Laga luga; laf olsun diye söylenmiş, bir değeri olmayan, saçma-sapan laf anlamında. O kadar çok laga luga ile karşı karşıyayız ki, her biri gerçekmiş gibi, doğruymuş gibi dikildi karşımıza.
Şaka-maka gerçek oldular, hatta bir hayli ciddileştiler!
İnsanımız, “Laga luga dedik, nereye varacağını bilemedik!” demekten kendini alamadı.
Ağustos ayı enflasyonu açıklandı. Millet küçük dilini yuttu hayretten, şaşkınlıktan! TÜİK Sepetinde ne vardı? O var olanları nerden aldı? Kimden aldı? kaça aldı ki, bu rakamlar çıktı geldi ortaya?
O yalan, bu yalan, doğruyla yoktur aram, diyen enflasyonun neşesi de, keyfide yerinde…
Nasıl mı?
Enflasyon, enflasyon olalı böyle sevinmedi. Böyle şımarmadı. Böylesine şımartılmadı. Beni bu kadar hiç kimse sevmedi dedi. Sonra attı kendini meydana halay çekti saatlerce…Öyle bir döktürdü ki…Değmeyin gitsin! Daha sonra yetmez dedi, bir de çiftetelli oynamam lazım! Bir de çiftetelli oynadı dosta düşmana karşı!
Hayırdır yine ne oldu, neden bu kadar sevindin, neden yine ağzın kulaklarında diyenlere ne mi dedi enflasyon? Ben bu ülkeye bayılıyorum dedi, benim değerimi biliyorlar, bir dediğimi iki etmiyorlar, bir elim yağda, bir elim balda!
Neden terk edeyim bu insanları? Neden düşeyim yakalarından?
Enflasyon kahkahalar attıkça, çın çın çınladı sokaklar, caddeler meydanlar… Hâlâ gülmeye devam ediyor! Yeminle yüzde bir buçuk bile değilmişim diyerek!
Sepet sepet yumurta, enflasyon bunu unutma dedik demesine de, Sadece yumurtaya gelen zam Ağustos enflasyonunu hoplatırdı!
Hoplatmadı! Enflasyon yerine biz hopladık yerimizden, yine ne oluyor, yine ne oldu diyerekten…
Madem enflasyon bu kadar düşük çıktı, biz neden hissetmedik! Neden farkına varamadık? Neden bize yansımadı? Laga luga mı desek, laga luga değildir mi?
*****
Yüzde bir virgül kırk altıyı gördükten sonra, yalanın batsın rakam dedi insanlar!
Allah’tan kork!
Muzibin biri aradaki virgül fazla dedi…
Kaldırın o virgülü, öyle okuyun rakamı!
Nasıl yani dediler?
Çok basit dedi, kaldırın virgülü, görmeyin, hatta silin!
Virgülsüz kaç o rakam?
Yüz kırk altı!
Kaçmış enflasyon?
En az yüzde yüz kırk altı!
Hatırlarsanız bir zamanlar nokta ile virgül vardı!
Çok hoş televizyon programları yapmışlardı.
Abdullah Şahin namı diğer nokta, Enver Demirkan namı diğer virgüldü.
Millet her ikisine çok güldü.
Onlarda milleti çok güldürdü.
Bir ile kırk altı arasındaki virgül insanımızı güldürmedi amma bir hayli düşündürdü.
Hem virgüllü hali hem de virgülsüzü!
*****
Bir ile kırk altı arasına neden koymuşlar virgülü diye soranımız oldu mu?
Olmadı!
Noktalı virgül koyacak halleri yok ya diyenlerin yaptığı espriler dahi gülümsetmiyor!
Farkındaysanız gülmeyi unuttuk bu rakamlar ve enflasyon yüzünden…
Açıklama yapıldıktan sonra, rakam rahatlıyor, enflasyon meydanlarda kurdunu döküp zil takıp oynuyor, biz ne mi yapıyoruz?
Arpacı kumrusu gibi düşünüyoruz!
Önümüzde Eylül ayının, Ekim Ayının, Kasım ayının ve Aralık aynın enflasyon rakamları var!
Bu gidişle sıfır virgül bilmem kaç diye rakamlarda çıkabilir mi?
Neden olmasın?
TÜİK’in bizim sepette ne var, ne yok baktığı, gördüğü var mı? Kaça aldın, kaç lira verdin, ne ödedin diye sorduğu var mı? Sokak enflasyonu ne diye dolaştığı, tespitlerde bulunduğu görülmüş, duyulmuş mu?
Gelmiş Eylül ayı! Hava sıcaklıkları düşmeye başladı! Yakacak meselesi gündemde, ardından okullar açılacak! İnsanlar açıldıkça açılacak!
Elektrik ve Doğalgaza gelen zamlar TÜİK rakamlarından önce geldi! Bizi önce elektrik çarptı, sonra doğalgaz, ardından TÜİK rakamları…Bu kadar çarpıldıktan sonra, ne mi yaptık? Sevmek, güvenmek, itimat etmek kavramlarının arasına virgüller koyduk geçtik!
*****
Ağustos enflasyonu yüzde bir virgül kırk altı çıktıktan sonra yıllık enflasyon, yüzde seksen virgül yirmi bire yükseldi.
Nasıl mı?
İstemeye-istemeye!
Yüzde seksen küsur amma, hava rahat, ortam rahat, fiyatlar gevşedi, fiyatlara parmaklarının ucuyla dokunma dönemi başladı artık, yakmıyor, acıtmıyor, eskinin elli lirası 10 lira gibi, bazen beş lira gibi amma olsun varsın!
Ne çıkmış enflasyon?
Yüzde bir buçuk bile değil!
Yeminle oraya kadar da varmamış!
Şimdi bu enflasyon ben neymişim be abi dese haksız mı?
Demek ki, enflasyon bu kadar düştü ha!
Biz neden mi hissetmiyoruz?
O da hissinizle sizin aranızda!
Enflasyon düştü denmişse, düşmüştür o enflasyon!
Daha durun neler olacak o enflasyon!
Önce tökezleyecek! Sonra ayağı bir yerlere takılacak! Yere çakılacak, yere!
Esas siz onu yere çakıldığında görün!
Doğrudur, bizi çok gören oldu da!
*****
Enflasyona göre her şey yolunda. TÜİK rakamlar gerçeği yansıtıyor ısrarında. Biz ise cepteki ve mutfaktaki yangınları söndürememişler olarak bir sağa bir sola koşuyoruz. İtfaiye söndüremez bendeki yangını diyenleri ne duyan var, ne de duymak isteyen!
Halimiz bu güzel şarkının dizeleri gibi, “Gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar /Yeryüzünde sizin kadar yalnızım / Bir haykırsam belki duyulur sesim /Ben yalnızım ben yalnızım yalnızım!” diye haykırsak da duyan yok sesimizi…
İşte onun içindir ki enflasyon, bana kimse laga luga yapmasın, nihayetinde bir virgül kırk altı yükselmişim, sevildiğinizi bilin diye aramızda dolaşıp duruyor!