Kültür yolu festivalleriyle Kültür rotaları ayağa kalkarken kültür ve sanat ulaşılabilir hale gelecek deniyor. Bu cümleler, bu anlatımlar tamda şehrimize göre…
Şehir böyle günlere…
Böyle anlara…
Böyle zamanlara…
Böyle yaklaşımlara hasret!
Kültürün yolu şehrimize de uğruyor, Şehrimizden de geçiyor. 16-23 Eylül tarihleri arasında Kültür yolu festivalinin bir ayağı da Konya’da olacak.
Dilimizden düşmeyenler ne mi?
Kültürel cazibe!
Marka şehir!
Festivaller şehri olarak anılmak ve tanınmak!
Kültürün yolu beraberinde neler getirmiyor ki!
Konya bir anda kültür bombardımanına uğradı!
Aslında fena da olmadı!
Kültür bombası yağdıranların ellerine sağlık!
Değilse şehrin kendine geleceği falan yoktu!
Mevlânâ Anma etkinliğiyle koca bir sene geçiren bir kültür alışkanlığına sahibiz.
Bütün bir sene 17 Aralık gününe hazırlanılan bir kültür yaklaşımı, yanına birkaç gün daha eklenip bugünlere kadar geldik. Etkinlik toplamı bir ay bile değil!
Bu durağanlıktan kurtulmaya çalışan Konya için bu sendromu atlatmak kolay olmayacaktı.
Bir kültür bombardımanına ihtiyaç vardı.
Kültürün yolu geçte olsa uğradı şehrimize…
Diyoruz ki; Bundan böyle hiçbir şey eskisi gibi olmayacak! Kültür bu bombardımandan sonra ayağa da kalkar, koşar da, nerede ne var diye, her tarafı ayağa da kaldırır, yanına tarihi de turizmi de alır, ver elini der düşer kültürün yoluna…
*****
Yola düşmek kolay değil, Kaç kere yola düştük, hep yolda kaldık, yarı yolda bırakıldık, yolu küstürdük, gücendirdik.
İşte onun içindir ki, başka şehirlerin kültürleri yola düşer amma, ben bizim kültüründen az biraz şüpheliyim, düşerim der düşmez, giderim der gitmez diyenlerde az değil.
Kara gün kararıp kalacak değil!
Kültür yolu bir şekilde bu şehre uğrayacaktı, geç geldi, geç uğradı amma, kültürle ilgileniyorum diyenler, mecburen uyanacaklar uykulardan…
Çünkü, kültüre ait ne kadar argüman varsa, her taraftan patlak verecek bundan sonra…
Üstelik bu patlak vermeler, kolay üzeri kapatılacak, örtülecek gibi değil!
Hatta imkansız!
Kültür yolu geçerken üstünkörü geçip gitmez.
Kültürün ara sokaklarına, çıkmaz sokaklarına, aralara duvar örülen yerlere de bakar geçer!
Sessiz sedasız gelmez, şamatalı gelir, gürültülü gelir!
Bu geliş paravanalarla falanda kapanmaz!
Ne demişler?
Dron icat oldu, mazeretin kaçacağı yer kalmadı!
Dron ne mi?
Biz dron diyelim, siz ondan kaçacak göçecek yer olmayan kültürel konjonktür diye okuyun!
*****
Kültürün yolu geldiğinde, ateş almaya gelir gibi gelmeyecek elbette! Soluklanacakta, kalacakta, ne yaptınız bugüne kadar diye soracakta! Ya da bulacak birilerini, soracak sorduracak, bu arkadaşlar ne yaptılar bugüne kadar diye! Hem öyle ki, kimsenin ruhu da duymayacak!
Kültürün yolu bir şehirden geçmeye görsün!
Bir de bakmışsınız kültür konuşuyorsunuz!
Bunu nasıl mı anlayacağız?
Bugüne kadar taşın altına ellerini koymayanlar, nerde o taş, işte elim demeye başladılarsa, bilin ki kültürün yolu o şehirden geçiyor demektir!
Bugüne kadar taşın altına bastırıla-bastırıla sesi soluğu kesilen kültür, çok şükür serbestim, özgürüm artık demeye başladı mı, bilin ki, o şehre kültürün yolu uğramıştır!
Uzunca bir süredir;
Otur yerine!
Sesini çıkardığını duymayacağım!
Daha senin zamanın gelmedi!
Ben ne dediysem onu diyeceksin!
Denen kültür, bırak beni haykırayım demeye başlamışsa, kültürün yolu geçse de, geçmese de güzel şeyler oluyor demektir!
*****
Kültürün yolu şehrimizden geçerken, o tarihlerde mistik müzik günlerimiz var!
Hemen ardından 30 Eylül Şerbet-i Veladet!
Mesela ne yapacağız o gün?
Bilmiyoruz! Güme gitmez, aralara kaynayıp gitmez inşallah Şerbet-i Veladet!
Kültür yolu hazır yolunu ve yüzünü bize döndürmüşken…
Festivaller, etkinlikler, şenlikler şehri olacağız demek kolay!
Kültürümüz zoraki de olsa elit takılmak zorunda değil! Elit takılırsa, mistik müzik der, eser geçer!
Kültürün yolu elit takılmaya meftun olanların yolu olmamalı…
Çünkü öyle bir eğilim, öyle bir hava, öyle bir çaba var!
Konya, mistik bir şehir! Bizim hatamız, bizim yanlışımız şehri bir bütün olarak ele alamamaktan kaynaklanıyor! Sanılıyor ki, Konya’nın manevi atmosferi üç-beş günlük! Mistik Müzik festivalinde olduğu gibi festivale ayrılan gün kadar bir şey!
Bazı ifadeler, bazı yaklaşımlar, bazı cümleler her şehir için geçerli olmasa gerek!
Kültür yolu yeni icat edilen, yeni bulunan, yeni keşfedilen bir yol değil!
Konya’dan geçen kültür yolu, şehrimize dokunuşlar yaparken, biz şehir olarak, hazır şehrimizden kültürün yolu geçiyorken, şehrimizi de yol eylemişken, kültürümüze ne gibi dokunuşlar yapacağız?
Hani tam sırası ya!
*****
Kültür yolu geçiyorken, yine kültüre bakanlarımızın işleri başlarından aşkın! Başlarını kaşıyacak zamanları yok!
Her zamanki gibi üzerlerine, hele şu program bir bitsin havaları sinmiş!
Bitmez o havalar!
Bitmez o işler!
Bitmez o havaların alışılagelmiş halleri!
Hani hazır eliniz değmişken, kültür yolu, kapımızın önünden, şehrin tam ortasından geçecekken, kendi kültürümüze de şöyle bir dokunsak!
O gelecek, bu gelecek diye, kendimizi unutmasak! Dağıtmasak! Dağılmasak!
Çünkü kendimizi bir unutuyoruz, bir dağıtıyoruz, sonra bir bakıyoruz üzerinden bir sene geçmiş!
Sonra yine aynı terane…Şehrin kültürüne sıra gelmiyor!
Kültür güzel şeydir amma…
Kendi kültürünüze sıra gelinceye kadar her daim Üsküdar’da sabah oluyorsa! Ve bir o kadar çok sabah olmuşsa ve gelip geçmişse ne mi olur? Kültür canından bezer! Bizim yaşadığımız ve anlatmak istediğimiz de yıllardan beri bu işte!