Konya ile iç içe ama gurbette geçen yıllarımda Konyalı olmam genelde hep sempati ortamı oluşturmuştur. İstisnası Konya’ma salt siyasi nedenlerle şaşı bakanlardır ki onlar 60 yıl önce de vardı*; sayıları azalmış olsa da şimdi de varlar, bunlarla didişmekten de çekinmemişimdir. Gurbette Konyalı dost meclislerinde Konya’yı eleştirmemiz gönlümüzdeki yüce yerinden kaynaklanmaktadır.
Konya’mın girişimcilik ruhunun kendilerini ticaret dehası ilan eden illerden daha düşük olduğunu düşünmüyorum. Konya’nın eksiğinin yeterince marka oluşturmamak olduğunu düşünür, hoşgörünüzle bunun da birlik-beraberlik ve organize olma eksikliğimizden kaynaklandığına inanırım. Konya ülkemin belki de en eski mobilyacılar Çarşısı’na sahiptir ama günümüzde Kayseri ve İnegöl mobilya şehri olarak anılırken kentimin büro mobilyaları hariç bilinir ulusal ve uluslararası mobilya markası yoktur. Konya dünyanın her yerine taşıt araç yan sanayii ve makine aksamı ihraç eder ancak bilinen bir üst markası yoktur. Belki de kendi imkanlarıyla bir otomobil markası yaratabilecek kapasitesi vardır ama Konya otomotiv sanayiinde ilk akla gelen şehirlerden değildir. Süt ürünleri alanında Türkiye’nin ilk 500 kuruluşları listesinde temsilcilerimiz vardır ama Konya peynirinin marka bilinirliği arzulanan düzeyde değildir. Konya ülkemin belki de en eski ve en büyük kunduracılar Sitesi’ne sahiptir, önemli bir üretim gücü vardır ancak tasarım ve üretimde marka bilinirliği yüksek değildir. Örnekleri çoğaltmak mümkündür, tekstil ilk akla gelenlerdendir. Unuttuklarım varsa affola; Zade, Atiker, Pakpen, Tümosan, Ova, Enka, Akova, Bürotime tabii en başta amiral markamız Torku markalaşma yolunda önemli mesafeler almış gurur kaynaklarımız.
Konya ekonomik gücünü, know-how bilgilerini, kentimi yönetenlerin liderliği, sanayi ve ticaret odalarının öncülüğü, üniversitelerin ve sivil toplum kuruluşlarının desteği ile birleştirir ve “ bir olup iri olmak” felsefesini “benim olsun küçük olsun” felsefesinin yerine koyarsa gerçekten hem Konya’m hem ülkem kazanır. O zaman ne marka bilinirliğinde Kayseri’nin, Gaziantep’in çok gerilerinde kalınır ne de ihracat liginde 912 firma ile 1.67 milyar dolarları yakalamış Kayseri’nin , 1697 firma ile 6 milyar doları aşmış Gaziantep’in takipçisi oluruz. (Ekonomi Bakanlığı rakamları 2013 - Konya 1427 firma, 1. 35 milyar dolar)
Ben Konya Sanayi Odası Başkanı Sn. Memiş Kütükcü’nün “Made in Konya” projesini heyecanla karşılıyor; başarıya ulaşmasını yürekten diliyor ve Sn. Kütükcü ile proje destekçilerini kutluyorum. Unutmayalım ki; markalaşma prestij ve artı değerdir.
Son söz: Ülkemin en büyük tarım arazisine sahip Konya’mın tarım ürünleri çeşitliliği ve tarıma dayalı ihtisas organize sanayi çalışmalarında da öncü olması gerektiği düşüncesindeyim. Saygı ile
*1954 yılında Dünya Gazetesi muhabiri olan Oktay Ekşi “camide namaz kılmakta olan çember sakallı bir adam biz önünden geçerken aç gözle yanımdaki kadına baktı.” “Konya’da herkes çember sakallı” ifadelerini taşıyan yazı yazmıştır. (Konya Maarif Koleji’nden Meram Anadolu Lisesi’ne Elli Yılın Öyküsü kitabı; Ali Tartanoğlu; sayfa 45)