Alemin doğrusu ben değilim ama gerçekten birçok insanın da mayası bozulmuş. Baştan belirteyim; beni bilen bilir, bilmeyen de kendisi gibi bilir. Bunu niye mi söyledim. Geçtiğimiz hafta kaleme aldığım köşeyi destekleyen kadar desteklemeyen de oldu. Elbette aynı fikirde olmak zorunda değiliz. Ama aynı havayı teneffüs ediyorsak birbirimize saygı duymak zorundayız. Renkler ve zevkler nasıl farklı olabiliyorsa bazı doğrular da insandan insana görecelik gösterebilir. Herkes aynı şeyi düşünüyorsa, hiç kimse fazla bir şey düşünmüyor demektir. Bunu Walter Lippmann tarihe not olarak düşmüş. Bu mecrada yazıyorsak takdir kadar eleştirileri de makul ölçüde kabullenmelisiniz. Ki şahsım adına bunu da yapıyorum. Fakat herkese açık bir platformda küfretmek de ne oluyor. Yaşını başını almış, dünü ile bugünü arasında zerre kadar fark olmayan, ot gelmiş saman giden bazı akıl yoksunları olduğu sürece daha çok Konyalı olarak eziliriz.
Sen buruda yıllardır Konyaspor bu ülkenin bir marka değeri olsun diye üzerine düşeni yapmaya çalışırsın, adam da seni rant peşindesin diye karalamaya çalışır. İşin garip tarafı seninle alakalı isminden başka bilgiye sahip değildir ve içimizden biri olması da üzücü olan tarafıdır. Benim bu mecrada parayla pulla, rantla kürekle işim olmadı ki zaten on dakika araştırsan bunu çok rahat anlarsın. Asıl sen ve senin gibiler, ben ve benim gibiler üzerinden prim yapmayı bırakın da Konyaspor'un önü açılsın. Bunları şahsım adına çok taktığım için değil; gelinim sana söylüyorum, kızım sen anla diye yazıyorum.
Neyse oldukça uzattım, bana ayrılan yer daralıyor diye hemen birkaç kelâm da Beşiktaş maçı ile alakalı konuşup noktayı koymak istiyorum. Ligin başında oldukça zorlu bir süreç bizi bekliyor demiştim ki nitekim de şu ana kadar öyle de oldu. İşin tuhaf tarafı da bu zorluk sadece bizim için değil, tüm takımları abluka altına aldı. Liderlik yarışında üst sıralarda kıran kırana bir mücadele varken altta, düşme potasında da adeta savaş var. Ligden düşer gözüyle baktığınız takım hiç olmadık takıma meydan okurken şampiyon olur dediğiniz takım da tel tel dökülebiliyor. Böylesine bir mücadelenin içerisinde Konyaspor'da varlık yarışını sürdürüyor. Deplasmanda süt dökmüş kediye dönen yeşil beyazlılar içerde adeta kaplan kesiliyor.
Ara transfer sonrası takıma katılan oyuncuların ardından böyle bir takım hüviyetine büründük. Önce Başakşehir'i elimizden kaçırdık, şimdi de Beşiktaş maçı pisipisine gitti. Gitti diyorum, çünkü bunda hakem Alper Ulusoy'un da çok etkisi var. Yerden yere vursam yeridir lakin düzen böyle gelmiş böyle gidiyor. Ama bardağın dolu tarafından bakacak olursak çok şükür ki iki maçtan da puan almayı başardık. Maçtan önce bir puana razı olur musunuz diye sorsalardı konumumuz itibariyle hiç düşünmeden kabul ederdim. Bizim şu dakikadan itibaren iyisiyle kötüsüyle geçmişi unutup önümüze bakmamız lazım.
Önümüze bakalım ki bazı maçların altı puan değeri taşıdığı; Akhisar, Yeni Malatya, Osmanlıspor, Bursaspor, Kasımpaşa, Antalyaspor, Karabükspor gibi bizim dengimiz takımlardan puanlar alalım. Kalan 12 haftada özellikle bizi ligde bırakacak bu haftaki Akhisar, ardından Yeni Malatya, Osmanlıspor, Antalyaspor, Bursa ve Kasımpaşa maçları çok önem arz ediyor. Karabük maçının da küçümsenmemesi gerekir. Ligde kalırız kalmasına da o iki kupadan sonra Avrupa'dan kıl payı, kupadan ise hiç yoktan elenip şu anki tek derdimizin ligde kalma mücadelesi olduğunu düşününce zoruma gidiyor. Mevla’m neyler, neylerse güzel eyler hiç şüphesiz..