Türkiye’nin öncülüğünü yaptığı bu öneriyle Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Organizasyonu (FAO) 2016 yılının “Uluslararası Bakliyat Yılı” ilan edilmesini kabul etti.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı başta olmak üzere konuyla ilgili pek çok kurum ve kuruluşta 2016 yılının “Uluslararası Bakliyat Yılı” ilan edilmesiyle ilgili yoğun çalışmalar yürütülmeye başladı. Umarım Konya’da da bir gün baklagilleri kutlarız.
Olağanüstü bir durum gerçekleşmediği takdirde, 38. FAO Konferansı’nda, 2016 Uluslararası Bakliyat Yılı olarak onaylanacak.
Baklagiller üretiminde Türkiye’nin dünyada önemli bir yeri var. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı verilerine göre üretimin yüzde 2,5’ini Türkiye sağlıyor. 2014 rakamlarına göre, Türkiye dünya mercimek üretiminde 3'üncü, nohut üretiminde 4'üncü, kuru fasulye üretiminde 23'üncü sırada. Toplam 806 bin hektar alanda kuru baklagiller üretimi yapılıyor. Son 6 yılda toplam kuru baklagiller üretimimiz yüzde 20 artmış.1 milyon 30 bin ton civarında baklagiller üretimimiz var. Hedef, bu rakamı daha yukarılara taşımak”
Biliyoruz ki baklagiller insan sağlığı için çok önemli, bakliyat ürünlerinin diyabetin önlenmesinde son derece etkili olduğunu uzmanlar belirtiyor. Buna göre:
Baklagiller bitkisel besin oldukları için içeriğinde doğal ve insan sağlığına yararlı bir çok vitamin ve mineral bulundurmaktadır. Baklagillerin içeriğinde protein, lif, nişasta, A vitamini, B vitamini, C vitamini, E vitamini ve K vitamini açısından iyi ve yüksek kaynaklıdır. Ayrıca kalsiyum, bakır, demir, magnezyum, manganez, fosfor, potasyum, selenyum, sodyum ve çinko açısından da zengin olan bu besinler insan sağlığı üzerinde olumlu sonuçlar vermektedir.
Baklagilleri tüketenlerde kalp hastalıkları riskini önemli ölçülerde azaltır, LDL yani kötü kolesterolü düşürür, kan şekeri düzeylerini kontrol eder, kolon kanseri riskini azaltır, anemi önler ve vücudun ihtiyacı olan demir ve kalsiyum ihtiyaçlarını büyük ölçüde karşılar.
Tüm baklagiller insan vücudunun ihtiyacı olan günlük protein miktarını sağlayan et ve süt ürünlerine sağlıklı bir alternatiftir. Ancak sindirimin kolay olması için iyi pişirilmesi gerekmektedir.
Sadece insan ve hayvan beslenmesindeki değeri için değil, baklagillerin aynı zamanda toprağın beslenmesi içinde münavebe bitkisi olarak da çok önemli bir ürün. Köklerinde havanın azotunu biriktirme özellikleri vardır. Bu nedenle toprağı zenginleştirirler.
Lise yıllarında İstanbul Kabataş Erkek lisesinden benim gibi yatılı öğrenci olarak yolu geçenler çok iyi bilirler, yemeklerde sık sık kuru fasulye çıkardı ve biz hep ağızdan “Bir fasulye tanesi, hoş bir müzik namesi , ………, o da nesi? o da nesi? Kuru fasulyenin sesi!” diye şarkı söyleyip tabaklara çatal ve kaşıkla vurup protesto ettiğimiz mübarek kuru fasulyeden özür diliyorum. Kalın sağlıcakla.
ÇEVRECİ SÖZÜ: Dünya ikiye bölünmüştür: Gözü açlar ve karnı açlar. Karnı aç olanı doyurabiliriz ama gözü açı asla.