Bayramın ilk günü ve babalar günü aynı gün. Haziran ayının üçüncü haftasının pazar gününe denk gelen 16 Haziran, Kurban Bayramının ilk gününe denk geliyor.
Var mı bir cevabı olan?
Var mı bir düşüncesi olan?
Var mı söyleyecek bir sözü olan…
Bayram ve dokuz günde tatil var üstüne üstlük.
Uzunca bir süre önce, Bayramı tatile dönüştüren anlayışları süratle hayata geçirdik geçirmesine de.
O bayramlar eskidendi…
O tatillerde…
Bayramı sahillerde geçirmenin faturası çok yüksek…
Şimdi ne mi oldu?
Döndük eskiye…
Geldik kendimize…
Tatilden aramalar, şuradayız buradayız hava atmaları bir hayli azalacak bu bayram.
Gidemeyenler muhtemelen ne diyecekler?
Anam babam çok yaşlı bırakıp da gidemedim!
Bu bayramda da onların ve akrabaların gönlünü alalım dedik. Oldukça iyi bir karar vermişiz. Herkes çok sevindi…
Ama baba hani sahile gidiyorduk ya, diyenleri de duymazdan gelirseniz, bu bayram kaldınız gittiniz demektir.
*****
Masraf yarıdan aşağıya indi mi?
İndi, hem de bayağı bir indi…
Kurban kesilir mi?
İmkânı olan için neden olmasın.
Bir yıl öncesinden tatil yeri ayarlayanlar, plan program yapanların hesapları suya düştü mü?
Olur böyle bazen…
Hem büyükleriniz sizleri çok özlemişti çocuklar, gelinler, yengeler…
Bayram yerinde, mahallinde, şehrinde, ilçesinde, kasabasında köyünde, mahallesinde, sokağında kutlanıyorsa güzeldir.
Nerde o eski bayramlar diyenlerimiz var ya. İlk kaçan, ilk kendini sahile atanlar hep onlardı.
Bu yıl evdeki hesap çarşıya uymadı.
Biz bize yakışanı bu bayram yapacağız amma, keşke şartlar bizi bu hale getirmeden aklımız başımıza gelseydi.
Döndük özümüze, döndük kendimize, döndük Halil İbrahim sofrası misali kurulan sofralarımıza. İnanın bazılarımız bu bayram oh be diyecekler, dünya varmış…
*****
Bu Kurban Bayramı enteresan bir gün çakışmasına sahne olacak.
Ancak söz verenlerimize, söz söyleyenlerimize, hele bir o günler gelsin diyenlerimize bugün çakışması sanıyoruz hatırlatılmadı.
Bu çakışma unutulacak gibi değil…Özellikle babalarımız için…En fazla üzülecek olanlar onlar. Reklam filmlerindeki anlatımlar teselli edemeyecek ne babaları ne çocukları.
Hele o incir çekirdeğini doldurmayan, kendini dahi kurtarmaktan aciz kalan kelimeler ve cümleler.
Bayramın ve babalar günün kutlu olsun baba…Baba kurban alamamış, kurban kesememiş. Çocuklarına param yeter, yetmez diyememiş.
Şimdi bir daha soralım;
Babalarımızı yalnız bırakmadık mı bu hayat pahalılığında?
Babalarımız enflasyona, yanına yaklaşılamayan kurban fiyatlarına kurban gitti.
Her birinden yükselen ah sesleri arşa yükseldi ve yükselmeye devam ediyor.
Babalarımızı üzmeyeceğiz demek yetmiyor. Sözün bittiği yerlerden birisi de işte burası…
Çakışma yaşayan iki gün…Biri bayram, diğeri Babalar Günü…Bu çakışma, babaların çaresizlikten ve imkansızlıktan yere çakılmasıdır.
*****
Bayram kurban olunca, insanımız kurban alamayınca, kurban kesemeyince, bir maaşı kurbana yetmeyince, kurban ikramiyesi denen para, kurbanın bir budu dahi etmeyince ne diyor insanlar?
Bayram gelmiş neyime / Anam anam garibem/ Kan damlar yüreğime…
Yürekler bu bayram daha bir hüzünlü. Daha bir mahzun…Daha bir yorgun. Gözler ister istemez doluyor.
Bu devirde en zor şeylerden biri nedir bilir misiniz?
Baba olmak!
Üstelik Kurban Bayramı ile babalar günü çakışmışken…
Babalar günü 16 Haziran bu yıl.
Ya Bayram?
İlk günü 16 Haziran…Çakıştı dememiz o yüzden…Babalar günü ve Kurban Bayramı…
Kurban kesemeyen, kurban kesmesi istese dahi mümkün olmayan, aldığı maaş bir kurban etmeyen, bir kurbana yetmeyen bir baba…
Küçük kızının, küçük oğlunun, çocuklarının Kurban kesmeyecek miyiz baba?
Sorusuna ne cevap versin?
*****
Babalar günü ve Kurban Bayramının çakışması, adeta kaderin bir cilvesi gibi…
Büyüklerimize, bu çakışmayı görmenizi isterdik, babaları çocukları karşısında çaresiz bırakmamanızı dilerdik demeyecek miyiz?
Bayram sevinç günü…Babalar günü, çocuklarımızın babalarına sevgilerini gösterdikleri, onu ne kadar çok sevdiklerini gözler önüne serdikleri bir gün.
Kurban Bayramı’yla aynı güne gelmesi, çakışması, tesadüf mü? Tevafuk mu? Yoksa görmesi gerekenlere, fark etmesi gerekenlere sevindirin şu insanları daha başka nasıl bir araya gelsin bu iki gün demiyor mu?
Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az. Nihayetinde bir kurban kesecekti babalar.
Sevinçten havalara uçacaktı çocuklar. Hem bayram yapacaklardı hem de babalarına sarılacaklardı. Bu incelik görülmedi. Bu incelik ıskalandı. Bu incelik yok sayıldı.
Ne o babalar ne o çocuklar unutmayacaklar bu Kurban Bayramı’nı…
Hele bazı gazetelerimizin müjdeyi alan, ATM’lere koştu diye başlık attığı, bayram ikramiyesini…
Sanki, üç bin lira, hem kurban aldı, hem de yanına şeker, lokum her neyse bir şeyler…
Müjdenin ne anlama geldiğini bu yazan-çizenler bilmiyorlar mı?
*****
Etin kilosu, şeker-çikolatanın kilosu uçmuş…
Sanki bu insanlar bu ülkede yaşamıyorlar. Sanki bu insanlar kurban kesmeyecekler…Sanki bayram yapmayacaklar. Sanki içlerinde baba olan yok…Sanki onların çocukları yok…
Kurban Bayramı adı üstünde. Babalar günü de öyle…Bu bayram babaların en zor bayramı inanın…
Babalar gününüz ve Kurban Bayramınız kutlu olsun efendim…