Kurban Bayramına bir aydan daha az bir süre kaldı. Müslüman kardeşlerimizin kurbanlık hayvan temin etme telaşı içinde olduğunu görüyorum.
Kurban kesmenin hükmüyle ilgili mezheplerimize göre bazı farklılıklar olup o hususa ayrıntılı girmeyeceğim.
İster vacip ister sünnet olsun kurban kesmek çok çok önemli bir ibadet olup yerine getirilmediği takdirde mükellef açısından ibadet yerine gelmemiş sonucunu doğuracaktır.
Bütün ibadetlerde olduğu gibi kurban ibadetinin de şartları vardır. Bir Müslümanın kurban ibadetini yerine getirebilmesi için şartlarına riayet etmesi gerekli değil, ZORUNLUDUR.
Et için kurban kesilmez; çünkü, kurban kesmenin karşılığında bir et olsa da kurban et değil, ibadettir.
Onun için kurban kesme ile ilgili dikkat etmemiz şart olan hususlar vardır. Bu hususlar ile ilgili kısaca hatırlatmalar yapacağım ki, Müslüman kardeşlerimizin ibadetlerinin yerine gelmesi için az da olsa Allah(c.c.) rızası için katkımız olsun.
-Geçen yıl kurbanı nerede, kimlerle kestik?
Ne fark eder ki, esas olan niyetimiz diyebilirsiniz ve denildiğine bizzat şahit oldum.
Niyetimizle önemli olmakla birlikte nerede, kimlerle kestiğimizi bilmekte en az niyet kadar önemlidir.
Kişi üzerine düşeni yerine getirdikten sonra Allah(c.c.) katında sorumluluktan kurtulur, ibadeti yerine gelmiş olur.
Şehir nüfuslarının artmasından kaynaklı kesim alanlarında kurban kesimi zorunlu hale gelmiştir.
Şehirlerde kesilen kurbanların kahir ekseriyeti kurban kesim merkezlerinde hisseye katılarak gerçekleşmektedir.
Bu durumun hijyen, güvenlik gibi bir takım olumlu tarafları olsa da ibadetin yerine gelmesi açısından sakıncaları da bulunmaktadır. İşte bu sakıncalara karşı dikkatli olmak zorundayız.
Nelere dikkat etmeliyiz:
1-Kesinlikle ortaklarımızı bilmeliyiz:
Mutlaka kurban ortaklarımız Müslüman olmalıdır. Müslüman olmayan birinin bir kurbana ortak olması diğer ortakların kurbanının fesadına yol açar ve kurban ibadeti yerine gelmez.
Ayrıca, sırf eti için ortak olan varsa bu diğer ortaklar tarafından biliniyorsa hatta böyle bir şüphe varsa bile diğer ortakların kurbanının sahih olmasına engeldir.
Denilebilir ki, Müslüman olmayan niye kurban kessin, kaldı ki ülkemiz insanının yüzde 99’u kendini Müslüman tanımlıyor.
Hepimiz biliyoruz ki, tanımlamayla Müslüman olunmuyor. Toplumumuz büyük bir iman bunalımı yaşamaktadır.
Kaldı ki, kurban kesmenin kültürel bir tarafı da var. Kişi kurban ibadetine çok inanmasa da çevresinin psikolojik baskısıyla ortaklı kurbana katılmaktadır.
Mesela, kendisi inanmıyor hatta karşı: ancak, ailesi ve akrabalarıyla birlikte ayıp olmasın diye kesenler bile oluyor.
Hani zararı da yok, en azından hiçbir sevap kazanımı olmasa da et sahibi olunuyor.
2-Kurban kesimi yaptırdığımız kişi ve kuruluşlara olan güvenimiz tam olmalıdır:
Arz ve talepten kaynaklı kurban kesim yerleri de artmıştır. Bu artış her türlü hileyi de beraberinde getirmiştir.
Kurban kesimi yapan bir yere hisseye giriyoruz. Hayvanımızı görüyor; görünce hayvanın dişi atmış mı, kör mü, şaşı mı, yaşı kaç biliyor muyuz?
Şehirde kurban kesenlerin yüzde 90’nı bilmez. Tek seçeneğimiz güvenmek. Açık söyleyeyim ben günümüz insanına güvenmiyorum.
Para kazanmak için insanların her şeyi yapabileceği bir devirde yaşıyoruz. Öyle olunca yapılacak tek şey kurbanımıza sahip çıkmak.
Kurban işinin hafife alınacak bir tarafı yok! Kurban et değil, ibadettir.
Et olsaydı kasaplar et dolu, kurban kesmeye hiç gerek olmadan kurbanlık hayvana verdiğimiz parayla et sahibi olabiliriz.
-Ne yapmalıyız?
Yapacağımız iş çok kolay. Kurban kesimi yapan çok güvendiğimiz, tanıdığımız biri varsa orada hissedarları tanıyarak kurban ortağı olabiliriz.
Yoksa en güvenilir yerler İslami kuruluşlardır.
Bunlar asla ve asla kurban olma vasfını taşımayan hayvanları kurban olarak kesmezler!
Bu kuruluşların modern, hijyenik, ticari olmayan hizmet amaçlı kesimhanelerinde kurban kesimi yasaklanmış olup bu durum Müslümanlar açısından çok sakıncalıdır.
Belediyeler Müslümanların kurbanlarını sağlıklı bir ortamda kesmeleri için pazar yerleri gibi yerleri kurban alanı olarak tahsis etse de buraların yeterli ve şartlara uygun olmadığını düşünüyorum.
Belediye veya valilik ticari kesimhane ruhsatı olmayan; ancak, kesimhane vasfını taşıyan yerleri tespit ederek Kurban Bayramı’nın ilk üç günü geçici izin verip vatandaşın sağlıklı ortamda kurbanını kesmesine ortam hazırlamalıdırlar.
Yapmıyorlarsa ilgililer Allah(c.c.) katında sorumludurlar.