ÖZAL’I ANARKEN…
Bugün 17 Nisan 1993 tarihinde görevi başında kaybettiğimiz 45. ve 46. Hükümetin Başbakanı, Anavatan Partisi Genel Başkanı ve Türkiye Cumhuriyetinin 8. Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal’ın ölümünün 21. Yıldönümü…
Onun ismi cumhuriyet tarihimizde 12 Eylül 1980 sonrasında, fırtınalı yıllar diyebileceğimiz siyasi, sosyal ve Ekonomik sıkıntıların hat safa da yaşandığı bir dönemi, farklı siyaset anlayışıyla çözen ve rahatlatan lider olarak anılmaktadır.
Özal’ı farklı eden en temel özellik ise; Adına Milli BİRLİK ve BERABERLİK dediğimiz ‘‘ Türk Milletinin tüm fertlerini kaderde tasada ve kıvançta ortak bir paydada bir araya getirme’’ yetisidir!
Bununla birlikte her alanda dünya ile bütünleşmek olarak adlandırdığımız globalleşmenin önündeki bürokratik engelleri ve tabuları da yıkmış olmasıdır!
Naçizane bendenizde gençlik yıllarımın büyük bir bölümünde kendileriyle birlikte siyaset yapma şansına ve şerefine erişerek, Anavatan partimizin çeşitli kademelerinde ve İl Başkanı olarak hizmet etme imkânına sahip oldum. Bu onuru daima yaşayacağım…
***ONU FARKLI KILAN HİZMETLERİ;
*DİN ve VİCDAN HÜRRİYETİ
Ceza kanunda suç olarak görülen her türlü dini inanç ve ibadet hürriyetlerinin önündeki engellerin kaldırılarak serbeste binmesi, kimsenin inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamayacağının yasayla güvence altına alınması 163. maddesinin kaldırılması!
*DÜŞÜNCE ve DÜŞÜNCEYİ İFADE EDEBİLME HÜRRİYETİ
Bu temel hürriyetin önünde engel olarak duran ceza kanunumuzdaki düşünceyi ve ifadeyi suç olarak gösteren, 141 ve 142. maddelerin kaldırılması!
*TEŞEBBÜS HÜRRİYETİ
Ekonominin önündeki engellerin tek tek kaldırılması, gümrük mevzuatının sadeleştirilmesi, ihracatın teşvik edilmesi ve en önemlisi Türk parasını koruma kanununda yapılan değişiklikle Türk lirasının Konvertibl hale dönüştürülmesi, bunun sonucunda ihracat patlaması yaşanması olmuştur.
Dış politikada ise bir tarafta Sovyetler birliğindeki özgürlük mücadelelerini önceden görebilme yetisi ile ‘‘Adriyatik’ten Çin denizine kadar Türk illeri’’ hedefi ve öngörüsü beraberinde ‘‘ Karadeniz Ekonomik işbirliği’’ antlaşmaları…
Diğer tarafta ise Atatürk’ün;‘‘ Yurtta Sulh Cihanda Sulh!’’ çizgisinde haysiyetli ve onurlu dik duruşudur!
Merhum Özal’ı özel yapan herhalde tevazu dolu yapısı ile olaylara farklı yaklaşımı ve pratik çözümleri olmuştur! O milletin ta kendisidir! Siyaseti ikna, uzlaşma ve hoş görü üçgeninde ‘‘ HALKA HİZMET, HAKKA HİZMET’’ anlayışıyla icra etmesidir!
Allah sevgisi, Vatan sevgisi, Bayrak sevgisi, Millet sevgisi bu hamurun mayası olmuştur!
Bugün bir kez daha ‘‘leylaklar dökülüp, güller ağlasın’’ diyerek ona el sallarken, çocukların tonton dedesi, milletin sevgilisi, merhum Özal’ımıza; ölüm yıldönümünde ona ve fikirlerine ne kadar çok ihtiyacımız olduğu bilinciyle, hatırası önünde bir kez daha saygıyla eğiliyoruz. Cenabı Allah’tan rahmet diliyoruz...
Kabri cennet mekân olsun…