İsveç’in başkenti Stockholm’de Türkiye Büyükelçiliği’nin yakınlarında alçakça bir eylem yapıldı ve kutsal kitabımız, hayat rehberimiz, adeta kullanma kılavuzumuz olan Kur’an-ı Kerim yakıldı.
Sadece Müslümanlar için değil tüm insanlık için gönderilmiş olan bu kitabı ateşe vermek hadsizliğini gösterebilen kişi ya da kişiler ile bu hadsizliğe göz yumup, bu eylemi gerçekleştirenlere müdahale etmeyenler, ancak ve ancak Kur’an-ı Kerim’in ne olduğunu bilmeyenlerdir. Kur’an-ı Kerim’i okumayan, içinde ne yazdığını anlamayan insanların bu tür hadsizliklerini de çok görmemek gerekir.
Bu ilk değildi, son da olmayacak…
Kimse sözlerimi yanlış anlamasın…
Zaman zaman dinimize, dini değerlerimize, Efendimiz’e ve kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’e kendini bilmezler, insanlıktan nasibini almamışlar ve İslam düşmanlığında had, hudut, sınır tanımayanlar tarafından yapılan bu adi eylemler bize bir şeyleri de hatırlatmıyor değil…
Bunlar yapılmalı demiyorum, yapılsın hiç demiyorum.
Ama Kur’an-ı Kerim’i yakıyorlar, Kur’an’a sarılıyoruz.
Peygamber Efendimiz’e saldırıyorlar, Efendimiz’i anıyor, O’na hürmet ediyoruz.
Dini değerlerimizle alay etme hadsizliğini gösteriyorlar, Müslüman olduğumuzu hatırlıyoruz.
Kısacası onlar saldırdıkça, biz sarılıyoruz.
Rabbim sanki, zaman zaman dini değerlerimize sahip çıkmamız, sarılmamız, kutsal kitabımızı açıp okumamız, okuduklarımızı anlamamız, anladıklarımızı hayatımıza tatbik etmemiz için bazı olaylarla bizi uyarıyor, bu olayları bize vesile kılıyor.
Bunun örneklerinden bir tanesi de Stockholm’deki hadsizlikti bana göre.
Olay vuku bulduktan sonra çeşitli derneklerden, vakıflardan, sosyal medya gruplarından gelen mesajların haddi hesabı yok.
Herkes birbirine Kur’an’a sarılmak gerektiğini, böyle anlarda verilebilecek en büyük tepkinin bu olduğunu söylüyor.
Herkes birbirine Kur’an’ı hatırlatıyor. Kur’an’a yönelik saldırının en güzel cevabının Kur’an olduğu ifade ediliyor. Şükür ki, bu basireti gösterebilecek, insanlara Kur’an’ı hatırlatacak, Kur’an’a yönlendirecek vakıf, dernek, kurum, kuruluş ve kişiler var hayatımızda. Allah onları da eksik etmesin…
Bu vesileyle inananlar için manevi hazzı yüksek bir mevsime giriyoruz. Mübarek Üç Aylar bugün itibariyle başlıyor. Bu ayları da fırsat bilip Kur’an’a bir kez daha sarılalım. Okuyalım, anlayalım, anlamlandıralım, hayatımızda uygulayalım.
Kur’an-ı Kerim’e, İslam’a, Peygamber Efendimiz’e, dinimize, kutsalımıza, mabedimize kimin namahrem eli değmişse, değecekse, kimin kirli dili uzandıysa, uzanacaksa, hangi kirli eylem gerçekleştirildiyse ve gerçekleştirilecekse ve bunda kimin dahili varsa Kur’an çarpsın… Kur’an, hükümleriyle çarpsın. Kur’an adaletiyle çarpsın.
Amin…