İletişim teknolojisi o kadar hızlı gelişti ki; bu hıza ayak uydurmakta çok zorlandık. Tüm dünyada olduğu gibi, bizde de bunun sancıları yaşanıyor. Bu değişim, en başta da kültür dünyamızı derinden sarsmıştır.Bizim kuşak, bir çok değişimi ve “ilkleri” yaşayarak bu günlere geldi.Kocaman mahallede, telefonu olan bir aile ya olurdu, ya da olmazdı. Radyo da öyle. Elektrik büyük bir nimetti. Bizim eve bir yaz günü elektrik bağlanmıştı da, günler uzun olduğu için akşamı zor etmiştik. Bu ve benzeri şeyler şimdi anlatılınca hikaye gibi geliyor. Ama bunları biz birebir yaşadık. Bir de günümüze bakalım. Herkesin cebinde akıllı telefon. Dünyayı bir küçük kutunun içine yerleştirmişler. İstediğin her bilgiye anında ulaşabiliyorsun. Bu da yetmiyor. İstediğin zaman fotoğraf da çekebiliyorsun. Hem de istediğin kadar. Film derdin yok. Tab ettirme derdin yok. Oh ne âlâ. Mesela ben yazılarımda da telefonumu kullanıyorum. Yazıyı gazeteye ulaştırmak bir tık’la oluyor. Ne büyük rahatlık.Teknoloji bir sürü kolaylıklarının yanında, kötü kullanıldığı zaman pimi çekilmiş bombadan farksız oluyor. Dünyada yaşanan tüm olumsuzlukları da kucağınızda buluyorsunuz. Aklınıza gelebilecek her türlü ahlâkî çirkinliği de bir anlamda cebimizde taşıyoruz. Ne yapalım, eşeği süren yellenmesine de katlanacak. Dünyadaki tüm devletlerin, milletlerin dili, dini, gelenek ve görenekleri, yemekleri, modası her ne varsa iyi-kötü her şeyi bu teknoloji aracılığı ile yaşıyoruz. Sonra ne oluyor? Bizim insanımız da Avrupalı gibi yırtık kot giyiyor. Gencimiz, yaşlımız, kadınımız, erkeğimiz dövme çılgınlığı yaşıyor. Bizim ne inancımıza, ne geleneğimize uymayan; hatta inancımıza aykırı olan dövmenin bu kadar yaygınlaşması akıl alacak bir şey değil. Bu kadar hızlı yayılması sosyal medyanın defolu bir ürünü. Kişilik zafiyeti olan kişiler, kendi öz kültürüne yabancıdır. Bu ve benzeri çılgınlıklar Avrupa için garip değildir. Ama bizim toplumumuz için kabul edilebilir değildir. Avrupalı ve medeni olmak taklit değildir. 600 yıl 3 kıtada adaletle hüküm sürmüş bir millet bu olamaz.
Özümüze dönme zamanı gelmedi mi ?