Bugün 30 Ağustos…
Zafer Bayramı…
Türk Milletinin Gazi Mustafa Kemal Paşa ile 102 yıl önce kazandığı son zafer.
Türkiye Cumhuriyeti’ne giden yolu açan zafer.
İzmir’e ulaşmanın, İstanbul’u, Bursa’yı, Manisa’yı, Afyon’u, Kütahya’yı, Uşak’ı kurtarmanın müjdesi.
*****
Bugün, bu güzel bayram günü, bu kutlu 30 Ağustos, hür olmaya, bağımsız olmaya, devlet olmaya vesile olan gün.
O kutlu günün adı…
30 Ağustos olmasaydı, böyle bir bayram olmasaydı, nasıl kutlayacaktık dini bayramları?
Nasıl duyacaktık ezan seslerini?
Bugün milli bayramların dini bayramlara teminat olduğu gün…
Esaret altındaysanız, Cuma namazı kılamazsınız! Değil Cuma namazı kılmak, camiye gidemezsiniz.
Rus lider Stalin’in namaz kılanlara yapmış olduğu işkenceyi, zulmü, mezalimi dünya unutmuş görünüyor.
Çin’in Doğu Türkistan’da camiye giden, Kur’an okuyan, namaz kılan Doğu Türkistanlı soydaşlarımızı nasıl katlettiğini, nasıl zindanlarda çürüttüğünü de görmezden geliyor dünya…
Orta Doğu coğrafyası kan gölü, İsrail’in Filistinlilere reva gördüğü katliamı da zulmü de seyrediyor dünya…
*****
Esaret, insanlığın yüz karası…
Medeniyeti öne sürenlerin medeniyetsizliği…
Adalet diyenlerin adaletsizliği…
Herkese yetecek bir dünyayı, cehenneme çeviren taş kalplerin iflası…
30 Ağustos bunun için önemli, bunun için değerli…
Afrika yangın yeri, yangın ara ara körükleniyor. Asya vahşetin, işkencenin, zulmün tam odağında, Amerika’da ne Kızılderililer kaldı ne Mayalar ne Aztekler, Avustralya anlatılmaz matemler yaşadı, sessiz sedasız.
Hür olmayanların, esaret altında yaşayanların milli ve dini bayramları olabilir mi? Irak’ta, Suriye’de bayram günleri az mı cami bombalandı? Binlerce insan hayatını kaybetti, bayram namazında, bir bayram sabahında…
*****
Büyüklerimiz birlik ve beraberlikten dem vuruyorlar. Bu güzel duygular ve hasletler coşkusuz olmaz. Heyecansız olmaz. Hele ki hele milli heyecanlar olmadı mı kesinlikle olmaz.
Türkiye ayağa kalkacaksa, bir ve beraber olacaksa, bu hiç de zor değil…
Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın, “Milli heyecanı ayakta tutma” hareketine geri dönmek yeterli…
Bu ülke İstiklal savaşından bu yana ya hep ya hiç dedi.
Öyle kendi kendine, o orada, bu burada, şu şurada birlik ve beraberlik olunmadığını olunamayacağını herkes anlamış olmalı…
Olursa hep beraber…Başka türlüsü, başka çeşidi yok çünkü…
*****
Yanlış hesap Bağdat’tan döner derledi ya…Dönemedi, takıldı kaldı bir yerlerde…
Ya da önüne setler, engeller kondu, bekle falan mı dendi bilen yok…
Bir olmanın, kardeş olmanın, el ele vermenin, omuz omuza yürümenin yolu milli heyecanlardan geçiyor.
O heyecan Milli bayramlar ve mahalli kurtuluş günlerini yeniden ihya etmekten ve yeniden ayağa kaldırmaktan geçiyor. O coşkulara geri dönmeden olmuyor.
İşte onun içindir ki gerek Milli bayramlar, gerekse de mahalli kurtuluş günlerine geri dönülmeli ve eskisinden çok daha görkemli bir şekilde ihya edilmelidir diye düşünüyorum.
*****
Milli Bayram; tüylerin diken-diken olmasıdır…Gözlerin dolması, gözlerin gözyaşlarına hâkim olamamasıdır…O heyecanı, o coşkuyu, o havayı, o atmosferi özlemektir. Bayram gününü iple çekmektir…
Milli Bayram; Elinizde ay yıldızlı bayraklarla, en gür sesinizle İstiklal Marşımızı göğsünüzü gere gere okumaktır…
Milli Bayram; NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE diye haykırmaktır…
Milli Bayram; bir olmanın, birlik olmanın, kardeş olmanın bir nişanesi olan en müstesna gündür…
Adı 30 Ağustos’tur. Adı 23 Nisan’dır, adı 19 Mayıs’tır.
Ve adı 29 Ekim’dir. Cumhuriyetimin, Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük Milli Bayramıdır.
*****
Birlik ve beraberlik denen duygu, Mili bayramlarla iç içe, yan yana, kol kola…
Daha konuşurken, anlatırken insanı heyecanlandıran o muhteşem duyguların ta kendisi…
Birlik ve beraberliğin ilk adımı…
Birlik ve beraberlik, şöyle olur, şurada olur, burada olur demekle gerçekleşecek bir şey değil…
Toplanıp-toplanıp dağılmak hiç değil…
Birlik ve beraberliğin içinde öyle bir ruh olacak ki, öyle bir coşku, öyle bir heyecan olacak ki, nasıl bir araya geldiğinizi, nasıl yan yana yürüdüğünüzü, nasıl neleri nerelerde kaybettiğinizi ve unuttuğunuzu hatırlayacaksınız…
Özünüze ve kendinizi geri döneceksiniz.
Çünkü birlik ve beraberlik öze dönüşün ta kendisidir.
Bu öze dönüşün içinde…Türkiye olacak, Gazi Mustafa Kemal Paşa olacak, Milli Bayram atmosferi olacak. O atmosfer herkesi saracak, sarmalayacak…
Milli hisler kabaracak-taşacak…Meydanlara sığmayacak bu kabaran dalgalar. Memleketin en ücra köşesine bucağına kadar ulaşacak…
*****
İstiklal mücadelesi vermeye ant içmiş insanların coşkusu ve heyecanıdır bir olmak, birlik olmak…
Bundan başka bir olma, birlik olma yolu, ihtimali yok bu coğrafyada…
Ya bir olunur ya olunmaz…
Bir olanların yolu, o ant içenlerin, Gazi Mustafa Kemal Paşaya söz verenlerin yoludur.
O yol, zafer yoludur.
Aynen o yoldan yürüyenlerin bugün kutladığı 30 Ağustos Zafer Bayramı gibi…
Kutlu olsun…