MAKAMLARA SİZ DEĞER KATIN...

Oktay Mermer

Çok güzel bir söz vardır: Bazı insanlar makamlarını yüceltir. Bazı insanları ise makamlar yüceltir. Bu söz tarihin çeşitli devirlerindeki insanlar ve bulunduğu makamlar için de geçerlidir. Son zamanlarda çevremizde gördüğümüz makam sahipleri acaba hangi kriter kapsamına girer bir düşünelim.

Hemen herkes makam sahibi olmanın peşinde.
Hele şu günlerde on binlerce kişi AK Parti yönetiminde olmak için sıraya girmiş durumda.
İçlerinde memlekete hizmet etme sevdasında olanlar elbette var. Ama öyle isimler duyuyoruz ki, şaşırmamak elde değil.
Bir bugüne kadar yaptıklarına bakıyorsunuz, bir de aday olduğu makama, o mu ülkeyi yönetecek demeden geçemiyorsunuz...
Biraz azalsa da diploma sevdasından vazgeçmiş değiliz.
Hele bir diplomam, sermayem, makamım olsa neler yaparım neler diyenler o kadar çok ki!..
Peki makamlar mı insana değer katıyor yoksa kişiler mi oturdukları makamı önemli hale getiriyor?
Eğer bir kişi, o kudretli makamdan ayrıldıktan sonra da aynı ilgiyi görüyorsa, demektir ki, o makama değer katan, o kişidir.
Yok eğer, o makamdan düştükten sonra, yüzüne bakan yoksa vay onun haline. Yaşamının ondan sonraki bölümü hiç kolay geçmeyecektir...

Seçilmeden, atanmadan önce nasılsanız, koltuğa gelince de aynı olun.

Samimiyetinizi koltukta iken gösterin, koltuktan inince ya da öncesinden değil.

Randevuevinize sadık kalın.

Görüşmek isteyenleri asla geri çevirmeyin.

Görüşmelerinizi not alın, anında çözüme geçin ya da geçirin..

Karşı tarafa olumlu, olumsuz mutlaka dönüş yapın ya da yaptırın.

Siyasetçi iseniz, yerel yönetici iseniz, halk ile çalışıyorsanız mutlaka arada bir halk günleri yapın.

İş yerlerini esnafı ziyaret edip dertlerini sıkıntılarını dinleyin. Not alın yukarılara iletin.

Parti yönetimine seçilmek demek,  mahallenizin, ilçenizin, ilinizin sorunlarını dinlemek, istek ve önerilere çözüm olmak,  ilgililer ile devreye geçmek daha sonrası çözüm üretmek bir gönüllülük esasıdır.

Esas olan parti il başkanlarına,  belediye başkanı,  milletvekili adayı olamayacaksınız dendiğinde de kendi çıkarlarını düşünmeden göreve talip olmaktır.

Aslında yönetime ya da başkanlığa aday olanlar tek tek mülakattan geçirilip göreve gelme istekleri sorulmalı bu ekipte psikologlar da olmalı. Kimin gerçek vatan-millet-devlet-bayrak aşkında olduğunu iyi değerlendirmeli ki yarın pürüzler çıkmamalı.

Diğer tarafta vekiller, yerel yöneticiler, bürokratlar sizler de aynı şekilde halkın içinde olmalısınız ama maalesef ki çoğuna ulaşılamıyor bile.

Bu nasıl bir anlayış, bu nasıl bir tavır, bu nasıl bir yukarıdan bakış ki. Defalarca randevu talebinde bulunduğumuz halde çoğuna ulaşamıyoruz.

Hem de randevularımızı STK adına, bir topluluğu temsilen bulunuyoruz ama nafile.

Lütfen bana yazın bende bu durumda olanları tek tek en yukarıya bildireceğim, sizin yazdıklarınızı halka da ismi ile şikayet edeceğim.

Yeter artık söz milletin…

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.