7 Nisan öncesi AK Parti'de kulisler yoğunlaşmış durumda.
Bu kulislerde dile getirilen iddiaların birçoğunun mevcut milletvekillerinin durumuyla ilgili olması da pek şaşırtıcı değil.
Sonuçta diğer aday adayları, parti çevrelerinde ve özellikle Genel Merkez'de daha çok tanınırlığı olan mevcut milletvekillerinin bu niteliklerini de göz önünde tutuyorlar.
Bu durumun ise kulislerde dile getirilen iddiaların daha çabuk yaygınlaşmasını sağlayan iletken bir ortamın oluşmasına elverdiği ortada.
Sözgelimi geçtiğimiz günlerde kulağımıza çalınan bir iddiaya göre Hüseyin Üzülmez Bey Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'la görüşmek üzere randevu talep etmiş, ancak bu talebi reddedilmişti.
Bu iddiayı duyduğumuzda doğrusu gülümsemiştik, çünkü iddiayı dile getirenler bunu Üzülmez'in vekil gösterilmeyeceği şeklinde de yorumluyorlardı.
Biz ise durup dururken böyle bir talebi hangi vekil istese Cumhurbaşkanlığı makamının reddedeceğinin ortada olduğu besbelliyken Üzülmez'in böyle bir talepte bulunacak siyasi basiretten yoksun olmadığına kaniydik.
Yine de, her ihtimale karşı, sayın vekili aradık, iddiayı sorduk.
"Böyle bir talepte bulunmadım" dedi Üzülmez ve ekledi: "Bütün dedikodu ve kulislerden uzak durmaya çalışmamıza rağmen hakkımızda sürekli bir şeyler üretiliyor. Bu niye yapılıyor bilmiyorum. El alemin ağzı torba değil ki büzelim."
Bu satırları da Üzülmez'den aldığım izinle söz konusu iddiayı yaymak üzere değil, yalanlamak üzere yazıyorum.
Ardında başka niyet aranmasın.
BARO, İSTİŞAREYE DAVET EDİLMEDİ
AK Parti'nin Pazartesi günü gerçekleştirdiği STK'lara yönelik temayül yoklamasının yankıları bir türlü dinmedi.
Kimi STK'ların siyasete bulaştırılmasının yanlış olduğunu iddia etti, kimi yoklamanın usul ve zamanındaki yanlışlara değindi.
Elbette AK Parti'deki dostlar da bütün STK'ların AK Parti yanlısı olmadığının farkında. Buna rağmen ÇYDD'den tutun da Cami Yardımlaşma Dernekleri'ne kadar 2 bin 600'ü geçkin STK temayüle davet edildi, temayülde oy kullananlar arasında CHP'liliği ve MHP'liliği ile bilinen isimler de vardı.
Sözgelimi biz eski dönemlerde MHP'den milletvekili adaylığı yapmış isimlerin bile temayül yoklamasına katıldığını gözlemledik.
Çağrılmayan tek STK'nın Konya Barosu oluşunu da ilginç bir not olarak kayda geçelim.
Dünkü yazımızda dile getirdiklerimize karşı yöneltilen eleştirilere bu vaka iyi bir cevap teşkil ediyor çünkü.
Sonuçta kim ne derse desin, AK Parti önemli bir hamle yapmış oldu STK'larla da istişare ederek.
Zamanlama hatası ise aday belirleme sürecinde çok etkili değil.
Bazıları AK Parti'de Davutoğlu'nun başkanlığında toplanacak komisyona sunulacak listelerin belirleyici olacağını düşünseler de, üst komisyona sunulan listelere girememiş isimler de pekala milletvekili aday listelerinde yer alabilir.
Aday belirleme konusunda yerel seçimlerde yaşananlar bazılarına demek ki hala ders olmamış!
Biz bütün söylentilere karşı şunu vurgulayarak bugünkü yazımızı tamamlayalım: Sonuçta bütün alt komisyon ve ara komisyonların Genel Başkan başkanlığındaki üst komisyona yardımcı olmak üzere çalıştıkları unutulmamalı.