldır, bayağı br akçe kazandım. Baban kadar değilse de, onun yarısı kadar zengin sayılırız. Karısı bilmem ki demiş, babam dahil hiçbiri seni sevmez. Nasıl olacak bu iş?

Ertesi gün Küfürbaz, Beyin konağının kapısını çalmış. Kapıyı açan, bu kapı sana kapalı küfürbaz demiş. Küfürbaz, adamı bir yumrukta yere serip girmiş içeri. Avludan bağırmış. Saltanatın sona erdi Bey demiş. Çık dışarı. Başıma ördüğün çorapların aynısını ben sana öreceğim. Bey atın şu küfürbazı diye emir vermiş. Küfürbaz, çekmiş kılıcını, kimse üzerine gelememiş. Senin Bey gibi diye bir başlamış. Saymış dökmüş. Bey konağı inim inim inlemiş. Bey çıkamamış dışarı. Şehir, küfürbaz geri döndü diye çalkalanmaya başlamış. Gelmiş, Beyin konağını basmış, saydırmış, Beyin adamlarını iyice bir benzetmiş diye bir günde efsane olmuş. Vali Paşa, duruma hemen el koymuş, atın şu edepsizi zindana demiş. Küfürbazı atmışlar zindana. Vali Paşa elli değnek cezası kesmiş. Zindancı başına yüze kadar serbestsin demiş. Ölürse de ölsün. Kayınpederi de itiraz etmeyecek.

Zindancı başı kapmış değneğini gelmiş küfürbazın yanına. Küfürbaz demiş, gel yine geçen sefer gibi yapalım. Ben değneği yine duvarlara vurayım. Sen de bağır çağır yıkılsın senin sesinden zindan. Olur demiş olur da değneğini duvara vurmadan önce şu fermana da bir göz at. Zindancı başı, vay Beyim demiş demek şehre Bey oldun ha…Küfürbaz, bunu demiş kimse bilmeyecek, buradan çıkıp Vali Paşanın konağını basacağım. Anlayacağın daha seninle çok görüşeceğiz çok.

Birkaç gün sonra Vali Paşanın konağını basmış küfürbaz. Vali Paşa yediğin dayaklar nereye gitti demiş. Bu sefer yüz değnekle başlayacaklar. Geberdi diye haberini bekleyeceğim.

Aradan bir ay geçmiş. Küfürbazın kayınpederi küfürbazın evine gelmiş. Küfürbaz demiş, al şu bir kese akçeyi. Yarın şehirden ayrılacak bir kervan var. Karını çocuklarını da al. Şehri terk et. Benim sana yapabileceğim en büyük iyilik bu. Kızımın hatırı olmasa, seni çoktan öldürmüştük. Küfürbaz, anlaşıldı babam demiş, yarın öğleye doğru bu şehirden ayrılıyoruz. Sabah eve Muhafız başı gelmiş. Küfürbaz, karımı ve çocuklarımı demiş hana yerleştir. Öğleden sonra şehirden ayrılacak bir kervanla gideceğimizi söyle, ikna et. Sonra da yanıma gel. Muhafız başı gelince, İkisi Bey konağına varmışlar. Küfürbaz, Bey demiş veda etmeye geldim. Çocuklarım ve karım handalar. Duydum ki, üçünüzde bir araya gelmişsiniz. Bende hepinizle birden vedalaşayım. Kayınpederi elini kılıcından ayırmıyormuş. Küfürbaz ve Muhafız başının olduğu yere zindancı başı ve zindancılar da gelmişler. Bey, ne oluyor demiş. Zindancı başı Beyime yardıma geldik demiş. Üçünü de kıskıvrak yakalamışlar. Atmışlar zindana. Onlara yardım edenlerde yakalanmış. Küfürbazın karısı, ne zaman gidiyoruz diye sormuş o kargaşa da. Gel gidelim demiş Küfürbaz, gelmişler Bey konağına. Küfürbaz, bundan böyle demiş bu konağın hanımı sensin.

Anlatırlar ki; Küfürbaz şehrine Bey olmuş. Muhafız başı ve Zindancı başı en yakınında olmuşlar. Şehrin eski Beyi, Vali Paşa ve kayın pederini Sultanın muhafızları alıp gitmişler. Bir daha hiçbirinden haber alan olmamış. O günlerden sonra, Küfürbazın ağzından değil bir küfür, acı bir söz dahi duyan olmamış. Tövbe etti, Sultana söz verdi diye anlatmışlar. Küfürbaz ise adaletle hükmetmiş. Onun Beyliğinde huzur gelmiş şehre. İşsiz güçsüz, aç, açık kimse kalmamış. Şehirdeki küfürbazlar, küfürbazın hikayesini dinledikten sonra, vazgeçmişler küfretmekten.

Şehir şehire, Küfürbaz küfürbaza, Sultan Sultana, eş eşe, Bey Beye, Zindancı başı Zindancı başına, Kervancı başı kervancı başına, zindan zindana, kervan kervana, Muhafız başı muhafız başına, hancı hancıya, han hana, konak konağa, ahali ahaliye benzer…

Bir kıssadır anlatılan. Her kıssadan bir hisse alına denmiştir. Bu hikâyede, anlatılanlarla bir benzerlik var ise, tamamen tesadüften ibarettir. Ne kimse gönül koya ne de alınganlık göstere…

Sürçü lisan eylediysek affola…

Bir daha ki sefere daha güzel bir hikâye anlatırız inşallah…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.